Yeni bir araştırmaya göre, yaşlı nesiller de genç insanlar kadar iklim krizi konusunda endişeli.
İngiltere’de gerçekleştirilen yeni bir araştırma, yaşlı nesillerin iklim krizini ve genç nesiller üzerindeki etkisini önemsemediği söyleminin aksine bir sonuç ortaya koydu.
Gençlerin bencil yaşlı nesillere karşı mücadele eden eko-savaşçılar olduğu fikri, çevre hareketinin yaygın bir temsili haline geldi. Bu durum, Time dergisinin 2019’da Greta Thunberg’i “nesiller arası savaşta bir lider” olarak yılın kişisi olarak seçmesi de dahil olmak üzere birçok farklı örnekle resmedildi.
Z kuşağından ABD’li şarkıcı Billie Eilish “Umarım yetişkinler ve yaşlılar bizi iklim krizi hakkında dinlemeye başlarlar. Yaşlı insanlar ölecek ve bizim ölmemiz umurlarında değil ama henüz ölmek istemiyoruz” dediğinde ise klişeler daha da güçlendi.
Ancak İngiltere’de gerçekleştirilen ‘‘Who Cares About Climate Change: Attitudes Across The Generations’’ adlı yeni bir araştırma, iklim eylemi konusunda kuşaklar arası bölünmenin bir efsane olduğunu ve iklim eyleminin önemi konusunda kuşaklar arasında neredeyse hiçbir fark olmadığını söylüyor ve bunu başarmak için herkesin eşit derecede büyük fedakarlıklar yapmaya istekli olduğunu gösteriyor.
Aslında araştırma, yaşlı insanların, çevreye duyarlı şekillerde hareket etmenin bir fark yaratacağını hissetme olasılığının gençlerden daha muhtemel olduğunu ve son 12 ayda çevresel nedenlerle bir şirketi boykot eden 1960 kuşağının, Z kuşağından iki kat daha fazla olduğunu buldu.
Çalışmanın yazarı Profesör Bobby Duffy, iklim krizi üzerine nesiller arasındaki sahte çatışmanın “tehlikeli ve yıkıcı” olduğunu söyledi ve “İklim endişesiyle ilgili o kadar çok tartışma sızdı ki, gençlerin yalnızca gezegenin geleceği hakkında tamamen kaygısız olan değil, aynı zamanda mevcut krizden de sorumlu olan yaşlı nesillerle savaş halinde olduğu kabul edilen bir gerçek haline geldi” dedi.
Duffy, “Ebeveynler, büyükanne ve büyükbabalar, çocukları ve torunları için bıraktıkları mirası derinden önemsiyorlar, sadece evleri veya mücevherlerini değil, gezegenin durumunu da. Daha yeşil bir gelecek istiyorsak, nesiller arasında hayali bir gerginlik oluşturmaya çalışmak yerine birlikte hareket ederek nesilleri birleştirmeliyiz” diye ekledi.
King’s College London’daki Politika Enstitüsü ve New Scientist dergisi tarafından 2050 İngiliz yetişkin üzerinde yapılan araştırma, ankete katılan tüm nesillerden yaklaşık 10 kişiden yedisinin iklim krizi, biyolojik çeşitlilik kaybı ve diğer çevre sorunlarının yeterince büyük sorunlar olduğunu ve insanların yaşam tarzlarında önemli ölçüde değişikliklerin yapılmasının gerektiğini düşündüğünü gösteriyor.
Ancak iklim kriziyle mücadelede kişisel olarak yapabilecekleri etki konusunda en kaderci olanlar, yaşlılardan ziyade genç nesillerdi.
Z kuşağının (24 yaşın altındakiler) ve Y kuşağının (25 ila 40 yaş arasındakiler) yaklaşık üçte biri, davranışlarını değiştirmenin bir anlamı olmadığını çünkü “zaten bir fark yaratmayacağını” söyledi. Bu oran, X kuşağının %22’si (41-56 yaş arası) ve baby boomer (1946-60) kuşağının %19’u (57-75 yaş arası) ile karşılaştırıldı.
Bu fikrin reddedilmesi söz konusu olduğunda ise nesiller arasında daha da büyük bir boşluk vardı: Y kuşağının %41’i ile karşılaştırıldığında, baby-boomer’ların %61’i davranışlarını değiştirmenin bir anlamı olmadığı ifadesine katılmadı.
New Scientist’in yönetici editörü Richard Webb “Farklı nesillerin günün acil sorunlarına karşı tutumları hakkında çok fazla konuşma yapıldı ancak bu anketin bulguları, kritik COP26 iklim zirvesi öncesinde politika yapıcılar için fikir veriyor” dedi.