Dünya genelinde planlama aşamasındaki yeni kömür projelerini değerlendiren yeni bir rapor, Paris Anlaşması’nın imzalandığı 2015 yılından bu yana yapımı planlanan yeni kömürlü santral kapasitesinde %76’lık azalma olduğunu ve yeni kömürlü santralların sona yaklaştığını ortaya koyuyor.
Yeni kömür projelerinin çöküşüne dair yeni bir rapor yayımlayan E3G’ye göre, Paris Anlaşması’nın 2015’te müzakere edilmesinden bu yana, planlanan kömürlü termik santral kapasitesinde görülen %76’lık azalma, yeni kömürlü santral inşaatlarının sonunun geldiğini gösteriyor.
Bu durumda, 42 ülke, inşaat öncesi planlama aşamasında herhangi bir projesi kalmadığı için ‘yeni kömür yok’ taahhüdünü vermeye hazır hale geliyor ve 2015’ten bu yana bu taahhüdü veren 41ülkeye katılıyor. Bu ülkeler, BM Genel Sekreteri Guterres’in “2021’e kadar yeni kömür yok” çağrısına birlikte yanıt verebilirler.
Rapor, sadece altı ülkenin harekete geçmesiyle dünya genelinde planlanan proje stoğunun %82’sinin ortadan kaldırılabileceğini tespit ediyor. Küresel ölçekte, yapımı planlanan kömürlü santralların %55’i sadece Çin’de, onu Hindistan, Vietnam, Endonezya, Türkiye ve Bangladeş izliyor. Geri kalan projeler 31 ülke arasında daha düşük yoğunlukla paylaşılırken, 16 ülke kömürsüz bir geleceğe erişmekten sadece bir proje uzakta. Bu ülkeler, yeni kömür yakıtlı enerji üretimi arayışlarını sona erdirmek için küresel eğilimi ve bölgedeki emsallerini takip edebilir.
E3G Araştırma Direktörü ve raporun yazarı Leo Roberts, “Ülkeler kömürün geçmişe ait bir yakıt olduğunu kabul edip kömürlü santrallardan giderek uzaklaştıkça, küresel elektrik sektörünün yapısal dönüşümü hızlanıyor. ‘Yeni kömür yok’ taahhüdünde bulunmaya hazır 41 ülke, Paris Anlaşması’ndan bu yana bu taahhüdü vermiş ülkelere artık katılabilir. Hâlâ yeni kömürlü termik santral inşa etmeyi düşünen ülkeler, küresel çapta kömürden uzaklaşma eğiliminin kaçınılmaz olduğunu bir an önce kabul etmeli ve oldukça pahalıya patlayacak yeni kömür projelerine girişme hatasından kaçınmalıdır” dedi.
Çin, denizaşırı kömür finansmanını sona erdirmede Doğu Asya’daki komşuları Japonya ve Güney Kore’yi takip ederse, 20 ülkede 40GW’nin üzerinde toplam kapasiteye sahip kömürlü santral projeleri daha kolay iptal edilebilir.
COP Başkanı Alok Sharma tarafından “kömürü tarihe gömecek zirve” olarak vurgulanan COP 26, yeni kömür projelerinden hızla uzaklaşıldığını göstermek ve daha zengin ülkelerin kömürsüz bir geleceğe doğru yönelme konusunda diğer ülkelere destek sağlaması için önemli bir fırsat teşkil edecek.
Kömür, iklim değişikliğine en büyük katkıda bulunan unsur. Yakın tarihli bir BM raporuna (IPCC SR1.5) göre, ülkelerin Paris Anlaşması kapsamında verdikleri taahhütleri yerine getirmesi için, kömür kullanımının 2030 yılına kadar 2019 seviyesine kıyasla %79 azalması gerekiyor.
Rapor, ülkelerin bireysel ve toplu eylem taahhütlerini daha üst seviyelere çıkaracağı BM Genel Kurulu ve Üst Düzey Enerji Diyaloğu öncesinde yayımlanıyor.
Türkiye’de Hükümetin Kömüre Desteği Devam Etse de Projeler İptal Ediliyor
Türkiye’de yapımı planlanan kömürlü santral projesi stoku, dünya çapında en büyük üçüncü çöküşü temsil ediyor
Türkiye, OECD ülkeleri içinde inşaat öncesi planlama aşamasında olan kömürlü santral projelerinin %73’üne (12,14GW) ev sahipliği yapıyor. Yine de 2015’ten bu yana planlanan projelerin 69 GW kapasitelik kısmı, 8GW’ı 2021’in ilk yarısında olmak üzere iptal edildi.
Türkiye’nin ulusal enerji politikası, linyit santralları için tarife garantisi sunma raddesine kadar kömür yanlısı olmaya devam ediyor. Hükümet strateji ve politika belgelerinde kömürlü santralları destekliyor ve şu anda kömürlü santralların kademeli olarak devre dışı bırakılması veya yeni kömürlü santral inşaatlarına son verme gibi bir planı yok.
Ancak reel ekonomi hükümet politikasının önünde seyrediyor. Planlanan projeler son bir yıl içinde neredeyse yarı yarıya azaldı ve 2015 yılından bu yana %79 oranında küçüldü. Giderek zayıflayan kömür ekonomisinin etkisiyle art arda iptal edilen projelerin yeni faaliyete geçen projelere oranı yaklaşık 11:1 oranına dayandı.
Türkiye, Çin’den finansman alan tek OECD ülkesi. Yine de, yapım aşamasında olan 1,3GW kapasiteli Çin destekli kömür santralı EMBA Hunutlu, en az 20 yıl boyunca kâr etmeyebilir ve büyük olasılıkla bir terk edilmiş varlık olarak sonuçlanacak. Son analizler, uygun maliyetli bir enerji geçiş stratejisi kapsamında yeni kömür santrallarına gerek duyulmadığını işaret ediyor.
Türkiye’nin kömürden çıkması için hem yerli iş gruplarının hem de sivil toplumun baskısı artıyor. AB sınırda karbon düzenleme mekanizmasının (CBAM) olası ekonomik etkileri iş dünyasını endişelendiriyor. Çok sayıda kişi ve kuruluş, artan maliyetlerin ihracata bağımlı sektörleri ciddi şekilde etkileyebileceği gerekçesiyle hükümete karbonsuzlaşma yol haritası belirlemesi yönünde çağrıda bulunuyor.
Değişen siyasi, ekonomik ve sosyal koşulların bir sonucu olarak, hükümet politikası ve gerçeklik ayrışıyor. Türkiye, planlanan kömürlü santral stokunun küresel ölçekte çöküşünden faydalanabilir ve kalan projelerini iptal edebilir.