;
Politika

Van ve Bitlisli Vekillerden Van Gölü için Ortak Yasa Teklifi

Van Gölü

HEDEP’in Van ve Bitlis milletvekilleri, son yıllarda yaşadığı sorunlarla gündemden düşmeyen Van Gölü’nün korunması için meclise ortak kanun teklifi sundu. HEDEP Van milletvekili Gülderen Varlı, gölün yaşadığı sorunlara dikkat çekerek tedbir çağrısında bulundu.   

HEDEP’in Van milletvekilleri Pervin Buldan, Zülküf Uçar, Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Sinan Çiftyürek, Gülderen Varlı, Mahmut Dindar ve Bitlis milletvekilleri Semra Çağlar Gökalp ve Hüseyin Olan Van Gölü ve Havzasının korunması amacıyla ortak kanun teklifi sundu.

Van Gölü’nün karşı karşıya olduğu tehlikelere dikkat çeken milletvekilleri, Van Gölü’ndeki çekilme, göle dökülen atıklar, dip çamuru temizliği gibi onlarca konuyu gündeme alarak hazırladığı gerekçede, kentte göl için hazırlanan raporlara ve çalışmalara da atıfta bulunarak bilimsel veriler ışığında gölün karşı karşıya olduğu sorunları anlattı. Koruma Kanunu için hem genel hem madde gerekçelerini sıralayan vekiller aynı zamanda TBMM’ye sunulan kanun teklifini de paylaştı.

Meclise sunulan teklifte; arıtma faaliyetleri ve evsel atıklardan dolayı yaşanan kirliliğe, küresel iklim krizinin neden olduğu çekilmeye, kıyı işgali, HES, kum ve taş ocaklarının faaliyetlerine, gölün korunması için daha önce alınan koruma tedbirlerine, gölde ve havzada yaşayan biyoçeşitliliğin karşı karşıya kaldığı sorunlara ve havzada kuruyan veya kurumak üzere olan gölet ve derelerin durumuna değinildi.

HEDEP Van Vekili Varlı: “Göl Birçok Sorunla Karşı Karşıya”

Karara imza atan isimlerden HEDEP Van milletvekili Gülderen Varlı, yaptığı açıklamada Van Gölü’nün son yıllarda yüz yüze kaldığı sorunlar hakkında şu ifadeleri kullandı: “Van Gölü, Türkiye’nin en büyük gölü. Ancak maalesef gerek küresel iklim değişikliğinin etkisiyle gerekse de yanlış politikalar sonucu göl, son yıllarda alarm veriyor. Kuraklıktan dolayı göldeki çekilme yer yer 2 km’yi buldu. Yine Akgöl, Değirmigöl gibi havzadaki birçok dere veya göl ya kurudu ya da kurumak üzere. Bazı derelerdeki sular da HES’ler veya barajlar için kullanılıyor ve kimi yerlerde can suyu bırakmıyor. Bu hem kapalı bir havza olan Van Gölü’nün beslenmesini engelliyor hem de derelerde yaşayan ve hatta dereleri birer üreme alanı olarak kullanan İnci Kefali olmak üzere birçok canlının yaşamını tehdit ediyor. Yine gölün karşı karşıya kaldığı kirlilik hat safhada. Havzadaki bir buçuk milyonu aşkın nüfusun kanalizasyon ve evsel atıkları çoğunlukla göle akıtılıyor. Kurulan artıma tesisleri de oldukça yetersiz.”

Göl kıyısında yaşanan yapılaşma ve kıyı işgaline de değinen Varlı, şu sözlerle devam etti; “Gölün karşı karşıya kaldığı sorunlar bunlarla sınırlı değil maalesef. Kıyı her geçen gün imara açılıyor ve tahrip ediliyor. İşgal sorunu yine öyle. Şu an kıyıda, DSİ’den Karayolları’na, Valilik Binası’ndan Çimento Fabrikası’na birçok yapı bulunmakta. Bu yapılar hem gölün siluetini bozuyor hem de insanların ve diğer canlıların göle erişimini engelliyor. Bilindiği üzere havzada sulak alanlar oldukça fazla. Ağacın az olduğu bölgemizde birer oksijen deposu olan bu sazlıklar da her geçen gün kuruyor ve yanlış politikalara kurban ediliyor. Her gün, kıyı da yeni yapılar ve yollar yapılarak sazlıklar kurutuluyor. Hâl böyle olunca sazlıklarda yaşayan sayısız canlı da yaşam alanlarından oluyor. Gölün bu kadar sorunla boğuştuğu bir dönemde koruyucu tedbirlerin alınması lazım. Bu adımlar kapsayıcı, uzun vadeli ve bölgedeki ekolojik dengeyi gözetecek şekilde atılmalı. Biz de siyasi temsilciler olarak bu duruma dikkat çekmek istedik. Çünkü durum gerçekten çok vahim ve bir an evvel çözüm geliştirilmesi lazım.”