Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi’nin son raporuna göre, deniz üstü rüzgar santrallarının kurulu gücü, Asya-Pasifik’teki ülkelerin liderliğinde, 2030’da 234 GW’ye ulaşacak.
Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi’nin (Global Wind Energy Council, GWEC) yeni raporuna göre, Asya Pasifik bölgesindeki önemli artış ve Avrupa’da devam eden hızlı büyümenin etkisiyle, 2019’un sonunda 29,1 GW kurulu güce sahip deniz üstü rüzgar teknolojisi, 2030 yılına gelindiğinde 234 GW’ın üzerine çıkabilir.
GWEC bugün rüzgar sektörüne küresel ölçekte kapsamlı bir bakış sunan Küresel Deniz Üstü (Offshore) Rüzgar Raporu‘nun ikinci baskısını yayımladı. Raporda, bu teknolojinin küresel ölçekteki gelişmesine ilişkin güncel verilerin ve analizlerin yanı sıra, 2030’a yönelik sektör tahminleri ile gelişmekte olan pazarlara ilişkin veriler bulunuyor. Raporda ayrıca, küresel deniz üstü rüzgar pazarının büyümesinde artış kaydetmek üzere oluşturulan destek mekanizmalarına, teknolojinin kalkınma ve istihdama etkisine, şebekeye bağlantı konusuna, maliyetlerdeki düşüş ve tedarik zinciri konularında alınan derslere de yer veriliyor.
Rapor 2019 yılının, yeni eklenen 6,1 GW’lık kapasite ile küresel ölçekte 29,1GW’ye ulaşan deniz üstü rüzgar santralları için tarihteki en etkin yıl olduğunu ortaya koyuyor.
Çin, hayata geçen 2,4 GW’lık yatırım ile yeni tesislerin inşası konusunda üst üste ikinci kez liderliğini koruyor. Çin’i 1,8 GW ile İngiltere ve 1,1 GW ile Almanya takip ediyor. Avrupa deniz üstü rüzgar sektöründe lider konumunu sürdürüyor. Ancak Asya-Pasifik bölgesinde yer alan Tayvan, Vietnam, Japonya ve Güney Kore ile ABD pazarlarında da hızlı yükseliş yaşanıyor ve önümüzdeki 10 yıl içerisinde önemli artış kaydedecek bölgeler olarak belirtiliyor.
GWEC Market Intelligence, 2030 yılına kadar küresel ölçekte, 6,2 GW’lık yüzer deniz üstü rüzgar santralları da dahil olmak üzere 205 GW’dan fazla yeni deniz üstü rüzgar kurulu gücü ekleneceğini öngörüyor. Bu rakam, GWEC’nin COVID-19 krizi öncesinde öngördüğü tahminlerle kıyaslandığında 15 GW’lık artışa işaret ediyor. Bu durum sektörün, enerji dönüşümü ve yeşil toparlanma süreçlerini güçlendirmesi bakımından oynayacağı önemli rolü gösteriyor.
GWEC’in CEO’su Ben Backwell, “Dünyanın dört bir yanındaki hükümetlerin, deniz üstü rüzgar teknolojisine yapılacak büyük ölçekli yatırımların COVID nedeniyle oluşan ekonomik krizden toparlanma sürecinde istihdam yaratma ve ekonomik kalkınmayı ivmelendirmede oynayabileceği rolü fark etmesi sebebiyle, bu yatırımlar küreselleşiyor. Önümüzdeki 10 yıl içinde Japonya, Kore ve Vietnam gibi gelişmekte olan ülkelerin deniz üstü rüzgar pazarında önemli bir paya sahip olduğunu göreceğiz. Bununla birlikte Asya, Güney Amerika ve Afrika’da yer alan birçok ülkede, deniz üstü rüzgar santrallarının ilk kez kurulduğunu göreceğiz” dedi.
