YAZI: Şenol BALİ
Enerji en önemli ekonomik faaliyetlerden biri olarak kabul ediliyor. Enerji üretiminin doğaya uygun olması da son yılların tartışılan temel konularından biri. Son 200 yıldır, enerji elde etmek için dünya kaynakları tüketiliyor, bunun sonucunda çevresel kirlilik yaşanıyor.
Bu açıdan emisyonların azaltılacağı, kirliliğin minimal bir düzeye çekileceği ve enerji üretiminin sürdürülebilir bir hâl alacağı yeni yönteme ilişkin ihtiyaçlar iyice görünür olmaya başladı. Sınırsız ve temiz olması itibarıyla güneş enerjisi en önemli enerji kaynaklarından biri olarak gösteriliyor ve bu alanda adımlar atılıyor. Dünyada olduğu gibi Türkiye de enerjide ithal fosil yakıtlı kaynaklara bağımlılığı azaltmak için güneş enerjisi potansiyelini elektrik üretimi amacıyla değerlendirmeyi planlıyor. Ülke sıcak su amaçlı güneş enerjisi kullanmada dünya birincisi. Ancak uzmanlar artık soğutma ve elektrik amaçlı projelere de yönelmenin gerektiğini savunuyor.
Elektrik İşleri Edüt İdaresi (EİE) verilerine göre Türkiye’nin yıllık ortalama güneşlenme süresi 2 bin 640 saat. Bu arakam, birçok Avrupa ülkesindeki ortalamanın oldukça üstünde. Bu potansiyelin enerji anlamındaki değeri brüt 87,5 milyon ton eşdeğer petrol potansiyeli olduğu görüşü dile getiriliyor.
Bu alandaki yatırımlar ve teşvikler devam ediyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Şubat 2022 tarihinde yaptığı açıklamada güneş ve rüzgar enerjisinden elektrik üretilmesine yönelik yatırımların halihazırda genel teşvik sistemi çerçevesinde desteklendiğini bildirmişti. Bu program çerçevesinde buna dönük yatırımlarda KDV istisnası ile gümrük vergisi muafiyeti desteği sağlanacağı belirtilmişti. Yine yatırımcıların sigorta primi işveren hissesi desteğinden de faydalanabileceğini aktarmıştı.
“Bu desteklerimizle hem karbon salımı azalacak hem de enerji maliyetleri düşecek. Böylece, yatırımcılarımızın rekabet gücü artacak” ifadelerini kullanan Varank, “Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum çerçevesinde bu kararı aldık. Desteklerimizle ülkemizin alternatif enerji kaynaklarından daha fazla faydalanmasına ve işletmelerimizin sürdürülebilirliğine önemli katkı sağlamış olacağız” sözlerine yer vermişti.
Türkiye’de son 20 yılda elektrik üretimi konusunda sayısız santral faaliyete geçti. Yurtdışından alınan doğalgaz bu santrallarda elektrik enerjisine dönüştürüldü. Yenilenebilir enerji konusu zaman zaman gündeme gelerek güneş ve rüzgar enerjisi elde edilmesi için çalışmalar yürütüldü. Bu çalışmaların sonucunda Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) 2019 yılında bir yönetmelik çıkardı. Elektrik Piyasasında Lisanssız Üretim Yönetmeliği’nde güneş elektrik santrallarının (GES) teşvik edildiği belirtildi. Bu yönetmelikle devlet, güneş enerjisiyle elektrik üreten kişiye 10 yıl ödeme yapılacağının garantisini vermişti. Söz konusu yönetmelikte, “Üretilen ihtiyaç fazlası elektrik enerjisi için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından ilan edilen kendi abone grubuna ait perakende tek zamanlı aktif enerji bedeli, tesisin işletmeye girişi tarihinden itibaren 10 yıl süre ile uygulanır” ifadesi yer almıştı.
Bu yönetmelikle beraber birçok kentte güneş panelleri kurulmaya başlandı. GES sistemi, fabrikalardan, çiftlik damlarına kadar birçok alanda yerini aldı. 11 Ağustos 2022’de EPDK 2019 yılında çıkartılan ve 10 Mayıs 2019’da Resmi Gazete’de yayımlanan eski yönetmeliği iptal etti. Çıkarılan yeni yönetmelikle, daha önce lisanssız üretim yapan bu gibi işletmelerden satın alma garantisi verdiği elektriği bu defa bedava almaya karar verdi.
Bu çalışmadan sonra birçok kentte yurttaşlar tarafından da yatırımlar yapılmaya başlandı. EPDK’nın bu teşvikinden yararlanmak için GES sistemini Van’ın Gürpınar ilçesinde bulunan çiftliğinin damına kuran Saim Ertaş isimli girişimci, sistemi kırsal kalkınma desteği kapsamında kurduğunu söylüyor ve yönetmenliğin yayımlanmasından sonra 700 bin TL’lik bir yatırım yaptığı bilgisini veriyor. Ertaş, devletin 10 yıl alım garantisi vermesinin kendilerinde bir güven oluşturduğunu söylüyor ve “Biz de buna olur dedik. İlkbaharda müracaatımızı yaptık. Müracaatı yapmadan önce dediler ki, ‘gidip bunun alt yapısını oluşturun.’ Alt yapısı için trafo kurmamız gerektiğini söylediler. Trafo kurarken de maliyetin hepsini biz karşılayacaktık” şeklinde devam ediyor.
Trafo kurulduktan sonra geçici kabul yapılacağını, geçici kabulden sonra da başvurunun onaylanacağının bildirildiği ifade ediyor. Geçici kabulün yapıldığını, geçici kabulden sonra da müracaat gerçekleştirdiklerini aktarıyor. Onay sürecinin altı ay sürdüğünü ifade eden Ertaş, “Böylece garanti enerji alım onayını almış olduk. Bu noktaya geldikten sonra devlet bize, ‘kanun değişti ne kadar tüketirseniz o kadar alırız’ dedi. Biz bunu ilk başta yaptığımızda amacımız kendi yerimizin enerji ihtiyacını karşılamaktı” diye konuşuyor. Bu durum karşısında telaşlandıklarını ifade ederek, “Bu kapandı ne yapalım dedik. Ortağımla birlikte ne yapabiliriz diye araştırdık. Devlet serbest piyasayı açtı. Biz de buna endekslendik. Şu an kendi fabrikamız üzerinden enerji tüketimi sağlıyoruz” diye aktarıyor.
Ertaş , mağdur olduklarını söylüyor ve “Tabii biz yolun yarısına kadar devlet teşviki var diye devam ettik. İşin yarısında devlet farklı bir şey çıkarttı önümüze; kanunu değiştirdi. Şu an bir mağduriyet var ortada. Devlet bir mağduriyet yarattı. Baştan müracaatları kabul etmeyecekti, ‘bunun yasası değişir’ diyecekti. Ben üç yıldır kurmuşum bu sistemi. Bankalara borçlanmışım. Çok fazla para ediyor az bir para değil ki. Her bir tesisin kurulumu için en az bir milyon TL gerekiyor. Böyle olunca işin içinden çıkılmıyor” diye devam ediyor.
Hukuki yollara başvurarak dava açtıkları bilgisini veren Ertaş, kendileri gibi birçok kişinin de mağdur olduğunu söylüyor.
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…