Dünyanın en büyük beş metan yayıcısından biri olan Brezilya anlaşmaya dahil olurken, Çin, Rusya ve Hindistan olumsuz cevap verdi.
Biden’ın üst düzey bir yönetim yetkilisi, yaklaşık 90 ülkenin güçlü seragazı metan emisyonlarını 2030 yılına kadar 2020 seviyelerine göre %30 azaltmak için ABD ve AB liderliğindeki bir çabaya katılarak, iklim değişiminin ana nedenlerinden biriyle mücadele etmeyi amaçlayan bir anlaşmada yer aldığını bildirdi.
Ortaklık resmi olarak Salı gününden sonra başlatılacak.
Metan, karbondioksitten sonra gelen temel seragazı ve karbondioksitten daha yüksek bir ısı tutma potansiyeline sahip ancak atmosferde daha hızlı parçalanıyor. Bu da metan emisyonlarının azaltılmasının küresel ısınmayı dizginlemede hızlı bir etki yaratabileceği anlamına geliyor.
Biden yönetiminden bir yetkiliye göre, ilk olarak Eylül ayında açıklanan Küresel Metan taahhüdü, şu anda küresel ekonominin üçte ikisini oluşturan ilk 30 metan yayıcısının yarısını kapsar durumda. Bugün açıklanacak yeni imza sahipleri arasındaysa, dünyanın en büyük beş metan yayıcısından biri olan Brezilya da var.
Çin, Rusya, Hindistan, en büyük beş yayıcı arasında olan diğer üç ülke, ise bu anlaşmayı imzalamadı. Bu ülkelerin tümü, daha önce Reuters tarafından bildirilen “taahhüde katılması hedeflenen ülkeler” listesine alındı.
Eylül ayında bir avuç imza veren ülke ile duyurulmasından bu yana, ABD ve AB dünyanın en büyük metan yayıcılarının ortaklığa katılımını sağlamaya çabaladı.
COP26 zirvesi öncesinde, ABD ve AB’den gelen son diplomatik baskının ardından yaklaşık 60 ülke de geçtiğimiz hafta anlaşmaya dahil oldu.
Aslında metan taahhüdü, BM müzakerelerinin resmi bir bölümü olmasa da, yıkıcı iklim değişikliğini engellemedeki potansiyel etkisi göz önüne alındığında, COP26 konferansının en önemli çıktıları arasında yerini alabilir.
Mayıs ayında yayımlanan bir BM raporu, bu 10 yılda metan emisyonlarındaki sert kesintilerin küresel ısınmayı 2040’lara kadar yaklaşık 0,3 santigrat derece önleyebileceğini açıkladı. Ancak metanla mücadelede başarısız olunursa, Paris Anlaşması’nın küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerin 1,5 derece üzerinde sınırlama ve iklim değişikliğinin en kötü etkilerinden kaçınma hedefine ulaşmak oldukça zorlaşacak.
%30 metan kesintisi, imza veren taraflarca ortaklaşa sağlanacak ve tüm sektörleri kapsayacak. Metan emisyonlarının ana kaynakları arasında ise sızdıran petrol ve gaz altyapısı, eski kömür madenleri, tarım ve atık alanları yer alıyor.
Analistler, sızıntı yapan petrol altyapısını ve gaz altyapısını düzeltmenin metan emisyonlarını azaltmanın en hızlı ve en ucuz yolu olduğunu söylüyorlar. Bu sebeple, anlaşmanın taahhütlerinin yerine getirilmesiyle enerji sektörü üzerinde büyük etki yaratılması muhtemel.
ABD dünyanın en büyük petrol ve gaz üreticisi iken, AB ise dünyanın en büyük gaz ithalatçısı.
ABD, petrol ve gaz metan mevzuat düzenlemelerini bu hafta yayımlayacak. AB ve Kanada ise, enerji sektörüne hitap eden metan yasasını bu yılın sonlarında açıklamayı planlıyor.
