Yerel yönetimlerin iklim dostu kentler oluşturmada önemli bir role sahip olduğunun altını çizen WWF-Türkiye, doğayla uyumlu, sürdürülebilir ve dayanıklı kentler için yerel seçimlerin ardından yönetime gelecek karar alıcılara yönelik, iklim kriziyle mücadele alanında hayata geçirilmesi gereken talepleri şu şekilde sıraladı:
-İklim kriziyle mücadele ulaştırmadan altyapıya, kent planlamasından sosyal desteklere bütün çalışma alanlarının merkezine oturtulmalı
Türkiye nüfusunun %77’si kentlerde yaşıyor. Bu durum özellikle ülkemizde kentleri iklim krizine karşı en hassas yaşam alanları haline getiriyor. İklim krizine neden olan emisyonların azaltılması ve bunun için fosil yakıt kullanımından uzaklaşılması, yenilenebilir enerjinin yaygınlaşmasından enerjiyi verimli kullanan binalara, raylı sistemlerden kent planlamasına bir dizi alanda dönüşümü gerektiriyor. Bununla birlikte, iklim krizinin etkilerine karşı hassas konumda olan kişilerin (örn. düşük gelirli gruplar, ileri yaştaki bireyler, çocuklar vb.) sağlık, enerji, su vb. ihtiyaçları gözetilmeli.
-İklim riskleri haritalandırılarak kırılgan gruplar belirlenmeli
Türkiye’de iklim krizinin etkilerinin şiddeti ve sıklığı her geçen yıl daha da artıyor. Sıcaklık rekorları kıran yaz ayları ileri yaştaki bireyler ve çocuklar için giderek artan sağlık riskleri oluşturuyor. Azalan yağışlarla birlikte suya erişim güçleşiyor. Ani ve aşırı yağışlar sel ve taşkınlara yol açıyor. Kentin bu gibi risklere hangi bölgelerde ne ölçüde maruz kalabileceğine ve bu risklerin en fazla kimleri etkileyebileceğine yönelik bilimsel verilerle desteklenmiş öngörü çalışmaları yapılmalı.
-Doğa temelli çözümler önceliklendirilmeli
Yeşil çatılar, kent çevresindeki doğal alanları birbirine bağlayan yeşil koridorlar, kent ormanları, yağmur bahçeleri, kent içindeki akarsuların beton kanallardan kurtarılıp doğal dokusuna kavuşturulması gibi çözümler kentin serinletilmesi, suyun depolanması, taşkın riskinin azaltılması gibi bir dizi fayda sayesinde iklim krizine uyumu kolaylaştırır; direnci artırır. Bunların yanında hava kalitesinin artması, kent sakinleri için çekim alanları oluşturulması gibi sosyal kazanımlar sağlar. Son olarak, doğal alanlar yutak işlevleriyle karbondioksit emisyonlarını da engeller.
– Kentin karbon ayak izi hesaplanmalı ve azaltmaya yönelik bilim temelli hedefler belirlenmeli; hedefler somut ve sayısallaştırılmış eylemlerle desteklenmeli. Enerji dönüşümü önceliklendirilmeli
İklim Eylem Planları Plan Olarak Kalmamalı
Yukarıdaki 5 maddede anlatılan konularda somut eylemler içeren planlar takip edilmeli, hedefler gözden geçirilmeli ve uygulama durumu halka açık şekilde raporlanmalı.
COP29 başmüzakerecisi Yalchin Rafiyev’in "üç yıllık teknik süreçte ilk kez tartışma için uygulanabilir bir temel"…
BM iklim müzakerelerine ilk defa heyet gönderen Taliban, Afganistan’ın iklim finansmanından yararlanmasını talep ediyor. Geçimi…
Climate Action Tracker tarafından yapılan analiz, mevcut politikaların devam etmesi durumunda ortalama sıcaklık artışının 2100…
Önde gelen bağımsız ekonomistlerden oluşan bir grubun yaptığı yeni bir çalışma, yoksul ülkelerin, 2030 yılına…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, Türkiye’nin ilk olarak COP28'te duyurulan nükleer enerji kapasitesini 2050'ye…
COP29 zirvesinde iklim finansmanı müzakereleri hız kazanırken, yeni bir çalışma, IMF’nin iklimle ilgili felaketlerden zarar…