Mezopotamya Ekoloji Hareketi, Şırnak ve çevre kentlerinde devam eden ağaç kesimleri ve orman yangınlarına ilişkin hazırladığı raporu düzenlediği basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurdu. Rapor, 5 Ağustos’ta başlayan ve aralarında uzman ile STK temsilcilerin de olduğu incelemeler sonucu hazırlandı.
Şırnak KESK şubesi binasında yapılan açıklamaya Mezopotamya Ekoloji Hareketi, Şırnak Ekoloji, Yeşil Sol Parti Şırnak milletvekili Mehmet Zeki İrmez ile aralarında İHD ve ÖHD’nin de olduğu birçok STK temsilcisi katıldı. Raporu, Mezopotamya Ekoloji Hareketinden Derya Akyol okudu.
Akyol, son dönemlerde devam eden tahribatları bir bir sıraladı ve inceleme yapan heyetin, yaşananlara ilişkin gözlemlerini paylaştı. Raporda şu konu başlıkları yer aldı;
“- Orman yangınının çıktığı alana doğrudan giden güzergahın güvenlik alanı kapsamında çevrelenmiş olması sebebiyle daha önce boşaltılmış olan ve yangın alana paralel düzlükte, yaklaşık 15-20 km mesafede bulunan Gümüş (Derîk) köyünde, yangına dair incelemeye başlanmıştır. Bu alanda sadece olay günüyle sınırlı değil, Cudi bölgesindeki ormansızlaşma sürecine dair genel bilgi aktarımı yapılmıştır.
– İnceleme alanına gidiş güzergahında; yürütülen özel savaş politikasının bir sonucu olan köy boşaltmalarla yerinden edilen insanların köylerine ulaşımının zorluklarının mevcut olduğu, yolların tahribat halinde olduğu ve herhangi bir yangına müdahalenin bu koşullarda teknik imkansız olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca inceleme sırasında, bu bölgede köylülerin kısmen de olsa tarımsal faaliyetlerine devam ettikleri ve tarımsal faaliyet yapmak amacıyla köylerine gitmek zorunda oldukları; ancak birçok engelleme ile karşılaştıkları belirtilmiştir.
Gözlemlere ve yangına tanıklık eden köylülerin aktarımlarına göre; orman yangını dar bir vadide kalekolların yoğun olduğu alanda çıkmış ve yayılmıştır. Cudi’de önceki yıllara göre orman varlığının gittikçe seyrekleştiği ise gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır. Bununla birlikte; kalekolların yoğunlaştığı bölgelerdeki ormansızlaşma ile kalekolların bulunmadığı alanlardaki orman varlığı ormansızlaşmanın sebebine dair bizlere fikir vermekte olup bölgedeki kalekol ve yol inşasının sürekli bir ekolojik yıkıma sebebiyet verdiği de anlaşılmaktadır. Yine özellikle son yıllarda ağaçların kökten kesilerek orman varlığını tamamen yok etmeyi hedefleyen politikaların gerçekleştirildiği ifade edilmiştir.
– Gözlemlerimiz ve yapılan görüşmeler neticesinde; meselenin, orman yangının güvenlikçi politikalar sebebiyle söndürülmemesi ya da çıkartılması ile aynı zamanda bölgede maden ocakları için ya da çeşitli sebeplerle ağaç kıyımı yaşandığı hususlarında toplandığı görülmektedir.
– Google Earth bölgenin 2013 ve 2023 yıllarındaki görüntüleri karşılaştırılmıştır. Bu görüntülere bakıldığında yıllar içinde orman varlığının neredeyse tamamen yok olduğunu söylemek mümkündür. Sadece ağaç varlığının yok olmadığı, neticesinde bir ekosisteminin de yok olduğunun altını çizmek gerekir.
