Nature Communications’da geçtiğimiz hafta yayımlanan “Paris İklim Anlaşması Fayda – Maliyet Testini Geçiyor” isimli makale, küresel ısınmaya bağlı ekonomik büyümenin etkileri ile ilgili son tahminleri dikkate alarak makroekonomik bir değerlendirme sunuyor ve Anlaşma’nın küresel ısınmayla mücadelede 21. yüzyılda ekonomik açıdan en uygun politika yolu olduğunu ortaya koyuyor.
Almanya Potsdam İklim Etki Araştırması Enstitüsü’nden Nicole Glanemann, Sven N. Willner ve Anders Levermann tarafından gerçekleştirilen ve Nature Communications’da yeni yayımlanan “Paris İklim Anlaşması Fayda – Maliyet Testini Geçiyor” (Paris Climate Agreement Passes The Cost-Benefit Test) araştırması azaltım maliyetlerinin yanı sıra kaçınılan iklim hasarlarını da ele alıyor. 2018 Ekonomi Nobel ödüllü biliminsanı William Nordhaus’un DICE isimli bilgisayar simülasyon modellemesini kullanan araştırmacılar, hava olaylarının şiddetlenmesi, fosil yakıtlardan çekilme nedeniyle oluşan işgücünün kaybı gibi birçok değişkeni gözeterek, iklim değişikliği nedeniyle oluşabilecek hasarları hesapladılar. Araştırma, 197 ülke tarafından imzalanan Paris Anlaşması kapsamındaki emisyon azaltımlarının, küresel ısınmayla mücadelede 21. yüzyılda ekonomik açıdan en uygun politika yolu olduğunu ortaya koydu.
Araştırmaya göre, Paris Anlaşması kapsamında uzlaşılan sıcaklık hedefi, uzun ve karmaşık bir politik sürecin ürünü. Bundan önceki araştırmalar, emisyon azaltım çabalarının ekonomik olarak faydalı olup olmadığının net olarak ortaya koyamıyordu. Ayrıca ekonometrik analizler yüksek sıcaklıklarda daha büyük hasarların olacağını gösterse de, bu analizler belirlenen sıcaklık hedefine ulaşmanın göreceli ekonomik faydalarını hesaplamak için kullanılmamıştı. Araştırmacılar, özellikle gayri safi yurtiçi hasılada gözlemlenen sıcaklığa bağlı kayıp tahminlerinin, ekonomik açıdan en uygun politika yollarının hesaplanmasında dikkate alınmadığını belirtiyorlar. Bu yeni araştırma ise, ısınmaya bağlı ekonomik büyümenin etkileri ile ilgili son tahminleri dikkate alarak bu hedeflerin makroekonomik bir değerlendirmesini sunuyor. Nature’da 2015’te yayımlanan, Marshall Burke ve iki diğer araştırmacı tarafından sıcaklık ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin doğrusal olmadığı (non-linear) “Sıcaklığın Ekonomik Üretim Üzerindeki Doğrusal Olmayan Küresel Etkisi” araştırmasında doğrulanmıştı. Son araştırmada ise, küresel ısınmanın büyüme eğrisi boyunca bir kaymaya neden olduğu ve büyümenin belirli bir sıcaklık eşiği geçildiğinde düştüğü görülüyor.
Araştırmaya (İngilizce) buradan ulaşabilirsiniz.
COP29, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede belirli bir adım olmasına rağmen bazı kritik konularda ilerleme kaydedilemedi…
Önemli risk uzmanlarının kalem aldığı yeni bir rapor, iklim krizine yönelik değerlendirmelerin ciddi etkileri göz…
İzmir Gediz Deltası’nda yapılmak istenen Bölgesel Isıtma ve Termal Sağlık Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama Projesi’ne…
2025 Küresel Riskler Raporu'na göre, devlet temelli silahlı çatışma, 2025 yılı için en önemli ve…
COP29 görüşmelerinde ilerleme özellikle karbon azaltım ve giderme projeleri ile kredilendirme ticaretini esas alan 6.4…
İklim değişikliğiyle mücadelede yeşil ekonomiye doğru bir dönüşüm her geçen gün daha kaçınılmazken, küresel sanayinin…