Van’ın Erciş ilçesindeki Zilan Deresi’nde yapılması planlanan HES projesi iptal edildi. Mahkeme, projenin çevreye zarar vereceği yönünde karar verdi. Davayı açan aktivist Şahabettin Demir, kararın olumlu olduğunu söylüyor ancak tehlikenin devam ettiğine dikkat çekiyor. Demir, HES’in toplu mezarların olduğu bölgede yapıldığını, bu yüzden zaman zaman insan kemiklerin toprak üstüne çıktığını dile getiriyor.
YAZI: Şenol BALİ
Van Erciş ilçesinde bulunan ve doğal zenginliğiyle bilinen Zilan Vadisi üzerinde kurulmak istenen HES’e karşı uzun yıllardır yurttaşların ve çevre örgütlerin bir mücadelesi söz konusuydu. Van Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından 30.03.2012 tarih ve 1318 sayılı yazısı ile 30.03.2012 tarih ve 14 No’lu “ÇED gerekli değildir” kararıyla, 2014 yılında inşaatı başlatılan Zilan HES projesi, köylülerin ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin itirazı üzerine durdurulmuştu.
Geçtiğimiz günlerde Danıştay tarafından bozularak tekrar yerel mahkemeye gönderilen Zilan regülatörü ve HES projesinin iptali ile ilgili davada karar çıktı. Van 1. İdare Mahkemesi, verdiği kararda “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararının uygun olmadığına hükmetti. Kararda, projenin çevreye olabilecek olumsuz yöndeki etkilerinin önlenmesi ya da zararının çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin alınmadığı sonucuna varıldığı belirtildi.
Söz konusu kararda, “Bu veriler ve değerlendirmeler esas alınmak suretiyle tesis edilen dava konusu ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir’ kararının uygun olmadığı, projenin çevresel etkilerinin ilgili uzmanlık alanları cihetiyle daha detaylı incelenmesi ve ÇED raporunun alınması gerektiği açıkça ortaya konulmuştur. Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporlarının birlikte değerlendirilmesinden; her ne kadar, anılan raporlarda yer alan inşaat, ziraat ve jeoloji uzmanlarınca, dava konusu işlemin ilgili uzmanlık alanları itibarıyla uygun olduğu yönünde görüş ve kanaat belirtilmiş ise de, özellikle ekolojik canlılığın devamı için gerekli olan can suyu miktarının dere yatağına ne kadar bırakılacağının proje tanıtım dosyasında belirtilmemiş olması, yine alanda bulunan su ürünlerinin ve flora-faunanın endemik çeşitliliği bakımından proje tanıtım dosyasının yeterli kapsamda olmadığı görülmektedir” ifadeleri yer aldı.
“ÇED Gerekli Değildir” Kararında Hukuka Aykırılık Bulundu
Zilan Elektrik Üretim Anonim Şirketi tarafından kurulması planlanan “Zilan Regülatörü ve HES Proje Revizyonu ve Kapasite Artışı” projesine ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın “ÇED gerekli değildir” kararını da değerlendiren mahkeme, konuya ilişkin ise: “Çevre Kanunu ve Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği kapsamında çevre üzerindeki olumsuz etkilerini, projenin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalarla alınacak önlemlerin ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olmayan, projenin çevreye olabilecek olumsuz yöndeki etkilerinin önlenmesi ya da zararının çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin alınmadığı ve literatür bilgilerine dayalı hazırlanan ve proje özelinde uygun ve yeterli olmayan Proje Tanıtım Dosyasına göre verilen dava konusu ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır” şeklinde karar verdi.
Davayı Açan Aktivist Demir: “HES Yapılacağını Bilmiyorduk, İtiraz Ettik”
Davanın sürecini ve bölgede yaşananları davayı açan aktivist Şahabettin Demir ile konuştuk. Demir, HES’in yapımına pandemi döneminde ve gizli bir şekilde başlandığını söylüyor: “Pandemi sürecinde haberimiz olmadan iş makinaların geldiğini gördük. Makinaların çalıştığı yer Koçköprü Barajı’na çok yakın. Ne olduğunu bilmiyorduk, pandemiden dolayı yasaklar vardı. Suyun bulanık akmasıyla fark ettik. Oraya gittiğimizde güvenlik güçleri tedbir almıştı, zaten bize de burada HES yapıldığını söylemediler. Birkaç gün sonra HES yapılacağını bir şoför söyledi. İtiraz ettik, basın açıklaması düzenledik. Etkinliklerimizin çoğu Van’da devam eden eylem ve etkinlik yasakları gerekçe gösterilerek engellendi.
