;
Ekonomi

Yeni Analiz: Yüksek Tüketim Seviyesi Yüksek Refah Anlamına Gelmiyor

tüketim

Yeni bir rapor, temel ihtiyaçlar karşılandıktan sonra, daha yüksek tüketim seviyelerinin daha yüksek refah seviyeleri anlamına gelmediğini gösteriyor.

Berlin’deki Hot or Cool Enstitüsü tarafından başlatılan Mutlu Gezegen Endeksi‘nin (Happy Planet Index, HPI) son baskısı, yüksek tüketim seviyelerinin daha yüksek refah seviyeleri anlamına gelmediğini ezici bir çoğunlukla ortaya koyuyor. Aşırı tüketim sadece gezegene zarar vermekle kalmıyor, aynı zamanda insanlara da yardımcı olmuyor. Rapor, hükümetlerin neyin önemli olduğunu, yani insanların ve gezegenin sağlık ve refahını ölçmeye başlamaları gerektiğini öne sürüyor.

HPI, refah, ortalama yaşam süresi ve karbon ayakizi verilerini bir araya getirerek ülkelerin gezegene aşırı yük getirmeden vatandaşlarına sağlıklı, mutlu ve onurlu bir yaşam sunma konusunda ne kadar başarılı olduklarının bir fotoğrafını çekiyor. Başka bir deyişle, HPI ülkelerin insanlara gerçekten önemli olan sağlık ve refahı sağlamak için kaynaklarını ne kadar verimli yönettiklerine bakıyor.

Kim Zirveye Çıkıyor?

– Bu kez Vanuatu, İsveç, El Salvador, Kosta Rika ve Nikaragua en yüksek HPI puanına sahip 5 ülke oldu.

– Batı Avrupa, en yüksek puan alan bölge olarak Latin Amerika’yı geride bıraktı.

– Hırvatistan, Çin, Malezya, Cezayir ve Litvanya, 2019’dan 2021’e kadar HPI puanlarında en büyük iyileşmeyi gören ülkelerdir.

– Hiçbir ülke HPİ’nin üç bileşeninde de “iyi” puan alamamıştır.

Türkiye ise 147 ülke arasında 2007 yılında 37. sıradayken, en son verilere göre 91. sırada yer alıyor.

HPI liderleri, kişi başına düşen ortalama karbon ayakizini sınırlandırırken sağlık ve refah standardı sağlayabilen ülkelerdir.

Bazen, aynı düzeyde çevresel etkiye sahip ülkeler, uzun ve mutlu yaşamların sonuçları açısından büyük farklılıklar gösterebilir. Örneğin, Botsvana ve Hollanda’nın her ikisinin de karbon ayakizi yaklaşık 10,2 tondur. Ancak Hollanda 79,2 yıllık mutlu yaşam yılı skoruna ulaşırken, Botsvana sadece 39,1 yıl elde etti.

GSYİH Önemli Olan Şeyleri Ölçmüyor

Kişi başına düşen en yüksek GSYH’ye sahip 10 ülkeden 6’sının HPI skorları ortalamanın altında. Daha yüksek GSYİH peşinde koşmak, gerçekten önemli olan çevresel sınırlar içinde refahı sağlamıyor. Pek çok zengin ülkede, yüksek tüketim ve üretim seviyeleri, vatandaşlarına sağlık veya mutluluk sağlamadan ekolojik çöküşe katkıda bulunuyor. Genel olarak, GSYH ve YPI arasında çok az korelasyon var ve her ikisi de ülkelerin başarılarını belirlemek için kullandıkları tek gösterge olmamalı.

Hot or Cool Enstitüsü Sürdürülebilir Refah Programı Lideri Dr. Saamah Abdallah, “HPI mevcut ölçütlerin yerini almamalı, bunun yerine ülkeleri alternatif ilerleme ölçütlerini demokratik olarak benimsemeye teşvik etmelidir derken şöyle devam etti: “Vatandaşlar neyin önemli olduğunu ve neyin ölçülmesi gerektiğini tanımlamada öncülük etmelidir.”

Eşitsizlik İnsanlar ve Gezegen için Kötü bir Anlaşma

Açıkça görüldüğü üzere, kişi başına düşen ortalama karbon ayakizi yüksek olan ülkeler genellikle HPI’de iyi puan alamıyor. Kaynak kullanımındaki artış sağlık ve refahta artış anlamına gelmiyor.

Bu yıl ilk kez HPI, belirli ülkelerdeki gelir dilimleri arasında HPI puanlarını da inceledi. Bu bulgular, ülkeler arasında gördüklerimizi güçlü bir şekilde teyit ediyor. Çoğu ülkede, en varlıklı vatandaşlar HPI’de en kötü puanı alıyor. Çok daha yüksek karbon emisyonları, çok daha yüksek refah anlamına gelmiyor.

Örneğin, ABD’de nüfusun en zengin %10’luk kesimi kişi başına ortalama 68,7 ton CO2e karbon ayak izine sahip (bu rakam nüfusun geri kalanının ortalamasından dört kat daha yüksek), ancak refah sonuçları bu grup için sadece marjinal düzeyde daha iyi.

Hot or Cool Enstitüsü İcra Direktörü Dr. Lewis Akenji, Gezegensel krizi daha da kötüleştiren savurgan tüketim ve eşitsizliğe odaklanılması gerektiğini söylerken, “Esas olarak servet transferini zaten zengin olanlara aktaran önerilen teknolojik ve ekonomik iklim çözümlerinin meşruiyetini sorgulamalıyız” dedi.