Van’da bulunan Akgöl Gölü iklim krizine bağlı artan kuraklık nedeniyle yok oldu. Yüzyıllar boyunca önemli bir canlı ekosistemini barındıran göl kuruyarak yerini çorak bir alana bıraktı. Çevre sakinlerinden Yusuf Atilla herkesin doğaya karşı daha hassas olması gerektiğini belirtirken Van Çev-Der Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kalçık ise oluşan manzarayı iklim krizi, su politikalarının yanlış uygulanmasına, su kaynaklarının bilinçsiz kullanılmasına ve HES projelerin yarattığı tahribata bağlıyor.
Yazı: Şenol Balı, Serbest Gazeteci
Van’ın Özalp ilçesine bağlı Bağrıaçık Mahallesi sınırında bulunan ve kentin en büyük göllerinden biri olan Akgöl Gölü, küresel ısınma ve artan kuraklık karşısında yok oldu. Önceki yıllarda çekilmeye başlayan göl, bu yıl yağışların yetersiz olması, kar sularının az olması ve yüksek sıcaklıklar karşısında tamamıyla kuruyarak bir çöle dönüştü. Tuz oranının yüksek olması nedeniyle kuruduktan sonra zemini tamamen beyaza bürünen göl, 3-10 metre derinliğinde ve 407 dekarlık bir alana yayılıyordu. Göçmen kuşların rotasında da yer alan göl, geniş bir canlı ekosistemini içinde barındırmakla beraber flamingo, turna gibi kuşlara da ev sahipliği yapıyordu. Diğer taraftan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı geçtiğimiz yıl gölün doğal sit alanı olarak tescillenmesi yönünde bir çalışma başlatmış ve çalışma kapsamında göl, “Doğal Sit-Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak tescillenmişti.
“Geçtiğimiz Sene Kenarına Piknik Yapmak için Geldiğimiz Göl Artık Yok”
Gölün yok olmasına ilişkin konuşan Bağrıaçık Mahallesi sakinlerinden Yusuf Atilla, ortaya çıkan manzarayı kabul edilemez olarak değerlendiriyor ve şöyle ekliyor; “Son birkaç yılda yaşanan aşırı sıcaklıklar kuraklığı beraberinde getirdi. Bu da doğanın dengesini alt üst etti. Köyümüzde bulunan Akgöl Gölü de görüldüğü üzere bu yıl tamamıyla kurudu. Daha önceki yıllarda azalan göl bu yıl yağışların az olmasıyla ortadan kalktı. Bu çok kötü bir manzara gerçekten. Geçtiğimiz sene bile kenarına piknik yapmak için geldiğimiz göl artık yok. Bu çok üzücü bir durum, her yıl gelen farklı kuşlar artık gelmeyecek ve biz onları göremeyeceğiz.” Atilla, “Hepimiz doğaya karşı daha hassas olmalıyız” sözlerini kullanıyor ve herkesin doğal değerlere sahip çıkmasını ve gelecek nesillere aktarılmasında rol oynaması gerektiğine dikkat çekiyor.
“Akgöl Gölü’nün Kuruması Bizi Bekleyen Doğal Tehlikelerin En Bariz Göstergesi”
Daha sonra konuşan Van Çev-Der Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kalçık, bölgenin göller yöresi olduğunu ancak su kaynaklarının farklı nedenlerden dolayı alarm verdiğini belirtiyor. Van Denizi ve diğer gölet ve barajlardaki su seviyesinde yaşanan düşüşe dikkat çeken Kalçık şunları söyleyerek başlıyor konuşmasına; “Göller Yöresi olarak tanımladığımız bölgemizde artık su kaynakları alarm veriyor. Geçtiğimiz yıla oranla göller, barajlar ve göletlerdeki su seviyeleri ciddi oranda düşüş yaşıyor. Özellikle Van Denizi’nde su ciddi oranda çekildi, ortalama derinliği yüz metreden kırk metreye düştü. Diğer kaynaklar ve sulama amaçlı yapılan baraj göletlerindeki suyun büyük oranda eksilmesi yöre halkında önemli tedirginliklere neden oluyor. Yine, Van için özellikle tarımsal sulamada çok önemli olan Şamran Kanalı, Keşiş Gölü, Kırman Deresi ve Sıhke Gölü’nde de önemli düzeyde bir çekilme gözlemleniyor. Özalp ilçemizdeki Akgöl’ün kuruması da bu yönüyle bizi bekleyen doğal tehlikelerin en bariz göstergesi.”
