;
Ekonomi Politika

Yoksul Ülkeler İklim Kaynaklı Kayıp ve Hasar için Küresel Vergi Talep Ediyor

vergi

Savunmasız ülkeler, büyük fosil yakıt kullanıcıları ve hava yolculuğu için “iklimle ilgili ve adalete dayalı” vergi talep ediyor.

Sızdırılan belgelere göre, dünyanın en savunmasız ülkeleri, iklim krizi kaynaklı telafisi mümkün olmayan kayıplar için, potansiyel olarak fosil yakıtlar ve uçakla ilgili yeni vergi de dahil olmak üzere, acil finansman talebiyle en zengin ekonomileri zorlamaya hazırlanıyorlar.

Aşırı hava olayları halihazırda birçok gelişmekte olan ülkeyi sert bir şekilde vuruyor ve daha fazla felakete yol açması bekleniyor. Kayıp ve hasar – iklim çöküşünün en aşırı etkilerinden mustarip yoksul uluslara nasıl yardım edileceği konusu- iklim müzakerelerindeki en tartışmalı sorunlardan biri.

Dünyanın en savunmasız ülkelerinden bazıları, bu hafta BM genel kurulunda tartışılmak üzere Guardian tarafından görülen bir belge hazırladı.

Yoksul ülkeler, gelişmekte olan dünyanın uğradığı kayıp ve zarar ödemelerini finanse etmenin bir yolu olarak “iklimle ilgili ve adalete dayalı” bir küresel vergi istemeye hazırlandıklarını gösteriyor.

Fonlar, küresel bir karbon vergisi, havayolu seyahati vergisi, gemiler tarafından kullanılan aşırı derecede kirletici ve karbon yoğun yakıtlara bir vergi, fosil yakıt çıkarımına vergi eklenmesi veya finansal işlemlere vergi ile toplanabilir.

Belge, bunların her birinin avantajlarını ve dezavantajlarını ve Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu ve kalkınma bankaları aracılığıyla zengin ülkelerden fon sağlama alternatiflerini belirtiyor. Fosil yakıt maliyetlerinin arttığı, gıda fiyatlarının yükseldiği ve dünya çapında bir yaşam maliyeti krizinin yaşandığı bir zamanda, zengin ulusların bazı seçenekleri kabul etmesi muhtemelen zor olacak.

Zengin ülkeler geçen yıl Glasgow’daki COP26 BM iklim zirvesinde kayıp ve hasar için bir çerçeve olması gerektiği konusunda anlaşsalar da, bunun nasıl finanse edilebileceği veya kimin katkıda bulunacağı konusunda bir anlaşma yok.

Devletler, bu Kasım ayında Mısır’da COP27’de tekrar bir araya gelecek ve burada kayıp ve hasarın yine önemli bir tartışma konusu olması bekleniyor.

COP26’da müzakereler genellikle “olumlu” bir havada sürdür ve küresel sıcaklık artışlarını sanayi öncesi seviyelerin 1,5 derece üzerinde sınırlama ihtiyacı konusunda fikir birliği vardı.

Bununla birlikte, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana yaşanan jeopolitik çalkantıların ortasında, bu yılki müzakerelerin daha kırılgan olması bekleniyor.

Dünya daha da ısındıkça yoksul ülkelere verilen zararın artması bekleniyor. Antigua ve Barbuda tarafından BM’ye yapılan ayrı bir başvuruda, Karayipler’de artan deniz ve hava sıcaklıklarının yıllar içinde yalnızca ada ülkesinde 7,9 milyar sterlinlik (yıllık GSYH’sinin altı katı) zarara yol açacak bir süper fırtına yaratabileceği konusunda uyarıda bulunuluyor.

Bahamalar Üniversitesi’ndeki iklim değişikliği uyum merkezinin yöneticisi ve Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nden Adelle Thomas şunları söyledi: “İklim değişikliğine en az katkıda bulunan ancak halihazırda mevcut etkilerle mücadele eden Karayipler’deki ülkeler için, küresel ısınmanın 1,5 derece ile sınırlandırılması, uyum için fonların önemli ölçüde artırılması ve daha erişilebilir hale getirilmesi, kayıp ve hasarı ele almak için mevcut ek finansman oldukça önemli.”

BM’nin iklim konusundaki yeni üst düzey yetkilisi Simon Stiell, daha önce Karayipler’deki Grenada adasının çevre bakanıydı ve bu nedenle küçük ada devletlerinin ihtiyaçları ve kırılganlıkları konusunda çok bilgili. Hızla artan iklim çöküşü tehdidi hakkında sağlam tartışmalara öncülük etmesi bekleniyor.

Antigua ve Barbuda’nın BM büyükelçisi ve Küçük Ada Devletleri İttifakı başkanı Walton Webson ise: “Biz borç ve yıkım korkusu olmadan yaşamayı hak ediyoruz. Adalarımız, neden olmadığımız bir krizin en ağır yükünü taşıyor, özel bir kayıp ve hasar müdahale fonunun acilen kurulması, sürdürülebilir iyileşmenin anahtarı. Her geçen yıl daha da aşırı görülen iklim etkileri yaşıyoruz” dedi.