Raporun, önümüzdeki 10 yıl içinde, deniz üstü rüzgar sektöründe 900.000 yeni istihdam yaratılabileceğini gösterdiğini söyleyen Backwell, “Bu rakam, karar vericilerin ekonomik iyileştirme kapsamında uygulayacağı stratejilerde bu sektörün büyümesini hızlandırmaları durumunda daha da artabilir. Ayrıca, her 1 GW’lık deniz üstü rüzgar santralı, 3,5 MT CO2’nin atmosfere salınmaması anlamına geliyor. Bu durum rüzgar santrallarını, karbon salımını önleme ve birçok ülkede fosil yakıtların yerini alma yolunda var olan en etkin büyük ölçekli teknoloji haline getiriyor” diye konuştu.
GWEC Strateji Direktörü Feng Zhao ise “Dünyada giderek daha fazla ülkenin deniz üstü rüzgar santrallarının önemli potansiyelini fark etmesiyle, sektörün geleceği umut vadediyor. Piyasa büyümeye devam ettikçe, sektördeki yüzer deniz üstü rüzgar santralları, daha büyük ve verimli türbinler ve Power-X çözümleri gibi yenilikler, yeni kapılar açmaya ve pazarlar geliştirmeye başlayacak. Deniz üstü rüzgar enerjisi endüstrisinin, küresel ölçekte enerji dönüşümünü sağlamadaki önemi giderek artıyor” dedi.
AB Liderliğini Koruyacak
Küresel deniz üstü rüzgar enerjisi pazarı, 2013’den bu yana her yıl ortalama %24 büyüme kaydetti. 2019 yılının sonu itibarıyla Avrupa, deniz üstü rüzgar sektörü için en büyük pazar olmayı sürdürüyor ve küresel ölçekteki toplam santralların %75’ine ev sahipliği yapıyor. Avrupa; İngiltere, Hollanda, Fransa, Almanya, Danimarka ve Polonya’nın öncülüğünde ve diğer AB ülkelerinin 10GW’ı aşkın planlarıyla, 2050 yılına kadar gerçekleştirmeyi planladığı 450 GW hedefi ile deniz üstü rüzgar sektöründe liderliğini koruyacak.
Kuzey Amerika’da 2019 sonu itibarıyla yalnızca 30 MW’lık deniz üstü rüzgar kurulu gücü bulunuyor. Ancak 2030 yılına kadar kurulması öngörülen 23 GW ile bu sektörün gelişimi önümüzdeki yıllarda hızlanacak. ABD’de 2024 yılına kadar büyük ölçekli projelerin hayata geçmesi bekleniyor.
Rapor, 2030 yılına kadar 52 GW’lık yeni deniz üstü rüzgar kurulu gücünü devreye alması beklenen Çin liderliği sayesinde, Asya-Pasifik bölgesine dikkat çekiyor. Tayvan, 2025 yılına kadar 5,5 GW’lık, 2035’e kadar ise 10 GW’lık kurulu güç hedefi olan Çin’i takiben, dünyanın en büyük ikinci deniz üstü rüzgar pazarı haline gelecek. Bölgedeki diğer pazarlar da deniz üstü rüzgâr pazarlarını genişletmeye başlıyor; Vietnam, Japonya ve Güney Kore’de sırasıyla 5,2 GW, 7,2 GW ve 12 GW’lık kapasite kurulumu öngörülüyor.
GWEC, bünyesindeki çalışma grupları ve aralarında Global Offshore Wind, Japan Offshore Wind and Floating Offshore Wind’in de bulunduğu üyeleri aracılığıyla, deniz üstü rüzgar piyasasının gelişimini artırmak amacıyla çalışıyor. GWEC aynı zamanda Dünya Bankası Grubu ve ESMAP ile iş birliği içerisinde, deniz üstü rüzgar kalkınma programı kapsamında, Eylül ayında bir toplantı düzenliyor. 20 adet gelişmekte olan pazarda karar vericilere yönelik gerçekleştirilecek toplantı, deniz üstü rüzgâr santralleri ile ilgili bir sanal çalışma turu da içeriyor.
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…