Yeni bir araştırma, atmosferdeki seragazı salımının COVID-19 karantinalarına rağmen rekor seviyede olduğunu ortaya koydu.
Birleşmiş Milletler (BM), Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ve uluslararası örgütlerin küresel sıcaklık artışına ilişkin hazırladığı rapor ile Avustralya merkezli düşünce kuruluşu Ekonomi ve Barış Enstitüsü’nün (IEP) 2020 Küresel Barış Endeksi raporu iklim krizine ilişkin birbiriyle bağlantılı yeni verileri ortaya çıkardı.
WMO, atmosferdeki seragazı salımının yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgınına rağmen rekor seviyede olduğunu kaydederken; IEP, COVID-19 salgını nedeniyle gıda güvensizliğinin dört katına çıkabileceği uyarısında bulundu.
WMO, küresel sıcaklık artışının gelecek beş yılda 2,7 derece artışla “tehlikeli” seviyelere ulaşabileceğini de raporunda aktardı. IEP’nin raporu ise, hızlı nüfus artışının yanı sıra iklim değişikliğine bağlı doğal afetlerle birlikte yiyecek ve suya erişim ihtiyacının artmasının, 2050’ye kadar 1 milyardan fazla insanı yerinden edeceğini söyledi.
“En Sıcak Beş Yıl”
Birleşmiş Milletler, WMO ve uluslararası örgütler tarafından hazırlanan yeni rapora göre, pandemi nedeniyle karantina döneminde karbon salımı %17 azalsa da atmosferdeki uzun süreli gaz konsantrasyonları artmaya devam etti.
2016-2020’nin şimdiye kadarki en sıcak beş yıl olarak kayda geçmesinin beklendiği belirtilen raporda, küresel sıcaklık artışının gelecek beş yılda 2,7 derece yükselerek Sanayi Devrimi öncesindeki “tehlikeli” seviyelere ulaşabileceği uyarısında bulundu.
Su Kıtlığı: 3,2 Milyar Kişi Tehlikede
Söz konusu olası artışın Paris Anlaşması’ndaki “küresel sıcaklık artışının 1,5 derecede tutulması” hedeflerini karşılamadığına dikkat çekilen raporda, iklim değişikliğinin “geri dönüşü olmayan” etkilerinin artmaya devam ettiği ifade edildi.
Küresel su seviyelerinin, Grönland ve Antarktika’da buzulların hızla erimesiyle artmaya devam ettiği kaydedilirken, 2050’ye kadar sel riski altındaki insan sayısının 1,6 milyara çıkması, 2,7 ila 3,2 milyardan fazla kişinin ise su kıtlığı ile karşı karşıya kalmasının beklendiği belirtildi.
IEP: 1,2 Milyar Kişi Göçe Zorlanabilir
IEP’nin raporunda ise, iklime bağlı felaketlerin yanı sıra gıda ve su kıtlığının Afrika, Orta Asya ve Orta Doğu’da giderek artan sayıda insanı yerinden edeceği belirtilerek, 2050’de 10 milyara yükselmesi beklenen dünya nüfusunun kaynaklara ulaşmak için vereceği mücadelenin çatışmaları körükleyebileceği, yaklaşık 1,2 milyar kişinin göçe zorlanabileceği ifade edildi.
Ekolojik faktörler ve çatışmaların geçen yıl yaklaşık 30 milyon kişinin yerinden edilmesiyle sonuçlandığı belirtilirken, göçe neden olan tehditler iki kategoriye ayrıldı.
Birinci kategoride, gıda yetersizliği, güvensizlik, nüfus artışı, ikinci kategoride ise doğal afetler, sel, kuraklık, kasırga, deniz seviyesinin yükselmesi ve artan hava sıcaklıkları yer aldı.
Doğal Afetlerin Sayısı Son 40 Yılda Üç Katına Çıktı
Raporda, yaklaşık 150 ülkenin her birinin kaç tehditle karşı karşıya olduğu ve bunlara karşı koyma kapasiteleri analiz edildi.
Dünya genelindeki ülkelerin 2050’ye kadar %27’sinin ciddi su sıkıntısı, %22’sinin gıda yetersizliğiyle karşı karşıya kalacağı belirtilerek, doğal afetlerin sayısının son 40 yılda üç katına yükseldiği vurgulandı.
Öte yandan iklim değişikliğinin Afrika’da 86 milyon, Güney Asya’da 40 milyon, Latin Amerika’da ise 17 milyon ek göçmen yaratacağı tahminine yer verilen raporda, 2017’de 873 milyon insanın ciddi gıda güvensizliği ve açlık yaşadığı hatırlatıldı.
Su Kullanımı 40 Yılda %40 Arttı
Bilim insanları dünyada gıda sorunu olan ülkelerde COVID-19 salgını nedeniyle gıda güvensizliğinin dört katına çıkabileceği uyarısında da bulundu. Su kullanımının son 40 yılda %40 arttığına dikkat çekti.
Rapora göre, 2007’de su yüzünden yaşanan anlaşmazlıkların %71’i anlaşmalarla çözülürken, 2009’da bu oran %58’e geriledi.
200 Milyon Kişinin Yaşadığı Kara Su Altında Kalabilir
İki milyardan fazla kişinin ciddi su sıkıntısı bulunan ülkelerde yaşadığı ve yaklaşık 4 milyar kişinin de yılın en az bir ayında su kıtlığıyla karşı karşıya kaldığına işaret edilen raporda, deniz seviyesinin 2,1 metre yükselmesi durumunda şu anda 200 milyon kişinin yaşadığı kara parçalarının kalıcı olarak sular altında kalacağı uyarısı yapıldı.
İklim değişikliğine bağlı muhtemel doğal afetlerin daha sık görülmesiyle, 2050’ye kadar istikrarlı devletlerin bile savunmasız kalacağına dikkat çeken rapor, iklim değişikliğiyle ilgili analizlerin her yıl rapor halinde sunulabilmesi için daha çok kaynak ayrılması gerektiğini vurguladı.
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…