Yeni yayımlanan bir çalışmaya göre, küresel ölçekte enerji talebi artmaya devam ediyor ve bu artış, yenilenebilirdeki artışı olduğu gibi yutuyor. Rapor, ısınma, soğutma ve ulaşım gibi tüm sektörlerde verimli ve yenilenebilir enerjiye dayalı bir dönüşüm gerçekleşmesi gerektiğini ifade ediyor.
Son beş yılda yenilenebilir enerjiden elektrik üretiminde kayda değer başarılar elde ediliyor, ancak ısınma, soğutma ve taşımacılık sektörlerinde sınırlı gelişmeler yaşanıyor. Bugün REN21 tarafından yayınlanan 2020 Yenilenebilir Enerji Küresel Durum Raporu’na (Renewables 2020 Global Status Report, GSR) göre, küresel ölçekte enerji talebi artmaya devam ediyor ve bu artış, yenilenebilirdeki artışı olduğu gibi yutuyor. COVID-19 salgını sonrasında, tüm sektörlerde verimli ve yenilenebilir enerjiye dayalı dönüşüm derhal gerçekleşmezse iklim felaketine sürüklenmeye devam edeceğiz.
REN21’in Genel Müdürü Rana Adib “Yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payındaki artışta her yıl arka arkaya yeni başarılar gözlemliyoruz. Gerçekten de, yenilenebilir enerjide önemli gelişmeler yaşanıyor. Hatta bu büyüme ve rekabet gücündeki artış, diğer tüm kaynaklardaki artışın önüne geçiyor. Ulusal ve küresel ölçekte faaliyet gösteren birçok kuruluş, kaydedilen gelişmelerle gurur duyuyor. Ancak yayımladığımız rapor bu konuda uyarı niteliği taşıyor: Elektrik üretiminde gelinen nokta, büyük resmin yalnızca bir bölümünü oluşturuyor. Küresel ölçekte enerji talebi artmaya devam ettikçe sektörde yaşanan bu olumlu artış ancak talepteki artışı doyuruyor. Enerji sisteminin tamamı değişmediği takdirde sadece kendimizi kandırıyoruz” dedi.
Rapor ısınma, soğutma ve ulaşım sektörlerinde yaşanan zorlukların 10 yıl öncesiyle benzer olduğunu ortaya koyuyor. Adib, “Evlerimizin ısınmasını ve arabalarımızı da fosil yakıtlardan arındırmalıyız” diye konuştu.
COVID-19 Pandemisi Gerçek Bir Değişime Sebep Olmadı
Uluslararası Enerji Ajansı (International Energy Agency, IEA), COVID-19 nedeniyle meydana gelen olağanüstü ekonomik durağanlık sebebiyle enerji sektörü kaynaklı CO2 emisyonlarının 2020 yılında yaklaşık %8 azalacağını tahmin ediyor. Ancak 2019 emisyonları şimdiye kadarki en yüksek seviyedeydi ve bu rahatlama geçici. Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için, önümüzdeki 10 yıl boyunca her yıl en az %7,6’lık düşüş yaşanması gerekiyor. Adib “Pandemi nedeniyle alınan önlemlerin önümüzdeki 10 yıl boyunca devam ettiği durumda dahi yaşanan değişim yeterli olmayacak. Mevcut hızda, mevcut sistem ve mevcut piyasa koşullarıyla dünyanın, karbondan arındırılmış bir sisteme geçmesi sonsuza kadar sürecek” dedi.
Kurtarma paketleri, düşük karbonlu bir ekonomiye geçiş yapmak üzere yegâne bir şans sunuyor. Ancak Adib’e göre, bu önemli şansı yitirme riskimiz bulunuyor. Adib, “Belirtilen kurtarma paketlerinin birçoğu kirli fosil yakıt sistemine bağımlılığımızı güçlendiren birçok detay içeriyor. Bazıları doğrudan doğalgaz, kömür veya petrol kullanımını teşvik ediyor. Diğerleri, yeşil bir odak olduğunu iddia etseler dahi, dolaylı olarak bu sektörleri destekliyor. Örneğin elektrikli araçlar ve hidrojen teknolojileri yalnızca yenilenebilir enerji kaynakları tarafından destekleniyorsa yeşil olarak nitelendirilebilir” diye konuştu.
İstihdam Sağlayan ve Sosyal Adaleti Güçlendiren Bir Enerji Sistemi
Raporda, yenilenebilir enerjilere yatırım ve binalarda enerji verimliliği gibi “yeşil” önlemlerin, geleneksel teşviklerden daha uygun maliyetli olduğu ve daha fazla getiri sağladığı belirtiliyor. Rapor ayrıca, yenilenebilir enerji kaynaklarının; istihdam yaratma, enerji bağımsızlığı, gelişmekte olan ülkelerde enerji erişiminin geliştirilmesi, emisyonların azaltılması ve hava kirliliği konularında da önemli katkı sağladığını gösteriyor.
Buna karşın fosil yakıtların gerçek maliyeti, sebep olduğu hava kirliliği, iklim değişikliğine katkı ve trafik sıkışıklığı gibi kalemler de hesaba katıldığında tahmini olarak 5,2 trilyon doları buluyor.
Raporun temel bulguları şu şekilde sıralanabilir:
Raporda Türkiye özelinde ise şu bilgilere yer veriliyor:
COP29, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede belirli bir adım olmasına rağmen bazı kritik konularda ilerleme kaydedilemedi…
Önemli risk uzmanlarının kalem aldığı yeni bir rapor, iklim krizine yönelik değerlendirmelerin ciddi etkileri göz…
İzmir Gediz Deltası’nda yapılmak istenen Bölgesel Isıtma ve Termal Sağlık Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama Projesi’ne…
2025 Küresel Riskler Raporu'na göre, devlet temelli silahlı çatışma, 2025 yılı için en önemli ve…
COP29 görüşmelerinde ilerleme özellikle karbon azaltım ve giderme projeleri ile kredilendirme ticaretini esas alan 6.4…
İklim değişikliğiyle mücadelede yeşil ekonomiye doğru bir dönüşüm her geçen gün daha kaçınılmazken, küresel sanayinin…