İklim ve enerji düşünce kuruluşu Power Shift Africa’nın direktörü Mohamed Adow, bu yılki BM iklim zirvesini “şimdiye kadarki en kötü yönetilen ve kaotik COP zirvelerinden biri” olarak nitelendirdi.
Ve suçu doğrudan bu yıl zirveye ev sahipliği yapan petrol ve doğalgaz zengini Azerbaycan’a yükledi. Adow’un yorumları, müzakerelerin çıkmaza girdiği ve gelişmekte olan dünyanın talepleri ile zengin ulusların bu talepleri karşılama arzusu arasında herhangi bir uzlaşma belirtisinin bulunmadığı bir anda geldi.
Guardian’a konuşan Adow, sunulan paket iyileştirilmediği takdirde, gelişmekte olan ülkelerin masadan anlaşma olmadan ayrılmaya hazır olmaları gerektiğini söyledi.
COP29 Başkanlığının yakın geçmişteki en kötü başkanlıklardan biri olduğunu ifade eden Adow, “Şimdiye kadarki en kötü ve kaotik COP toplantılarından birini yönetiyorlar. COP zirveleri hassas ve değerlidir; küresel iklim eylemini ilerletmek ve başarılı bir anlaşmaya varmak için beceri ve kararlılık gerektirir. Bu COP’un iklim için bir başarısızlık ve zengin dünya için bir utanç olarak anılmaması için yalnızca birkaç saatimiz kaldı” dedi.
Muhktar Babayev’in harekete geçmesine ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Adow, küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlandırma hedefini canlı tutacak ve gelişmiş ülkelerinin iklim borçlarını ödemekten kurtulmasına izin vermeyecek küresel bir finans hedefi talep ettiklerini yineledi.
“COP’nin gidişatına göre gelişmekte olan ülkeler, eğer masadaki paket iyileşmezse COP29’dan ayrılmaya hazır olmak zorundalar” diyen Adow, “Taslak metin iyileşmeli ve gelişmeli, aksi takdirde anlaşma olmaz. İklim tutkusunu ortadan kaldıracaksa kötü bir anlaşmayı kabul etmenin hiçbir anlamı yok. İklim kriziyle mücadele için gereken trilyonları sağlayacak güçlü bir anlaşma olmazsa Bakü küresel bir hayal kırıklığı olarak anılacak” diye konuştu.
Kötü bir anlaşma yapmaktansa hiç anlaşma yapmamanın daha iyi olduğu vurgusunu yapan Adow, yoksul ülkelerin Bakü’de “rehin” tutulmasına gerek olmadığını belirtti: “Zengin ülkeler iklim finansmanı konusunda borçlarını ödeyemezse gelecek yıl daha iyi bir planla Brezilya’ya geri dönmek zorunda kalacaklar.”