İklim mücadelesinde oyunun kurallarını değiştiren iki teknolojiyi (rüzgâr ve güneş) inceleyen yeni analiz, ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırmak için her ikisinin de kilit ülkelerde ölçeklendirilmesi gereken hızı ortaya koyuyor. Climate Analytics ve NewClimate Institute tarafından yayınlanan analize göre, mevcut rüzgar ve güneş enerjisinin %70’inden fazlasını oluşturan 11 ülkede, küresel iklim hedeflerine ulaşabilmek için bu teknolojilerin 2030 yılına kadar beş kat (mevcut yıllık oranlardan üç kat daha hızlı), 2035 yılına kadar ise sekiz kat büyümesi gerekiyor.
Raporun analiz ettiği ülkelerden biri de Türkiye. Çalışmaya göre Türkiye, 2023 yılında Avrupa’nın en büyük ikinci kömür yakıtlı elektrik üreticisi haline geldi. Türkiye’de rüzgar ve güneş enerjisinin yaygınlaştırılması için büyük bir potansiyel olsa da, elektrik sistemini ağırlıklı olarak yenilenebilir enerji kaynaklarıyla çalışan bir sisteme dönüştürmek için daha fazla adım atılması gerekiyor.
Rüzgar ve güneş enerjisine geçişi 2023 yılında yavaşladığını belirten analiz, rüzgar enerjisi üretimi ilk kez düştüğünü ve Polonya’nın güneşten elektrik üretiminde Türkiye’yi geçtiğini ortaya koydu.
Önümüzdeki on yıllarda Türkiye’nin elektrik talebinin artması bekleniyor. Rüzgar ve güneş ise yeni elektrik üretimi için en ucuz seçeneği sunuyor. Çalışma tüm bunlara rağmen kömür kullanımının 2021’den bu yana arttığını, boru hattında çok sayıda fosil yakıt projesi olduğunu ve rüzgar ve güneşe geçişin bu nedenle yavaşladığını söylüyor. Analiz, pahalı ve iklimi kirleten fosil yakıt kapasitesinin kilitlenmesini önlemek için Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarının kurulumunu daha fazla teşvik etmesi önerisinde bulunuyor.
Analiz, Türkiye’nin güncel kapasite artış hızına dair de önemli veriler sunuyor :
– Türkiye, mevcut rüzgar ve güneş enerjisi hedeflerini büyük bir farkla aşacak gibi görünüyor ve bu da çok daha yüksek hedefler koyabileceğini gösteriyor.
– Türkiye’nin mevcut yenilenebilir enerji hedefleri, 2022 yılında yayınlanan Ulusal Enerji Planı’na göre 2030 yılına kadar 33 GW güneş ve 18 GW rüzgara ulaşıyor.
– Mevcut politikalar ve piyasa koşulları altında, 2022 yılında 11 GW olan güneş enerjisi kapasitesinin 2028 yılında 39 GW ‘a ulaşacağını tahmin edilirken, 2022’de 11 GW olan rüzgar kapasitesinin 2028’de 18 GW ‘a ulaşacağı öngörülüyor. Dolayısıyla Türkiye, mevcut rüzgar ve güneş enerjisi hedeflerini aşma yolunda ilerliyor.
– Önümüzdeki yıl hükümet 2035 için Ulusal Katkı Beyanı’nı sunacak. Yenilenebilir enerji kaynaklarını enerji talebi ve iklim hedefleri doğrultusunda artıracak hedefler, 2035 yılında 122 GW güneş enerjisi ve 30 GW rüzgar enerjisi kapasitesine ulaşılmasını sağlayacaktır.
Türkiye’nin de taraf olduğu Paris Anlaşması’nın 1,5 derece hedefi ile uyumlu politikalar geliştirilebilmesi için gerekli olan güneş ve rüzgar kapasitesine dair veriler de sunulan çalışmaya göre, Türkiye’de rüzgar ve güneş enerjisi üretiminin 2030 yılına kadar üç ila dört kat artması ve 2022 yılında 50 TWh olan üretimin 2030 yılında 160-215 TWh’ye ulaşması gerekiyor. Bu da 2030 yılına kadar yaklaşık 62 GW güneş enerjisi ve 27 GW rüzgar enerjisi kurulmasını elzem kılıyor.
Climate Analytics’ten Dr. Neil Grant,Türkiye’nin mevcut politika planlarının, 1,5 derece hedefiyle uyumlu gereken hıza ulaşmak için kolaylıkla güçlenebileceğini söylerken şöyle devam etti: “Ülke, bol yenilenebilir kaynaklarından yararlanmak için harika bir konumda. Ancak, piyasa sinyalleri ters yönü işaret etmesine rağmen fosil yakıt üretimini tercih etme tehlikesiyle karşı karşıya.”
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…
Karadeniz'de iki Rus petrol tankerinin ağır hasar almasıyla petrol sızıntısı yaşandığı açıklandı. Greenpeace ise iki…
Yeni ABD Başkanı Donald Trump'ın geçiş ekibi, elektrikli araçlara ve şarj istasyonlarına yönelik desteğin kesilmesini…
İklim değişikliği açısından dönüm noktası olarak nitelendirilen ve Uluslararası Adalet Divanı'ndan görülen davanın duruşmaları sona…
Enerji Yatırımcıları Derneği Başkanı Cem Özkök, GES ve RES projelerinin yapı denetim kapsamından çıkarılmasının, yatırımcıların…
Dünya Ekonomik Forumu’nun yeni bir çalışmasına göre, küresel seragazı emisyonlarının %40’ını oluşturan sekiz sektördeki emisyon…