Politika

Yeni Çalışma: Hiçbir Ülke Son 30 Yılda “Gezegeni Riske Atmadan” Refah Hedeflerine Ulaşamadı

Yeni bir araştırmaya göre, iyi sürdürülebilirlik notlarına sahip zengin ülkeler bile adil paylarından daha fazla kaynak kullanıyorlar.

Bir araştırmaya göre hiçbir ülke, son 30 yılda dünyanın doğal kaynak arzı üzerinde aşırı baskı oluşturmadan nüfusunun temel sosyal ihtiyaçlarını karşılamayı başaramadı.

Guardian’dan Larry Elliot’ın haberine göre, 148 ulustan oluşan bir örneklemi inceleyen Leeds Üniversitesi’nin araştırması, zengin ülkelerin insan refahında minimum kazanç sağlamak için gezegenin geleceğini riske attığını, yoksul ülkelerin ise ekolojik sınırlar içinde yaşadığını ancak yaşam beklentisi ve enerjiye erişim gibi alanlarda yetersiz kaldığını buldu.

Glasgow’daki Cop26 iklim değişikliği görüşmelerinin sonucunu takip eden rapor, mevcut eğilimlere göre önümüzdeki 30 yılda bu modelin tekrarlanacağını söyledi ve büyümenin egemen olduğu ekonomik modellerin yeniden düşünülmesi çağrısında bulundu.

Araştırmanın yazarları, araştırmanın çevresel ve sosyal hedeflere ulaşmada ulus devletlerin ilerlemesini izlemek için ilk girişim olduğunu ve iyi sürdürülebilirlik kayıtlarına sahip olarak görülen Almanya ve Norveç gibi zengin ülkelerin bile adil paylarından daha fazla kaynak kullandıklarını söylediler.

Nature Sustainability dergisinde yayımlanan raporda, ABD, İngiltere ve Kanada da dahil olmak üzere zengin ülkelerin, kaynakları iklim ve ekolojik bozulma ile tutarlı bir düzeyde kullanmalarına rağmen asgari sosyal kazanımlar elde ettikleri belirtildi.

Bangladeş, Malavi ve Sri Lanka gibi daha fakir ülkeler, gezegen sınırları içinde yaşadılar, ancak yine de birçok temel insan ihtiyacını karşılamada yetersiz kaldılar.

Araştırmacılar, 2030 Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na geniş ölçüde uyumlu 11 sosyal öncelikte ülke performansını izledi.

Çalışma ayrıca ülkelerin küresel ısınma, aşırı gübre kullanımı ve arazi sistemi değişikliği dahil olmak üzere altı gezegen sınırı içinde faaliyet gösterip göstermediğini de değerlendirdi.

Raporun baş yazarı Dr Andrew Fanning şunları söyledi: “Herkesin sağlıklı olmak ve topluma onurlu bir şekilde katılmak için yeterli düzeyde kaynağa ihtiyacı var, ancak aynı zamanda küresel kaynak kullanımının iklim ve ekolojik sorunlara neden olacak kadar yüksek olmamasını da sağlamalıyız.”

Dr. Fanning konuşmasını söyle sonlandırdı: “1990’ların başından bu yana ülke gidişatını inceledik ve çoğu ülkenin sakinlerinin temel ihtiyaçlarını sağlamaya 30 yıl öncesine göre daha yakın olduğunu gördük, bu iyi bir haber, ancak özellikle eşitlik ve demokratik kalite gibi toplu hedefler için önemli eksiklikler devam ediyor. Kötü haber şu ki, özellikle karbondioksit emisyonları ve malzeme kullanımı için kaynakları aşırı tüketen ülkelerin sayısı artıyor.”

Paylaş

Önceki Haberler

COP29: Küresel İklim Finansmanı ve Eylemi için Alınan Kararlar

COP29, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede belirli bir adım olmasına rağmen bazı kritik konularda ilerleme kaydedilemedi…

17 Ocak 2025

İklim Değişikliğinin Ekonomiye Etkisi Sarsıcı Olacak

Önemli risk uzmanlarının kalem aldığı yeni bir rapor, iklim krizine yönelik değerlendirmelerin ciddi etkileri göz…

17 Ocak 2025

Gediz Deltası için Doğa Zaferi: “ÇED Gerekli Değildir” Kararının Yürütmesi Durduruldu!

İzmir Gediz Deltası’nda yapılmak istenen Bölgesel Isıtma ve Termal Sağlık Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama Projesi’ne…

17 Ocak 2025

Çevresel Riskler 10 Yıllık Risk Sıralamasını Domine Ediyor

2025 Küresel Riskler Raporu'na göre, devlet temelli silahlı çatışma, 2025 yılı için en önemli ve…

17 Ocak 2025

COP29’da Kilidi Açılan Karbon Piyasalarının Avantajları ve Türkiye

COP29 görüşmelerinde ilerleme özellikle karbon azaltım ve giderme projeleri ile kredilendirme ticaretini esas alan 6.4…

16 Ocak 2025

Şirketlerin İklim Planları Hazır Değil

İklim değişikliğiyle mücadelede yeşil ekonomiye doğru bir dönüşüm her geçen gün daha kaçınılmazken, küresel sanayinin…

16 Ocak 2025