Dünyadaki ağaç türlerinin 9 bininin henüz keşfedilmediği düşünülüyor.
Bilinmeyen türlerin sayısını değerlendirmek için binlerce araştırmacı tarafından yapılan ve Bletchley Park’ta oluşturulan ikinci dünya savaşı kod kırma tekniklerini kullanan küresel ölçekte bir ağaç türü sayımına göre, Dünya’da tahminen 73 bin 300 ağaç türü var ve bunlardan 9 bini henüz keşfedilmemiş.
90 ülkede sahada çalışan araştırmacılar, bazen günlerce yürüdüler ve ağaçlara ulaşmak için uzak yerlerde kamp yaptılar. Bunların sonucunda 38 metrelik ağaçlar hakkında bilgi toplandı. Çalışma, daha önce bildirilenden yaklaşık %14 daha fazla ağaç türü olduğunu ve keşfedilmemiş ağaç türlerinin üçte birinin nadir bulunduğunu, yani arazi kullanımındaki insan kaynaklı değişiklikler ve iklim krizi nedeniyle yok olmaya karşı savunmasız olabileceklerini ortaya çıkardı.
Makalenin baş yazarı ve ABD, Indiana’daki Purdue Üniversitesi’nde kantitatif orman ekolojisi profesörü Jingjing Liang, “Tüm dünya için ormanlarımızı belgelemek büyük bir çaba. Dünyadaki ağaç türlerinin sayısını saymak, parçaları dünyanın her yerine dağılmış bir yapbozu tamamlamak gibi” dedi.
Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinde yayımlanan makaleye göre, en büyük ve en yaygın organizmalar arasında olmasına rağmen, keşfedilmeyi bekleyen binlerce ağaç var ve bu bilinmeyen türlerin %40’ının Güney Amerika’da olduğuna inanılıyor. Bu belgelenmemiş türlerin bazıları muhtemelen yerli topluluklar tarafından biliniyordu, ancak bazıları, en erişilemeyen bölgelerde olup daha önce hiç bulunmamış olabilir.
Amazon havzası, hektar başına 200 ağaç türüyle yerel düzeyde en yüksek ağaç türü çeşitliliğine sahip görünüyor. Araştırmacılar bunun, daha geniş bir tür yelpazesini desteklemeye uygun, sıcak ve ıslak bir ortam olması nedeniyle olabileceğine inanıyor.
Bilinmeyen türlerin sayısını tahmin etmek için bilim insanları, kod kırıcı Alan Turing ve asistanı Irving Good tarafından oluşturulan Good-Turing frekans tahminini kullandılar.
Tayvanlı istatistikçi Anne Chao tarafından tespit edilmemiş türlerin çalışmasına uygulanmak üzere geliştirilen teori, araştırmacıların, gözlemlenen nadir türler hakkındaki verileri kullanarak, nadir görülen olayların – bu durumda bilinmeyen ağaç türlerinin – oluşumunu bulmasına yardımcı oldu.
Birçok türün ormansızlaşma ve iklim krizi nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu düşünülse de, ağaç türlerinin sayısının zaman içinde nasıl değiştiğine dair hiçbir veri yok. Bilim insanları, birçoğunun belgelenmeden önce ortadan kaybolacağından endişe ediyor.
Liang şunları söyledi: “Bu makalenin, özellikle kitlesel yok olma sırasında dünyadaki toplam ağaç türü sayısının azalıp azalmadığını bilebilmemiz için bize kıyaslayabilecek verileri sağlayacağını umuyoruz. Ormana sadece bir karbon rezervi veya çıkarılacak bir kaynak olarak bakmamamız gerekiyor. Ormanlarımıza flora ve faunayı barındıran bir yaşam alanı olarak bakmalı, bu biyolojik çeşitliliğe dikkat etmeliyiz.”
İskoçya’daki James Hutton Enstitüsü’nde bitki-toprak ekoloğu olan Dr Ruth Mitchell araştırmanın sonuçları hakkında, “Çok heyecan verici, ancak aynı zamanda biyoçeşitliliği o kadar hızlı kaybediyoruz ki farkında bile değiliz. Bu çalışma, ormanlarımızdaki inanılmaz çeşitliliğin altını çiziyor ve bunların çoğu hâlâ orada keşfedilmeyi bekliyor” diye konuştu.