Fosil yakıt ekonomisini sona erdirmenin adilce bir yolunu belirlemeyi amaçlayan yeni bir araştırma, en yoksul devletlere 2050’ye kadar süre verilmesi gerektiğini söylüyor.
Bir araştırmaya göre, zengin ülkeler önümüzdeki 12 yıl içinde tüm petrol ve gaz üretimini durdurmalı. En yoksul ülkelere ise fosil yakıtlardan adil bir geçiş sağlamak adına 28 yıl verilmeli.
Manchester Üniversitesi’ndeki Tyndall İklim Değişikliği Araştırma Merkezi’nden Prof. Kevin Anderson tarafından yönetilen rapor, İngiltere, ABD ve Avustralya gibi zengin ülkelerin dünyaya şans vermek için 2034 yılına kadar tüm petrol ve gaz üretimini durdurmaları gerektiğini ortaya koydu. Fosil yakıtlara büyük ölçüde bağımlı olan en yoksul uluslara ise 2050 yılına kadar süre verilmeli.
Anderson, “fosil yakıt ekonomisinden” hızlı bir şekilde uzaklaşmanın gerektiği artık açık olsa da, bunun adil ve hakkaniyetli bir şekilde yapılmasının önemli olduğunu söyledi. Bilim insanı, “Ülkelerin ekonomilerini sürdürmeleri, vatandaşları için adil bir geçiş sağlamaları ile petrol ve gaz üretimini sona erdirme konusundaki yetenekleri arasında büyük farklılıklar var” dedi.
Rapor, her ülkenin zenginliğini ve ekonomisinin fosil yakıt üretimine ne kadar bağımlı olduğunu inceliyor. Çalışma, birçok yoksul ülkenin petrol ve gazdan hızlı bir şekilde uzaklaşması sonucu ekonomik ve politik olarak güçsüz kalacağı, zengin ulusların ise nispeten zenginliğini sürdürürken fosil yakıt üretimini sonlandırmayı göze alabileceği ortaya kondu.
Örneğin, petrol ve gaz gelirinin ABD GSYH’sine %8 katkıda bulunduğunu, ancak, onsuz ülkenin kişi başına GSYH’sinin hâlâ 60 bin dolar civarında olacağını, ki bu küresel düzeyde en yüksek ikinci rakam, buldu.
Bu arada Güney Sudan, Kongo Cumhuriyeti ve Gabon gibi ülkeler, küçük birer petrol ve gaz üreticisi olmalarına rağmen, ekonomileri neredeyse tamamen bu kaynaklara dayalı. Bu nedenle hızlı bir dönüşüm sonucu ekonomilerinin büyük bir darbe görmesi muhtemel.
2015 Paris zirvesini denetleyen BM eski iklim şefi Christiana Figueres, bulguları memnuniyetle karşıladı. Raporun bulguları, özellikle geçen yıl Glasgow’da düzenlenen COP26 konferansında, sivil toplum grupları ve güney ülkeleri arasında iklim adaletine yeniden odaklanma gündeminin ardından geldi.
Ancak Anderson’e göre, “Dünyanın zengin bölgelerindeki politikacılar herhangi bir eşitlik anlayışını ciddiye almıyor.”
Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü tarafından yaptırılan çalışma, gelecekteki petrol ve gaz üretiminin, Paris Anlaşması hedefi olan 1,5 derece ısınma ile ne kadar tutarlı olduğunu ve bunun küresel petrol ve gaz arzının %99,97’sinden sorumlu 88 ülke için ne anlama geldiğini ölçüyor.
Çalışma, küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlama şansının %50 olarak buldu:
Çalışma, bu zaman ölçeğinde bile daha yoksul ülkelerin geçiş yaparken, büyük ekonomik ve politik kargaşadan kaçınmaları adına finansal desteğe ihtiyaç duyacaklarını ortaya koydu.
COP29, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede belirli bir adım olmasına rağmen bazı kritik konularda ilerleme kaydedilemedi…
Önemli risk uzmanlarının kalem aldığı yeni bir rapor, iklim krizine yönelik değerlendirmelerin ciddi etkileri göz…
İzmir Gediz Deltası’nda yapılmak istenen Bölgesel Isıtma ve Termal Sağlık Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama Projesi’ne…
2025 Küresel Riskler Raporu'na göre, devlet temelli silahlı çatışma, 2025 yılı için en önemli ve…
COP29 görüşmelerinde ilerleme özellikle karbon azaltım ve giderme projeleri ile kredilendirme ticaretini esas alan 6.4…
İklim değişikliğiyle mücadelede yeşil ekonomiye doğru bir dönüşüm her geçen gün daha kaçınılmazken, küresel sanayinin…