Türkiye ve Yunanistan yeşilleri, her iki ülkenin de fosil yakıtların kullanımının radikal ve etkin bir geçişle durdurması gerektiğini söylerken Doğu Akdeniz’de hemen tüm petrol ve gaz aramalarını durdurmaları yönünde çağrı yaptı.
Yunanistan ve Türkiye Yeşilleri Doğu Akdeniz’de önce iki ülke arasında başlayan, daha sonra da uluslararası bir krize dönen doğalgaz ve petrol arama faaliyetlerine ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı.
Türkçe, İngilizce ve Yunanca olmak üzere üç dilde yayımlanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Yunanistan ve Türkiye Yeşilleri olarak, Doğu Akdeniz’de yükseltilmekte olan gerginlik hakkında ciddi kaygı duyuyoruz.
İklim krizini yaşadığımız bu çağda, ısrarla agresif bir fosil yakıt araması, kabul edilebilir bir dış politika aracı olamaz: Dünya çapında zaten teyit edilmiş petrol ve doğalgaz rezervleri gezegenimizi mahvetmek için yeter de artar bir miktarda.
Ülkelerimizin ikisi de fosil yakıtların kullanımının radikal ve etkin bir geçişle durdurmalı. Bunun başlangıcı, tüm olası yeni rezerv aramalarına kendi kanunlarında yasak getirmektir.
Ortak güvenlik ve refahımız da tehdit altında. Bugünlerde Doğu Akdeniz’de yaşadıklarımız, petrol ve doğalgaz projelerinin çoğu zaman askeri gerginlik ve barışa tehditlerle el ele gittiğine dair yaygın izlenimi ne yazık ki doğruluyor.
Hem Yunanistan hem de Türkiye son on yılda acı ekonomik krizler yaşadılar. İki ülke de askeri çatışma veya uzun vadeli silah yarışını kaldıracak vaziyette değil. Barış ve işbirliği günümüzde her zamankinden daha önemli; zira hiçbir ülke kendisini iklim değişikliğine, hatta Covid-19’a bile karşı ulus temelinde etkin koruyamaz.
Biz Yeşiller için, deniz tabanı dahil deniz ekosistemleri korunması gereken müştereklerdir. Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) gibi yaklaşımlar son derece insan-merkezli, milliyetçi ve materyalisttir. Yunanistan ve Türkiye’ye çağrımız MEB iddialarını bırakmaları; en azından Doğu Akdeniz için. Yine de, daha fazla askeri gerginliği engellemek gayesiyle, sadece hafif ve sürdürülebilir şekilde kullanılmaları şartıyla, MEBlerin iyi niyetli müzakerelerle ve bu başarılamazsa uluslararası hukuka göre belirlenmesini kabul etmeye hazırız.
Biz Yunanistan ve Türkiye Yeşilleri’nin hükümetlerimize ve Kıbrıs, İsrail ve Mısır hükümetlerine çağrısı, Doğu Akdeniz’de hemen tüm petrol ve gaz aramalarını durdurmalarıdır. Bu barış inşası için bir adım olmanın yanı sıra sürdürülebilirliğe ve iklim değişikliğiyle mücadeleye asgari bir bağlılığın gereğidir.
Ege sularında tüm petrol ve doğalgaz aramalarını kalıcı olarak donduran 1976 Bern Anlaşması emsali bugün bize güzel bir rehber teşkil edebilir. Sıfır fosil yakıt arama ve çıkarma politikası kural hâlini almalı.
Türk-Yunana ilişkileri 2000’lerin başında Türkiye’nin AB katılım süreci günlerindeki, her iki tarafın da iftirakları barışçıl bir şekilde çözmenin yol haritasına dair aşağı yukarı mutabık olduğu hâline dönmeli. Ulusal hükümetler için cazibesi olan bir iktidar aracı olsa da, milliyetçilik, tüm toplumlar için kör bir sokaktır.”