Kaliforniya Üniversitesi’nin yeni raporuna göre, ABD 2035 yılına kadar elektrik üretiminin %90’ını yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edebilir.
Haber: Adele Peters
Çeviri: Çisil Sevinç
İklim uzmanları yakın zamana kadar elektrik şebekelerinin 2050 yılına kadar karbonsuzlaşamayacağını ve tamamen yenilenebilir enerjiye dönüşümün elektrik tüketicilerine pahalıya patlayacağını tahmin ediyordu.
Ancak rüzgar ve güneş enerjisi ile batarya depolamasının maliyetinin son 15 yılda hızla düşmesiyle, ABD’de elektrik faturaları yükselmeden %90 oranında temiz elektrik kullanılabilir. Buna ek olarak, yenilenebilir enerji altyapılarının artırılması her yıl yarım milyondan fazla kişiye istihdam sağlayabilir.
2045 yılına kadar bütün elektrik şebekelerinin yenilenebilirler üzerine kurulması mümkün.
Kaliforniya Üniversitesi’nin yayımladığı yeni rapora teknik değerlendirme yapan Energy Innovation adlı STK’nın başkan yardımcısı Sonia Aggarwal, “Kirlilik yaratan mevcut elektrik santrallarını elektrik faturalarını yükseltmeden sıfır karbon santrallarına en kısa zamanda nasıl çevirebileceğimizi araştırdık. 2035 yılına kadar %90’lık bir oran yakalayacağımızı beklemiyordum. Ülkemizde değişen maliyetler sonucu bu noktaya gelebilmiş olmamız gerçekten heyecan verici” şeklinde konuştu.
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın yakın zamanda yayımladığı rapora göre, 2010 yılından beri tesis bazlı güneş enerjisi maliyeti %82 oranında düştü. Kıyıda bulunan rüzgar enerjisi santrallarının maliyeti de %39 oranında azaldı.
Dışarıdan gözlemleyenlerin yenilenebilir maliyetlerinde eninde sonunda bir düşüş yaşanacağını tahmin ettiklerini belirten Aggarwal’a göre, yaşanan bu durum Moore yasasına sahip bilgisayar çipi endüstrisine benziyor.
Aggarwal sözlerine, “Maliyetlerde devamlılık gösteren bir düşüş gözlemliyoruz” şeklinde devam etti.
2018 yılında yayımlanan dikkat çekici bir rapor, iklim değişikliğinin en kötü etkilerinden kaçınılması için dünya genelindeki karbon emisyonlarının 2030 yılına kadar yarıya indirilmesi gerektiğinin altını çizmişti.
Yapılan yeni çalışmaya göre, ABD 2030 yılına kadar %70 oranında bir yenilenebilir enerji kapasitesine ulaşabilir, ekonomik kaynaklı emisyonları %18’e indirebilir ve nihai hedefine daha da yaklaşabilir.
Yenilenebilir enerji tedarikinin düşük olduğu koşulda, doğalgaz enerjisinin taleplerde nadir gözlenen ani yükselişlere cevap verebilmesiyle birlikte yenilenebilirler 2035 yılına kadar elektrik üretiminin %90’ını sağlayabilir.
Yapılan tahminlere göre, teknolojik yeniliklerin talebin %10’unun karşılanmasını mümkün kılmasıyla birlikte 2045 yılına kadar yenilenebilirler ve batarya depolaması elektrik şebekesine sürekli tedarik sağlayabilecek.
Yenilenebilirler o kadar ucuzladı ki, maliyetleri halihazırda çalışmakta olan kömür santrallarından daha düşük hale geldi.
Ancak raporda yer alan ifadeler, ekonomik açıdan tesislerin yenilenebilirlere kaymasının doğal olmasına karşın, iklim değişikliği karşısında hızlı adımlar atılabilmesinin federal politikalara bağlı olduğunun altını çiziyor.
Atılacak adımlardan biri, yenilenebilir tedarikinin artırılması için getirilecek hedefleri belirleyen federal temiz enerji standartları olacak: 2030 yılına kadar %75, 2035 için %90 ve 2045 için %100.
Aggarwal, “Bu hedefler, piyasa için talep sinyalinin belirlenmesine yardımcı olacak ve halihazırda kullanılan kaynakları temiz enerjilerle değiştirmek için geliştiriciler, eyaletler ve tesislere yardımcı olacak bir yol haritası gösterecek” dedi.
ABD’nin ekonomisini COVID-19 krizi sonrası iyileştirmeye çalıştığı bu zamanlarda, büyük çaplı konuşlandırmalar yapmak için gerekli teknoloji hazır.
Ülke yeni yenilenebilir enerji santralları inşa ettikçe, her yıl 570 bin yeni iş imkanı yaratılacak çünkü yenilenebilirlerin maliyeti o kadar düştü ki, ekonomik açıdan bakıldığında genellikle güneş ve rüzgar alan bölgelere konuşlandırma yapmak oldukça mantıklı ve bu da ülke genelinde bir dağılım yapılacağı anlamına geliyor.
Bu gelişmeler hayata geçirildiğinde, emisyonlarda yaşanacak düşüşler de beraberinde gelecek.
Aggarwal sözlerini, “Elektrik sektöründen büyük oranda emisyon azaltma fırsatı elimize geçti. İnsanların önceden düşündüğünden çok daha hızlı bir şekilde harekete geçebiliriz” şeklinde sonlandırdı.
Haberin aslına buradan ulaşabilirsiniz.
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…