Enerji Ekonomisi ve Finansman Analizi Enstitüsü’nün (Institute for Energy Economics and Financial Analysis, IEEFA) dün açıkladığı yeni araştırması, önde gelen 100 finansal kuruluşun kömür finansmanını sınırlayan politikaları uygulamaya koyduğunu ortaya çıkardı. “100 Küresel Finans Kuruluşu Kömürden Çekiliyor, Devamı Gelecek” raporu, küresel sermayenin, kömür sektörünü hızla terk ettiğini gösteriyor.
IEEFA, “100 Küresel Finans Kuruluşu Kömürden Çekiliyor, Devamı Gelecek” raporunu yayımladı. Rapora göre dünyanın en önemli finans kuruluşların 100’ü kömür finansmanını sınırlayan politikaları uygulamaya koydu. 2013’den bu yana, bünyesinde 10 milyar dolardan fazla likidite yönetilen küresel ölçekteki önemli banka ve sigorta şirketleri, ayda bir kömürden çıkış açıklamasında bulunuyordu. Rapor, 2018’in başından beri, küresel finans kuruluşlarının, kömürü sınırlayan politikalarıyla ilgili açıklamalarının 34’e ulaştığını ortaya koyuyor.
Kömürü sınırlayan ilk açıklama 2013 yılında Dünya Bankası tarafından yapılmıştı. Aralık 2018’de gelen 100. duyuru, üç ülkenin daha istisnasını kaldırarak kömür finansmanındaki yasağını genişleten Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (European Bank of Reconstruction and Development, EBRD) tarafından gerçekleştirildi.
2019’un başından bu yana Güney Afrika’dan Nedbank, İngiltere’den Barclays, Kanada’dan Export Development, Finlandiya’dan Varma tarafından beş yeni kömür sınırlama politikası kamuoyuna duyuruldu. En son haber, geçen hafta Avusturyalı Vienna Insurance Group’dan geldi ve yeni kömür santralları ve madenlerinin sigortalanmayacağı duyuruldu.
Raporun yazarı IEEFA Enerji Finansmanı Çalışmaları Direktörü Tim Buckley, küresel baskının, küresel ölçekteki önemli yatırımcıların harekete geçmesinde etkili olduğunu söyledi. Buckley “Finansal, çevresel ve itibara yönelik riskler nedeniyle kömür, küresel yatırımcılar için tehlikeli bir mal varlığı haline geldi, bu sebeple iklim değişikliğine cevaben yeni veya iyileştirilmiş politikalarla ilgili açıklamalar artıyor” dedi.
Beş yıl önce küresel öneme sahip birkaç kuruluşun liderliğinin, bugün birçok finansörün sermaye kaçışına sebep olduğunu ve son yıllarda iki haftada bir kömürden çıkış politikalarının duyurulduğundan bahseden Buckley, “Mevcut politikaların güçlendirilmesi ve yeni finansman sınırlamaları getirilmesi, küresel finans sektöründe domino etkisi yaratırken kömür endüstrisinin daralmasına yol açıyor. Atıl varlık riski, kömür sektörünü finanse etmeye devam eden finansal kurumların tamamı için belirgin bir risk faktörü” diye devam etti.
Yatırımcıların, enerji sistemlerinin gelecekte belkemiğini oluşturacak, daha ucuz, sürdürülebilir ve yerel kaynak olan yenilenebilir teknolojilere yönelmesi, kömür şirketlerinin büyüme, birleşme ve satın alma süreçlerinde sermaye piyasalarından nasıl yararlanacağı konusunu da gündeme getiriyor.
2018’in başından bu yana, 25’i yeni, dokuzu daha önceden paylaşılmış, toplam 34 kömür sınırlandırma politikası kamuoyuna duyuruldu. Duyuruların bir kısmı Japonya’dan Dai-chi ve Sumitomo Mitsui Trust Bank gibi Asyalı finansal kurumlar tarafından, Avrupa ve Amerika’daki gelişmeleri takiben gerçekleştirildi.
Bu süreçte Avrupa ve ABD’de geride kalan bazı kurumların harekete geçmesi gerekiyor. New York emeklilik fonu fosil yakıtlardan yatırımlarını çekerken, ABD’nin üçüncü en büyük emeklilik fonu olan New York State Common Retirement Fund’ın ise harekete geçmediği görülüyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.