Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından yeni yayımlanan bir rapor, iklim değişikliğiyle mücadele için gerekli yeni bir yatırım dalgasının ek gelir ve istihdam alanları yaratacağını, küresel bir makro ekonomik toparlanmaya etkisi olacağını iddia ediyor.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından hazırlanan, “Küresel Yeşil Yeni Düzen’in Finansmanı” başlıklı 2019 Ticaret ve Kalkınma Raporu, Bilkent Üniversitesi’nde tanıtıldı.
Raporda, ağırlıklı olarak küresel kalkınma beklentilerini tehdit eden finansal, ekonomik ve sosyal sorunlarla başa çıkılabilmesi için gerekli çokuluslu yaklaşımlar, sürdürülebilir kalkınma amaçları ve önerilen küresel Yeşil Yeni Düzen’in finansmanı konuları ele alınıyor.
Yeşil Yeni Düzen’in, küresel mali kriz sonrasında yeni ve temiz bir başlangıç yapılabilmesi için doğru politika çerçevesi olduğu vurgulanan raporda, borç fonları, sermaye piyasaları ve bankaların kalkınma için birlikte çalışmalarını sağlayacak öneriler sunuluyor. Küresel ekonominin karbonsuz hale getirilebilmesi için kamu öncülüğünde, başta ulaşım, enerji ve gıda sistemlerinde olmak üzere ciddi yatırımlar gerektiğine işaret edilen raporda, bu kapsamda atılacak adımlarda vergi teşvikleri, kredi ve garantilerin yanı sıra araştırma, kalkınma ve teknoloji adaptasyonu içeren etkili sanayi politikalarının önemine değiniliyor.
İklim Haber’e raporla ilgili görüş veren Prof. Dr. Erinç Yeldan günümüzün küresel ekonomisinin “Endişeler Çağı” diye bir alt başlık içerisinde toplanabileceğini belirterek şöyle devam ediyor: “Üretkenlik bütün dünyada düşüyor, gelir dağılımında bozulma var. Emeğin milli gelirden aldığı payda ciddi bir gerileme var. Bu da gelir dağılımının bozulmasının ana etkenlerinden bir tanesi. Dünyada demokratik taleplerden ve kurumlardan giderek uzaklaşma var. Toplumda popülizm diye adlandırılan ancak aslında açık faşizm uygulamalarını andıran aşırı milliyetçilik ve ırkçılık gelişiyor. Gerek cinsiyet gerek etnik kökenler bakımında uyarılan şiddet bütün coğrafyalarda ortaya çıkıyor. Bütün bunlara ilaveten gezegenimizin ısınması, bunun yaratacağı susuzluk, tarımsal hasılatın gerilemesi, yepyeni bakteri türlerinin ve hastalıkların ortaya çıkması durumu var. Bütün bunların maliyetlerinin OECD raporlarına göre 30-40 milyar doları bulabileceği ifade ediliyor. Bütün bunlar BM’nin ‘endişeleniyoruz, endişeler çağındayız’ diye nitelediği sorunlar yumağı. Raporun ana çağrısı da bu sorunları nasıl çözebileceğimize dair” diyor.
Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Sevil Acar da İklim Haber’e yaptığı açıklamada iklim değişikliği ile mücadele amacıyla yapılacak yenilenebilir enerji yatırımlarının, özellikle yenilenebilir enerji sistemlerinin günümüzde azalan kurulum ve işletim maliyetleri düşünüldüğünde hem kentler hem de kırsal bölgeler için yeni fırsatlar doğuracağını belirtiyor ve ekliyor: “Bu fırsatlar arasında, örneğin, güneş ve rüzgar gibi kaynakların elektrik elde etmek için kullanıldığında yaratacağı yüksek istihdam potansiyeli var.”
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…