– Cudi bölgesinde binlerce ağacın maden ocakları için kesilmesine ilişkin 2021 yılında yapılan itirazlara, açıklamalara karşı dönemin Orman İşletme Müdürlüğü tarafından 2021 yılı Haziran ayında açıklama yapılmış olup bazı sosyal medya hesaplarında yer alan ‘Cudi Dağı’nda binlerce ağacın maden ocakları için kesildiği’ şeklindeki paylaşımlar asılsız olup gerçeği yansıtmadığı, Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü Şanlıurfa Orman Bölge Müdürlüğü ve Şırnak Orman İşletme Müdürlüğü’nün çalışmaları kapsamında Şırnak İli genelinde ormanlık alanların rehabilite edilmesi, traşlanma ve seyreltme çalışmalarının belli bir plan dahilinde yerine getirildiği, Cudi Dağı Güvenlik Projesi kapsamında yapılan yatırımlar ve güvenlik operasyonları sebebiyle uzun yıllardan beri yapılamayan ormancılık faaliyetlerinin güvenli hale gelmesinin sağlanmasının amaçlandığı, güvenliğin sağlanmasıyla birlikte Şırnak Orman İşletme Müdürlüğü, amenajman planları çerçevesinde idare müddetini doldurmuş meşe ormanlarının yenilenmesi amacıyla Cudi Dağında ihtiyaç olan alanlarda orman rehabilitasyon, tıraşlama ve seyreltme çalışmaları başlatıldığı, bu çalışmaların amacının meşe ormanlarının yenilenerek daha gür ve canlı olarak yetiştirmek olduğu, kontrollü bir şekilde yapılan bu çalışmalar neticesinde ormanlık alanların azalmadığı bilakis daha gür ormanların oluşturulduğu ifade edilmiştir.
– Çevreyi yok etme ve çevreye zarar verme kendi başına doğrudan veya dolaylı bir savaş amacı ve aracı olarak “askeri gereklilik” başlığı altında meşrulaştırılamaz. Bununla birlikte Orman Yangınlarının Önlenmesi ve Söndürülmesinde Görevlilerin Görecekleri İşler Hakkında Yönetmelik uyarıca her orman yangını sonrasında idarenin resmi bir belge düzenleme yükümlülüğü bulunmaktadır. Yine söndürme planının mevcut olması, planda tasdikli isimlerin söndürmede görev alması, fiziki imkânsızlıkların olması halinde havadan söndürme plan ve imkanlarının yaratılması gerekmektedir. Ancak mevcut durumda resmî belgeler kamuoyuyla paylaşılmadığı gibi yıllardır süregelen orman yangınları için etkili bir söndürme planının da bulunmadığı aşikardır. Bunun sebebinin ise güvenlikçi politikalar olduğu tartışmasız bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır.”
Raporda, yapılan ağaç kesimleri ve yangınlara ilişkin bilgi ve belgelerin açıklanması gerektiğine dikkat çekilirken, bölgedeki yangın söndürme planının ve havadan söndürme imkanlarının bilgisinin ve belgelerinin de kamuoyuyla ve bölge halkı ile paylaşılmasının acil bir zorunluluk olduğu söylendi.
Bölgedeki endemik türlerin varlığına ilişkin olarak ve yok olan canlı yaşamına dair bilimsel inceleme ve tespitlerin yapılmasının ve türlerin korunması için gerekli çalışma planlarının hızlıca hazırlanması da talep edildi.
Raporun sonuç kısmında ise birtakım önerilere yer verildi. Dile getirilen öneriler şu şekilde;
– “Bu bağlamda; Anayasanın 169. Maddesi gereğince, yanan orman yerlerinde başka bir faaliyete izin verilmeyerek tahrip olan alanlarda tekrar orman yetiştirilmeli, yangının ve yangına geç müdahalenin sorumluları etkin bir şekilde hem adli olarak hem de idari olarak soruşturulmalıdır.
– İklim krizinin ve doğrudan çoklu krizlerin derinden hissedilmesi göz önünde bulundurularak orman varlıklarının korunması ve çoğaltılması gerekli olup Türkiye’de rant odaklı politikaların ve savaş politikalarının sonucu olan ekolojik yıkım ise sonlandırılmalıdır.”
Azerbaycan COP29 Başkanlığı, girişimin 2025 sonrası iklim finansmanı hedefiyle ilgili müzakerelerle iç içe geçme riski…
UNEP, küresel ısınmayı olumsuz yönde etkileyen metan emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerin arttığını, ancak bu yöndeki…
Çatışmalardan etkilenen bir grup ülke, halklarının karşı karşıya olduğu doğal afet ve güvenlik krizleriyle mücadele…
COP29'a ev sahipliği yapan Azerbaycan ve komşuları hâlâ büyük ölçüde fosil yakıtlara bağımlı ancak yenilenebilir…
COP29'a ev sahipliği yapan Azerbaycan, 2229 kişiyle zirvede en büyük delegasyona sahip ülke olarak kaydedildi.…
Fosil yakıt lobicileri COP29’da iklim açısından en hassas ülkelerin delegasyonlarını gölgede bıraktı; zirveye iklim açısından…