Yoksul Pasifik ada ülkeleri ise zengin ülkelere bir mektup yazarak emisyon azaltımı hedeflerini bir an önce belirleme çağrısında bulundu…
Zengin ülkeler, iklim kriziyle mücadeleye yönelik yeni planlar üretme konusunda ayak diretmeye devam ederken, dünyanın bu krize karşı en savunmasız ülkelerinden bazıları ise yaşananların yoksul ülkeleri daha büyük tehlikeye attığına dair uyarıda bulunuyor.
Dünya çapında tüm hükümetlerin Eylül ayına kadar seragazı emisyonlarını azaltmaya yönelik yeni planlarını açıklamaları gerekiyor. Ancak şimdiye kadar çok az sayıda ülke bunu yaptı ve sunulan bazı planlar, gereken eylem ölçeği açısından yetersiz kaldı.
Pasifik ada ülkeleri ise gelişmiş ülkelere mektup yazarak acele etmelerini ve gereken karbon azaltımlarını yapmalarını talep etti. Bu arada zengin ülkeler, 2035 yılına kadar yoksul ülkelere yılda 1,3 trilyon dolar iklim finansmanı sağlama yükümlülüklerini nasıl yerine getireceklerine dair ayrıntıları da henüz açıklamış değiller.
Guardian’ın ulaştığı ada devletlerinin gönderdiği mektupta şu ifadelere yer verildi:
“Yüzleştiğimiz gerçeği defalarca dile getirdik: Adalarımızın güvenliği, sizin kararlı adımlar atma yönündeki ortak taahhütlerinize bağlı. Şimdi geriye sadece tek bir soru kaldı: Bu bilgiyle ne yapacaksınız?”
Mevcut Taahhütlerle Sıcaklıkların 2,8 Derece Artma Riski Var
Geçen yıl Azerbaycan’da düzenlenen BM iklim zirvesi COP29’da, küçük ada devletleri ve en az gelişmiş ülkeler grubu, görüşmelerin ilerlememesine yönelik hayal kırıklığına uğrayarak toplantılardan çekilmişlerdi. Dolayısıyla bu ülkeler, Kasım ayında Brezilya’da düzenlenecek COP30 zirvesinden çok daha önce, zengin ülkelerden somut adımlar atmalarını talep ediyor.
Hatta bazı Pasifik adaları ülkeleri, iklim konusundaki yetersizliklerinden dolayı zengin ülkelere uluslararası hukuk çerçevesinde sorumlu tutmaya çalışan bir dava sürecine de dahil olmuş durumda.
Paris Anlaşması’na göre tüm ülkeler karbon emisyonlarını, küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelere göre 1.5 derecede sınırlama hedefiyle uyumlu şekilde azaltım yükümlülüğü taşıyor. Ancak ülkelerin mevcut emisyon azaltım taahhütleri, küresel sıcaklıkların tahmini olarak 2,8 derece artmasına yol açacağı için çok daha sıkı azaltım önlemlerine ihtiyaç duyuluyor.
Çoğu ülke Şubat ayındaki asıl teslim tarihini kaçırdığı için BM, ülkelerden ulusal planlarını, yani Ulusal Katkı Beyanları’nı (NDC) Eylül ayına kadar sunmalarını istedi. Bu bağlamda AB’nin kendi NDC’sini bu yaz sunması bekleniyor. Çin ise bu hafta, COP30 öncesinde planını açıklayacağını duyurdu ancak tarih belirtmedi.
Zaman Daralıyor Uyarısı
Ada ülkeleri ise zamanın daraldığına vurgu yaparak yine aynı mektupta şunları dile getirdi:
“Artık bu yükümlülüklerin yerine getirilme zamanı. Tüm liderlere, özellikle G20 liderlerine, Eylül’deki BM Genel Kurulu’ndan önce tüm seragazlarını kapsayan, iddialı ve 1,5 derece hedefiyle uyumlu, ekonomi genelini kapsayan NDC’lerini sunmaları çağrısında bulunuyoruz. Bu NDC’ler karbon dengelemeye değil, doğrudan emisyon azaltımına odaklanmalı.”
Ayrıca ada ülkeleri, COP30 zirvesinde sunulan NDC’lerin yetersiz bulunması halinde, bu planların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini de ifade etti. Zengin ülkelerin, yoksul ülkelere yardım etmenin maliyetine direnmeleri mümkün olsa da, mektupta şu uyarıda bulunuldu:
“Gecikmenin ve hareketsizliğin bedeli çok daha ağır olacaktır. Gezegen zaten ciddi bir baskı altında; doğal felaketler, ekosistem çöküşü, gıda sistemi çöküşü, ekonomik çöküş ve kitlesel göçler gibi bir felaket döngüsüne girme riski gözlerimizin önünde gerçekleşebilir. Güvenli bir gelecek için çözüm insanlık, vizyon ve işbirliğidir.”