Dezenformasyona Karşı İklim Eylemi (CAAD) ve Conscious Advertising Network (CAN), dünyanın farklı bölgelerinde yanlış iklim inançlarının ne kadar yaygın olduğunu ve bunların medya ve sosyal medya tüketimiyle ilişkisini anlamak için bir çalışma yaptırdı.
Araştırma Avustralya, Brezilya, Almanya, Hindistan, İngiltere ve ABD’de gerçekleştirildi ve veriler YouGov tarafından toplandı.
Dezenformasyona Karşı İklim Eylemi tarafından yürütülen çeşitli araştırmalar, yayılan anlatıları ele aldı. Ancak yeni çalışma, bunların küresel etkilerini ölçen ve yaygın iklim dezenformasyon beyanlarının iklim değişikliği ve bunda fosil yakıtların rolü hakkında kamuoyunu nasıl etkilediğini gösteren ilk araştırma niteliğinde.
Altı ülkede yapılan anketler, iklim değişikliğinin var olup olmadığı veya esas olarak insanlardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı gibi temel konularda halkın algısı ile bilim arasında önemli bir boşluk olduğunu gösteriyor.
Çok sayıda katılımcı, iklim biliminin iklim üzerindeki zararlı etkileri hakkında bize gösterdiğinin aksine, fosil gazın iklim dostu bir enerji kaynağı olduğuna inanıyor. Avustralyalıların %34’ü, Brezilyalıların %40’ı, Almanların %25’i, Hindistanlıların %57’si ve ABD vatandaşlarının %39’u gazın iklim dostu bir enerji kaynağı olduğuna inanıyor. Birleşik Krallık’taki nüfusun yalnızca %14’ü bu dezenformasyon örneğine inanıyor.
Veriler birleştirildiğinde, ankete katılan örneklemin %55 ila %85’i ankette yer alan iklim değişikliğiyle ilgili yanlış bilgilendirme ifadelerinden en az birine inanıyor. En yüksek pay Hindistan’ın, en düşük pay ise Birleşik Krallık’ta.
Dünyanın iklim değişikliğinin en yıkıcı sonucunu savuşturmak için zamanı daralırken, kamusal alandaki bu kasıtlı iklim karşıtı saldırılar halkı ve gezegeni iklimden koruyacak azaltım ve uyum önlemleri için halkın talebini zayıflatıyor. Anket sonuçları, iklim eylemini hayatın her düzeyinde korumak için iklim dezenformasyonuna karşı eyleme geçmemiz gerektiğini gösteriyor.
İklim dezenformasyonunun yayılmasında medyanın rolü olduğu açık. Çalışmanın ortaya koyduğu gibi, ülkeler arasında, haftada beş gün veya daha fazla haber tüketen katılımcıların, haberleri tüketmeyenlere kıyasla yanlış bilgilendirme ifadelerine inanma olasılıkları daha yüksek. Bu, haber kaynaklarının haberlerinin düzenli olarak, okuyucularının görüşlerini olumsuz yönde etkileyen yanlış bilgilendirme anlatıları içerdiğini gösteriyor.
Çalışma, “iklim yanlış bilgilendirmesi ve dezenformasyonuyla mücadele etmek için şimdi küresel eylemin gerekli olduğunu” belirten Açık Mektup ile birlikte yayımlandı.
Mektup, COP27’de iklim dezenformasyonunun evrensel tanımına dayalı olarak iklimle ilgili yanlış bilgilere ve dezenformasyona karşı net bir eylem planı geliştirmeyi hedefliyor.
Mektubu Christiana Figueres, Laurance Tubiana, Manuel Pulgar-Vidal ve Bill Hare gibi önde gelen iklim liderleri ve Sky, Patagonia, The Drum gibi reklam endüstrisi liderleri ve markaları imzaladı.
İklim değişikliği açısından dönüm noktası olarak nitelendirilen ve Uluslararası Adalet Divanı'ndan görülen davanın duruşmaları sona…
Enerji Yatırımcıları Derneği Başkanı Cem Özkök, GES ve RES projelerinin yapı denetim kapsamından çıkarılmasının, yatırımcıların…
Dünya Ekonomik Forumu’nun yeni bir çalışmasına göre, küresel seragazı emisyonlarının %40’ını oluşturan sekiz sektördeki emisyon…
Dünya, kuraklık ve arazi bozulumuna en çok maruz kalan ülkeleri desteklemek için yeni bir çerçeve…
İklim ve çevre alanında çalışan 8 sivil toplum kuruluşu, okul, hastane, belediye binası, kamu binası,…
Çin, kömür çıkarımı sırasında açığa çıkan metan emisyonlarını azaltma amacıyla daha sert kurallar getireceğini duyurdu. Metan,…