;
Ekonomi Politika

Yeni Rapor: G20 Emisyonlarını Azaltmazsa İklim Krizinin Şiddetli Etkileriyle Yüzleşecek

Dünyanın en zengin ekonomileri 30 yıl içinde kuraklık, yangınlar, sıcak hava dalgaları ve seller nedeniyle alt üst olabilir. En fazla risk altında olan sektörler tarım, turizm ve kıyı sektörleri. Gıda arzı ve milyonlarca insanın geçim kaynağı tehlikede ve 2050 yılına kadar ulusal GSYH’de %13’e varan kayıplar görülebilir. En kötü etkileri önlemek ve ekonomileri istikrara kavuşturmak için emisyonlar bir an önce azaltılmalı. 

İtalya’nın önde gelen iklim değişikliği araştırma merkezi ve IPCC’nin Ulusal Odak Noktası olan Avrupa-Akdeniz İklim Değişikliği Merkezi’nin (CMCC) yayımladığı yeni bir rapora göre, emisyonları azaltmak için acil olarak harekete geçilmediği sürece, ortaya çıkacak iklim etkileri G20 ülkelerinde geri dönüşü olmayan bir yıkıma neden olacak.

Türünün ilk çalışması olan G20 İklim Etkileri Atlası, iklim etkilerinin önümüzdeki yıllarda dünyanın en zengin ülkelerinde nasıl sonuçlar doğurabileceğine dair bilimsel projeksiyonları derliyor. Araştırma, yüksek emisyon senaryosunda, katlanarak artan iklim etkilerinin G20’de yıkıcı hasara yol açacağını tespit ediyor.

Araştırma, artan sıcaklıkların ve yoğun sıcak hava dalgalarının şiddetli kuraklıklara neden olabileceğini, tarımsal faaliyetler için gereken su kaynaklarını tehdit edebileceğini, büyük ölçekli can kayıplarına neden olabileceğini ve ölümcül yangın olasılığını artırabileceğini gösteriyor. Bazı ülkeler için bu sonuçlar aşağıdaki gibi somutlaştırılabilir:

  • 2050’ye gelindiğinde, sıcak hava dalgalarının tüm G20 ülkelerinde en az 10 kat, Arjantin, Brezilya ve Endonezya’da ise 60 kat daha uzun sürme ihtimali var.
  • 2050 yılına kadar, Hindistan’da, pirinç ve buğday üretimindeki azalma, 81 milyar euroya varan ekonomik kayba ve çiftçi gelirlerinde %15 düşüşe neden olabilir.
  • 2050 itibarıyla, Avustralya’da orman yangınları, kıyı taşkınları ve kasırgalar sigorta maliyetlerini artırabilir gayrimenkul değerlerinde 611 milyar Avustralya doları düşüşe neden olabilir.

Türkiye 2100’de GSYH’sinin %8’ini Kaybedebilir

Raporda, karbon emisyonlarını azaltmak için bir an önce harekete geçilmemesi halinde, G20 ülkelerinde iklim hasarına bağlı GSYH kayıplarının her yıl artacağı ve bu artışın 2050 yılına kadar yılda en az %4 oranında seyredeceği belirtiliyor. Bu oran 2100 yılına kadar %8’in üzerine çıkabilir, bu durumda, G20’nin COVID-19 nedeniyle yaşadığı ekonomik kaybın iki katı kadar bir kayıp yaşanacak. Bazı ülkeler çok daha kötü darbe alacak, örneğin Kanada, 2050 yılına kadar GSYH’sinde en az %4, 2100 yılına kadar ise %13’ün üzerinde (133 milyar eurodan fazla) kayıp yaşayabilir.

Türkiye ile ilgili verilerin sunulduğu bölümde ise şu bulgular öne çıkıyor:

  • Yüksek emisyon senaryosunda, Türkiye iklim etkileri nedeniyle 2050 yılına kadar GSYH’sinin yaklaşık %2’sini, 2100’e gelindiğindeyse neredeyse %8’ini kaybedebilir.
  • Sıcaklık artışının 4 derece olduğu senaryoda, sıcak hava dalgaları günümüze kıyasla 2036 ila 2065’e kadar 42 kat daha uzun sürebilecek.
  • Sıcaklık artışının 4 derece olduğu senaryoda, tarımsal kuraklık 2036-2065 itibarıyla %88 daha sık görülen bir durum haline gelirken, 2 derece senaryosunda söz konusu oran %58’e düşebilir.
  • Türkiye’de yangınlar nedeniyle yanan alanların yüzölçümü, yüksek emisyon senaryosunda 2050 yılına kadar yılda 718 kilometrekare artabilir.
  • Yüzyıl ortasına kadar deniz seviyesinin yükselmesiyle ortaya çıkacak zararın büyüklüğü, yüksek emisyon senaryosunda, 19,8 milyar Türk Lirası, düşük emisyon senaryosundaysa 12 milyar Türk Lirası olacak.

CMCC’de raporun koordinasyonundan sorumlu Donatella Spano, “Kuraklık, sıcak hava dalgaları ve deniz seviyesinin yükselmesinden, azalan gıda kaynaklarına ve turizme yönelik tehditlere kadar uzanan bu bulgular, derhal harekete geçmediğimiz sürece iklim değişikliğinin dünyanın en büyük ekonomilerini ne kadar şiddetli vuracağını gösteriyor. Bilim insanları olarak, sadece emisyonlarla mücadele ederek ve iklim değişikliğine uyum sağlamak için hızlı bir şekilde harekete geçerek iklim değişikliğinin ağır etkilerini sınırlandırabileceğimizi biliyoruz. Önümüzdeki zirvede G20 hükümetlerini bilimi dinlemeye ve dünyayı daha iyi, daha adil ve daha istikrarlı bir geleceğe giden yola sokmaya davet ediyoruz” dedi.

İklim değişikliğinin kıyı erozyonundan tropikal hastalıkların yayılmasına kadar çeşitlilik gösteren etkilerinden dolayı, her G20 ülkesi risk altında. Araştırmaya göre:

  • Yüksek emisyon senaryosunda, Avrupa’da, aşırı sıcakların sebep olduğu ölümler, 2100’e kadar, yılda 2.700’den 90.000’e yükselebilir.
  • 2050’ye kadar, avlanabilecek balık miktarı Endonezya’da beşte bir oranında düşebilir ve yüz binlerce kişinin geçim kaynağını ortadan kaldırabilir.
  • Deniz seviyesinin yükselmesiyle, kıyılardaki altyapı 30 yıl içinde yok olabilir. Yüksek emisyon senaryosunda, Japonya 2050 yılına kadar 404 milyar euro, Güney Afrika ise 815 milyon euro zarara uğrayabilir.

Bununla birlikte, G20 ülkeleri düşük karbonlu politikaları ne kadar hızlı benimserse, iklim etkileri o kadar az katlanacak ve daha yönetilebilir hale gelecek. Küresel sıcaklık artışı 2 derece ile sınırlandırılırsa, iklim etkilerinin maliyeti, 2050 yılına kadar G20’nin toplam GSYH’sinin sadece %0,1’ine ve 2100 yılına kadar %1,3’üne karşılık gelecek şekilde düşebilir. 2015 yılında imzalanan Paris Anlaşması’nda, ülkeler küresel sıcaklık artışını “2 derecenin epey altında” tutmayı kabul ettiler. Ancak mevcut politikalar ve taahhütlerle dünya yaklaşık 3 derecelik bir sıcaklık artışı yoluna girmiş durumda.

Etiketler