“İklim Krizi, Küresel Isınma, Suyun Bilinçsiz Kullanılması ve HES Projelerinin Yarattığı Tahribat Yarınlarımızı Tehlikeye Atıyor”
Konuşmasının devamında geçtiğimiz yıl kar yağışlarının az olması ve yıl boyunca yağmurun neredeyse hiç yağmamasının söz konusu kuraklığı tetiklediğini belirten Kalçık, gölün kurumasını temel olarak yaşanan iklim krizi, küresel ısınma, suyun bilinçsiz kullanılmasına ve HES projelerinin yarattığı tahribata bağlıyor. Kalçık, şu ifadeleri kullanıyor; “Kış mevsiminde ve ilkbaharda yağışın istenilen oranda olmaması, özellikle kar yağışının çok az olması bölgedeki döngüyü oldukça olumsuz etkiledi. Maalesef ilimizde içme ve sulama suyu kaynakları kuruma tehlikesiyle karşı karşıya. Nisan ve Mayıs aylarında yeterli oranda yağmur yağmaması sebebiyle Ağustos ve Eylül aylarında görülmesi beklenen su seviyesine ne yazık ki şimdilerde ulaştık. Bilinçsizce kullandığımız suları artık kaybetmek üzereyiz. Hem suların israf edilmesi hem de küresel ısınma sadece yarınlarımızı değil bugünlerimizi de tehlikeye atıyor. DSİ’den (Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü) elde ettiğimiz verilere göre ilimizdeki su kaynakları her geçen gün azalıyor. HES projeleri, suya dönük politikaların yanlış uygulanması, iklim krizi veya küresel ısınma suyun yok olmasına zemin hazırlıyor. Bu durum bütün canlılar için bir yaşam tehlikesidir. Özellikle endemik balıklar ve dönemsel olarak bu gölleri bir üreme veya dinlenme alanı olarak kullanan göçmen kuşları için.”
Bakanlık Tarafından Göl için Tescil Çalışması Başlatılmıştı
Diğer taraftan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2020 yılının Mart ayında Akgöl Gölü’nün doğal sit alanı olarak tescillenmesi yönünde bir çalışma başlatmıştı. Gölü, “Doğal Sit-Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak tescilleyen Bakanlık, “Doğal Sit-Kesin Korunacak Hassas Alan”ın tesciline ilişkin ise idari sürecin devam ettiğini belirtmişti. Bakanlık açıklamasında şu ifadelere yer vermişti:
“Van İli, Özalp İlçesi sınırları içerisinde yer alan Akgöl Potansiyel Doğal Sit Alanı aşağıdaki haritada gösterildiği şekliyle Bakanlık Makamının 10/02/2020 tarihli 34977 sayılı OLUR’u ile ‘Doğal Sit-Nitelikli Doğal Koruma Alanı’ ve ‘Doğal Sit- Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’ olarak tescil edilmiştir. ‘Doğal Sit-Kesin Korunacak Hassas Alan’ın tesciline ilişkin idari süreç devam etmektedir. 27 Ekim 2017 tarihli ve 30223 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 2. Maddesi’nin (j) bendinde yer alan ‘Anıt ağaçlar hariç, tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tescil kararları Resmi Gazete’de yayımlanır ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurulur’ hükmü gereği ekteki haritada belirtilen doğal sit alanının tescili tebliğ olunur.”
Benzeri Tehlike Van Gölü’nü de Bekliyor
Öte yandan çevre örgütleri son yıllarda benzer bir tehlikeyi ve sonu Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü için de dillendiriyor. Geçtiğimiz günlerde NASA tarafından uzaydan çekilen görüntüsünün dünya genelinde birinci seçilmesiye yeniden gündeme gelen Van Gölü için de tehlike çanları çalıyor. Göldeki kirlilik her geçen gün artarken yaşanan kuraklık ve havzayı besleyen su kaynaklarının kesilmesi sonucu göl suyu her geçen yıl metrelerce çekiliyor. Açıklanan verilere göre etrafında bir milyon 200 bin insanın yaşadığı göle her saniyede 1800 litre lağım suyu akıyor. Günlük dökülen evsel ve kanalizasyon atığının miktarı yaklaşık 58 bin 600 metreküp olarak tahmin ediliyor. Göl’e 19’u belirli bir büyüklüğün üzerinde, 100’e yakın akarsu dökülüyor ve bu akarsulardan gelen atıklar da göldeki kirliliği arttırıyor. Buna karşın çevredeki yerleşim yerlerinin atık sularını arıtacak tesisler de ya kurulmamış durumda ya da ihtiyacı karşılamaktan oldukça uzak. Uzmanlar böylesi bir tablonun sürmesi halinde gölün yakın tarihte bir balçık gölüne döneceğinden endişe ediyor. Gölün korunması için özel bir kanunun çıkarılması gerektiğini belirten kentteki sivil toplum örgütleri ise sık sık uyarılarda bulunarak, Aral Gölü’nün kaderini yaşamamasını istiyor.