WWF’nin yaptığı araştırmaya göre, doğa kaybının ekonomiye maliyeti 2050 yılına kadar yıllık 368 milyar sterlin olabilir.
Haber: Phillip Inman ve Fiona Harvey
Çeviri: Çisil Sevinç
Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın (WWF) yürüttüğü bir çalışmada, doğa tahribatının 2050 yılına kadar ekonomik büyümede yıllık 368 milyar sterlinlik zarara yol açacağı açıklandı. Birleşik Krallık 16 milyar sterlin tutarındaki yıllık kaybıyla en çok etkilenen üçüncü ülke olacak.
Doğanın korunması için acilen önlem alınmazsa, gelecek 30 yılda kıyı erozyonu, tür kayıpları ve ormancılıktan balıkçılığa kadar azalan doğal varlıklar gibi sebeplerden 8 trilyon sterlinlik zarara uğranacak.
Çalışma, 2050’de ekonomik kaybın küresel gelirin %0.67’sine denk geleceğini belirtiyor. Ancak Güney Kutbu’nun hızla bozulmasının getirdiği küresel ısınma ve deniz seviyesinde artış gibi sonuçlardan dolayı kayıp miktarının beklenenden fazla olacağı düşünülüyor.
WWF’nin Global Futures (Küresel Gelecekler) adlı raporuna göre, ormanlar, sulak alanlar ve mercan resiflerinin dahil olduğu doğal yaşam alanlarının bozulması; balık rezervleri, kereste üretimi ve polen taşıyıcılarının sayısını azaltarak temel ekosistemlerin yapı taşlarını zayıflatıyor.
Türünün ilk örneklerinden olan rapor, fosil yakıt kullanımındaki artış ile tarım ve kentselleşmenin el değmemiş topraklara doğru genişlemesinden doğacak kıyı alanlarının korunması, su kaynakları ve karbon depolama alanlarının kaybedilmesi gibi sonuçların yüklü finansal maliyetlerini gözler önüne serdi.
Doğa tahribatından tarım sektörü de nasibini alacak. Özellikle küresel gıda fiyatlarının artması bekleniyor. 2050 yılına kadar artış oranları kereste için %8, pamuk için %6, kuruyemiş (yağlı tohumlar) için %4 ve sebze ve meyveler için %3 olarak tahmin ediliyor.
WWF’de sürdürülebilir ekonomi yöneticisi Karen Ellis, tahminlerin oldukça muhafazakar olduğunu söylerken hükümetlerin iklim krizinin sonuçlarını hafife almaması gerektiğini belirtti.
Karen, “Çalışma yalnızca altı ekosistemi inceledi. Bu tahminlerden daha fazlasının yaşanma ihtimalini azımsayamayız. Gerçek maliyetler muhtemelen çok daha yüksek olacak. İlk kez bu kadar kapsamlı bir değerlendirme yapıldığından tahminler başlangıç niteliğinde kalıyor” dedi.
Karen yazarların, çok fazla değişken olduğundan zarar görmüş ekosistemin iyileştirilmesinin maliyetini tahmin edemediklerini, ancak gelecek çalışmalarda bu tahminin mümkün olabileceğini ekledi.
Bugüne kadarki iklim değişikliği değerlendirmelerinin çoğu, küresel sıcaklıkları 1.5 derecede tutmak için gerekli finansman üzerinde odaklanmıştı.
2006’da İngiliz iktisatçı Lord Stern tarafından hazırlanan Stern raporunda, sıcaklık artışını sınırlamak amacıyla karbon emisyonlarını azaltmanın yıllık GSMH’nin %1’ine mal olacağı belirtilmiş ancak iklim değişikliğinin ekonomik zararlarını göz ardı etmenin GSMH’yi %20 oranında etkileyebileceği de hatırlatılmıştı.
WWF çalışması, Purdue Üniversitesi’ndeki Global Trade Analysis Project (Küresel Ticaret Analizi Projesi) ve ABD’deki Natural Capital Project (Doğal Sermaye Projesi) ile ortaklaşa yürütüldü.
Polis ve itfaiye teşkilatı, hapishaneler ve mahkemelerin yıllık masrafıyla eşdeğer bir zarara uğrayacak Birleşik Krallık, ABD ve Japonya’dan sonra en çok etkilenen üçüncü ülke olabilir.
BM iklim şefi Stiell, gelecek hafta toplanacak G20 liderlerine iklim finansmanı çabalarına destek verme çağrısında…
İlham Aliyev’in geçtiğimiz 1 senede yaptığı konuşmaları analiz eden bir çalışmaya göre, COP29’un ev sahibinin…
G7, son 20 yılda iklim finansmanı borçlarını ödememesi nedeniyle COP29’da “Günün Fosili” ödülünü aldı. BM…
Bu yılki BM iklim zirvesine ev sahipliği yapan Azerbaycan, fosil yakıt patronlarına ve lobicilere başkanlığın…
Azerbaycan COP29 Başkanlığı, girişimin 2025 sonrası iklim finansmanı hedefiyle ilgili müzakerelerle iç içe geçme riski…
UNEP, küresel ısınmayı olumsuz yönde etkileyen metan emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerin arttığını, ancak bu yöndeki…