Dünyada ve Türkiye’de son dönemlerde kuraklıkta artış görülürken, Van da kuraklık ve çölleşme tehlikesinden en fazla etkilenen illerin başında geliyor.
Van Gölü Havzası’nın kapalı bir havza olduğunu ifade eden Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, İHA’ya yaptığı açıklamada, “Her zaman dile getirdiğimiz gibi kendi yağında kavrulan bir havza. Bizim bölge olarak en büyük sorunlarımızdan birisi yağışa fazla ihtiyaç olmadığımız dönemde yağış miktarımızın kısmen fazla olması. Yaz mevsimi geldiğinde suya ihtiyacın had safhada olduğu dönemde maalesef suyumuz az oluyor. Şu anda ocak ayı içerisindeyiz, herhangi bir tarımsal sulama yok. Van Gölü’ndeki inci kefallerinin göçü yok. Kuraklığın etkisini bugünlerde bu yüzden çok fazla hissetmiyoruz. Fakat yaz mevsimi geldiği zaman bu havzaya düşen her bir tane kar yağışına şiddetle ihtiyacımız olacak. Yaz ayında barajlarda biriken su, hayati bir öneme sahip oluyor. Çünkü yaz ayında tarımsal sulamayla beraber artan su ihtiyacının yanı sıra Van Gölü’nden tatlı sulara göç eden inci kefalleri için suya ihtiyaç oluyor. Şu anda barajlardaki su seviyesi geçmiş yıllara göre çok düşük. Sarımemet Barajı şehir merkezinin kuzeyinden göle dökülen Karasu Çayı’nı besliyor ancak geçmiş yıllara göre su seviyesi çok çok düşük. Ocak ayındayız, şu anda barajın etrafının tamamen karla örtülü olması lazım. Ama çok cılız bir kar örtüsü var ve alanın büyük bir kısmı karla kaplı değil” dedi.
Ocak ve şubat ayının kendileri için hayati bir öneme sahip olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Akkuş, “Eğer ocak ve şubat ayında havza büyük bir miktarda kar yağışı olmazsa barajlara su sağlayan önemli bir kaynaktan yoksun kalacak. Dolayısıyla önümüzdeki Ocak ve Şubat ayı aslında bizim Haziran ayından itibaren ortaya çıkacak olan su ihtiyacımızın karşılanmasında hayati bir öneme sahip. Umut ediyoruz ki önümüzdeki Ocak ve Şubat ayında havza bol kar yağışı alır. Yaz mevsimini daha geç karşılarız ve hava soğuk gider. Eğer hava erken ısınırsa önümüzdeki özellikle haziran ayından itibaren çok ciddi bir kuraklık bizi bekliyor” dedi.
Akarsuların dünyanın her yerinde önemli olduğunun altını çizen Dr. Öğretim Üyesi Akkuş, “Söz konusu Van Gölü Havzası olduğunda bu önem yüz kat daha artıyor. Çünkü buradaki akarsular tarımsal sulamanın yanında Van Gölü’nden üremek için derelere giden inci kefallerinin üreme habitatını oluşturuyor. Bölgede 20 bin insan inci kefalinden geçimini sağlıyor. Dolayısıyla akarsularda eğer yeterli miktarda su olursa inci kefalleri üremelerini sağlıklı bir şekilde gerçekleştirir. Şu andaki manzara bize çok ciddi bir sorun olacağını gösteriyor. Ümit ediyoruz ki havza bol kar yağışı alır ve barajlarımız biraz daha dolar” şeklinde konuştu.
COP29, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede belirli bir adım olmasına rağmen bazı kritik konularda ilerleme kaydedilemedi…
Önemli risk uzmanlarının kalem aldığı yeni bir rapor, iklim krizine yönelik değerlendirmelerin ciddi etkileri göz…
İzmir Gediz Deltası’nda yapılmak istenen Bölgesel Isıtma ve Termal Sağlık Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama Projesi’ne…
2025 Küresel Riskler Raporu'na göre, devlet temelli silahlı çatışma, 2025 yılı için en önemli ve…
COP29 görüşmelerinde ilerleme özellikle karbon azaltım ve giderme projeleri ile kredilendirme ticaretini esas alan 6.4…
İklim değişikliğiyle mücadelede yeşil ekonomiye doğru bir dönüşüm her geçen gün daha kaçınılmazken, küresel sanayinin…