Yaşam savunucuları, dünya çapında milyonların katıldığı küresel iklim eylem gününde, “Küresel iklim adaleti için küresel eylemdeyiz” diyerek Türkiye’nin dört bir yanında eylem düzenledi.
31 Ekim’de başlayan ve 12 Kasım’a kadar devam edecek olan İskoçya’nın Glasgow şehrindeki BM İklim Zirvesi’nin (COP26) ana gündemini, 2015 yılında imzalanan Paris İklim Anlaşması’ndan bu yana çözümsüz kalan sorunlar oluşturuyor. Ancak taahhütte bulunmalarına rağmen hâlâ birçok ülke, fosil yakıt yatırımlarını destekliyor ve ormanların yok edilmesine göz yummaya devam ediyor.
Başta Glasgow’da olmak üzere dünyanın dört bir yanında eyleme geçen yaşam savunucuları, 6 Kasım İklim Adaleti İçin Küresel Eylem Günü’nde de hükümetlere verdikleri sözleri tutma çağrısı yapıyor.
COP26 Türkiye Koalisyonu adı altında bir araya gelen ekoloji örgütleri, sendika ve meslek örgütleri, İstanbul’dan Ordu’ya, Çanakkale’den Giresun’a, Bursa’dan Adana’ya pek çok kentte küresel iklim adaleti için sokaklarda, kenti ve doğayı talan eden proje alanlarında eylem düzenledi.
COP26 Türkiye Koalisyonu tarafından hazırlanan ve tüm kentlerde okunan açıklamada ise, adaletsizlik derinleştiği belirtilirken siyasi elitlerin, sermayenin kâr odaklı tasarruflarının önünü açmak dışında işleve sahip olmadığı belirtildi ve şöyle devam edildi: “İklim krizinin sorumluları işte bunlar! Ulusal ve uluslararası düzeyde birbirleriyle ekonomik, politik ve ya askeri düzeyde rekabet eden şirketler ve onların hizmetinde olan devletler, söz konusu krizlerin gerçek sorumlularıdır.”
“Gezegenimizi Paylaştığımız Bütün Türleri Savunmalıyız”
“Yaşadığımız krizlerin sorumluları emperyalist kapitalist güçler ve onların işbirlikçileri olduğu halde dünyanın her yerinde iklim krizinin yükünü en fazla taşıyanlar, yoksullar” denilen açıklamaya şu şekilde devam edildi: “Dünyanın ve insanlığın ihtiyacı hızlı ve radikal bir yol değişikliğidir. Bu radikal değişiklik içinse bütün eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri bir arada görmemiz ve bütüncül bir çözüm sunmamız gerektiğine inanıyoruz. Bu yüzden gerek işyerinde adil ücret için, gerek temiz su hakkı için, gerekse polis şiddetine karşı savaşıyor olalım… Bir araya gelerek yaşam hakkını sadece insan için değil gezegenimizi paylaştığımız bütün türler için savunmaya ihtiyacımız var.
Gezegenin ve türlerin geleceği için, yoksullara, yerlilere, kadınlara, canlılara ödetilen bedellerin daha da ağırlaşmasını engellemek için, dünyanın dört bir yanından gelen sesleri ortaklaştırıp büyüterek ekolojik sorunların en önemli göstergesi olan iklim krizine karşı hükümetlerin sorumsuzca davranışlarının ve ekolojik suçların üstünün örtülmeye çalışılmasını teşhir ediyoruz! Bugün bu koalisyonu kurmamıza ve harekete geçmemize neden olan iklim krizinin nedeni; insanın emek gücü de dahil, doğanın her parçasını metalaştıran kapitalizmdir! Bizleri; açlık, savaş, yoksulluk, göç, eşitsizlik ve ekolojik yıkıma maruz bırakan kapitalizmin krizine dair çözümü, halkların dayanışması ve birlikte mücadelesi ile bulacağımıza inanıyoruz.
Nerede olursak olalım iklim adaleti için mücadele etme zamanı. Çünkü iklim krizi, ülkelerin sınırlarını aşıyor. Bu nedenle mücadelemizi küresel düzeye taşımak bizim sorumluluğumuz. Fabrikalarda, iş yerlerinde, okullarda, hastanelerde yani toplumun tüm alanlarında enternasyonal bir anlayışta kenetlenmeye ihtiyacımız var.
İklim adaleti için mücadele eden herkesi enternasyonal dayanışmaya çağırıyoruz.”