Demir, uzun süre mücadele ettiklerini ve devamında zorlu koşullarda dava sürecini başlattıklarını dillendiriyor: “Komşu köylerle iletişime geçtik, sonra Zilan Ekoloji Platformunu kurduk. O köylerde yaşayanlar ve diğer kentlerdeki çevreciler katıldı. Örgütlenmeye çalıştık ama avukat bulamadık. Tehditler oldu. Ankara’dan bir avukat bulduk. Dava açtık ama bu sefer de davacının ehliyeti yok diye bir karar çıktı yerel mahkemeden. O köyde yaşamıyorum diye böyle bir karar çıkarıldı. Bu karara itiraz ettik ve Danıştay kararımızı yerinde buldu. Sonra keşif kurulu oluşturuldu. Buna da itiraz ettik, yerel mahkeme bunu da kabul etmedi. Bu konuda da itirazımız oldu. Dava bayağı uzun sürdü.”
“Kepçe ve Dozerler Çalıştığında İnsanların Kemikleri Çıkıyordu”
Tehdit edildiğini söyleyen Demir, Türkiye’deki ekolojik örgütlerle temas kurduklarını, bazılarının kendilerini desteklediğini söylüyor ancak istedikleri duyarlılığı görmediklerini ekliyor.
HES’in kurulmak istendiği alan 1930’lu yıllarda 15 bine yakın insanın öldürüldüğü yer. Demir, yaşanan katliama atıf yaparak iş makinaları çalıştığında insan kemiklerinin toprak üstüne çıktığını söylüyor: “Zilan’ın Kürt hafızasında ayrı bir yeri var. Binlerce insanın hayatını kaybettiği bir yer. Kepçe ve dozerler çalıştığında insanların kemikleri çıkıyordu çünkü toplu mezarlar üzerine yapılan bir HES’ti. Katliamın yapıldığı yere HES yapıldı, şirketin ismini de Zilan’dı. Bu da çok politik bir saldırı aslında. Çünkü Zilan Deresi kan ağlamıştı. Bu durum canımızı çok yaktı. Kapitalizmin doğamıza, tarihimize bu şekilde göz dikmesi bir tepkiye neden oldu.”
“Ağır Tahribata Yol Açacak”
Peki HES faaliyetlerine devam ederse bölgede neler yaşanacak? Demir, soruyu şu sözlerle yanıtlıyor: “Köylerdeki birçok insan göçe zorlandı. Oradaki bitki ve hayvan çeşitliliği tehdit edildi. Tamamıyla faaliyete devam etse sulama barajları yok olacak, tarım arazileri zarar görecek. Balıklar hâlâ ölüyor. Meralar de öyle. Zararları çok olacak. Sadece burada yaşayan su samuru ve bıyıklı balığının nesli tehdit altında. ÇED gereklidir yönündeki rapor olumlu ancak bir hâlâ endişeliyiz. Talebimiz şirketin kapanıp gitmesi. Tehlike devam ediyor”
Demir, HES’in halkın faydasına olmadığını aktarıyor. İktidara yakın birkaç kişi para kazanacağını ama yüzlerce insanın aç kalacağını vurguluyor. Bu durumun fizyolojik ve psikolojik boyutlarına da dikkat çekiyor.
HDP Van Vekilinden “Araştırma Önergesi”
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Tayip Temel, Zilan Katliamına dair hakikatlerin ortaya çıkarılması, mezarların barajın altında kalmasına sebep olan sorumluların yargılanması amacıyla TBMM’ye Araştırma Önergesi sundu. Araştırma önergesinde Van’ın Erciş ilçesinde 1930 yılında yaşanan Zilan Katliamı sonrası köylerin büyük bir kısmı yakılarak boşaltıldığına dikkat çeken Temel, on binlerce insanın katledildiğine vurgu yaptı. Katledilen insanlardan bazılarının gömülecek mezarı dahi olmadığının altını çizen Temel, çoğunun da toplu mezarlara gömüldüğünü ifade etti.
Geçmişte Ne Olmuştu?
Zilan Elektrik Üretim Anonim Şirketi tarafından Zilan katliamının yaşandığı alana yapılmak istenen “Zilan Regülatörü ve HES projesi” için Van Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, 30 Mart 2012’de “ÇED Gerekli Değildir” kararı verdi. Bunun üzerine ruhsat alan Gökakım Elektrik Üretim A.Ş., 2014’te HES projesinin inşaatına başladı. O dönem bazı bölge sakinleri ve kimi sivil toplum örgütlerinin Danıştay’a itirazda bulunmasıyla HES inşaatı durduruldu.
Mahkeme, davalı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından sunulan belgelerin ardından 22 Ekim 2020 tarihinde “davacının proje alanında ikamet etmediği” gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Bunun üzerine Danıştay 6. Dairesine temyiz başvurusunda bulunuldu. Başvuruyu inceleyen Danıştay 6. Dairesi, İdare Mahkemesi tarafından verilen “ehliyetten ret” kararının bozulmasına hükmetti. Danıştay kararı sonrası dava dosyası esastan görüşülmek üzere tekrar Van 1. İdare Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme, 10 Ağustos’ta yürütmenin durdurulması talebinin reddine karar verdi.