Yeni çalışmaya göre, yalnızca karbondioksite odaklanmak dünyayı 1.5 derece sınırı içinde tutmayacak.
Yeni bir araştırma, iklim değişikliğini kontrol etmek için dünyanın karbondioksit emisyonlarını kesmenin ötesine geçmesi ve gezegenin ısınmasında kilit rol oynayan azot oksit gibi daha az bilinen kirleticileri engellemesi gerektiğini belirtiyor.
Onlarca yıllık küresel iklim tartışmaları, atmosferde en bol bulunan CO2 emisyonlarına odaklandı. “Net-sıfır” emisyona ulaşmaktan bahsedildiğinde, çoğunlukla yalnızca CO2 emisyonlarına atıfta bulunuluyor.
Geçen yıl 100’den fazla ülke, ısıyı tutmada CO2’den çok daha güçlü olan metan emisyonlarında 2030 yılına kadar %30’luk bir kesinti sözü verdi ancak çoğu henüz bunu nasıl gerçekleştireceğini açıklamadı.
Bu arada, siyah karbonun yanı sıra soğutucularda bulunan hidroflorokarbonlar ve nitröz oksitler de dahil olmak üzere diğer ısınma kirleticilerine de çok az ilgi gösterildi. Ancak Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yeni yayımlanan araştırmaya göre, metanla birlikte bu kirleticiler bugünkü ısınmanın yaklaşık yarısından sorumlu.
Washington DC’deki Yönetişim ve Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü’nün başkanı olan çalışmanın ortak yazarı Durwood Zaelke, “Yakın vadeden endişe duyduğumuzda, CO2 harici diğer seragazlarını da göz önünde bulundurmamız gerekiyor” dedi.
Çalışmaya göre, sadece tek bir kirleticiye odaklanan bir karbonsuzlaşma yolu ile, 2045 yılına kadar sanayi öncesi sıcaklıklara göre ısınma 2 derecenin üzerine çıkabilir.
Tersine, tüm kirleticileri bir arada dizginlemek, dünyanın 2030 gibi erken bir tarihte ısınmadan kaçınmaya başlayacağını ve 2030 ile 2050 arasındaki ısınma oranını yarıya indirebileceğini gösteriyor.
Londra Üniversitesi’nden Royal Holloway’de iklim bilimci Euan Nisbet, “Bu dönüm noktası niteliğindeki makale, küresel hedeflerin yeniden düşünülmesini sağlamalı” dedi.