Paris Anlaşması’nın hedeflerinin yakalanması ve sağlığa öncelik veren politikalar benimsendiğinde, çalışma kapsamında incelenen dokuz ülkede her yıl, iyileşen beslenme düzeni sayesinde 6,4 milyon, daha temiz hava sayesinde 1,6 milyon, artan fiziksel hareket sayesinde de 2,1 milyon kişinin hayatı kurtulabilir.
The Lancet Planetary Health dergisinin özel sayısında yayımlanan Lancet Countdown Sağlık ve İklim Değişikliği raporunda yer verilen çalışma, ülkelerin Paris Anlaşması ile kabul edilen küresel sıcaklık artışını 2 derecenin oldukça altında tutma hedefiyle uyumlu iklim planları (Ulusal Katkı Beyanları-NDC) benimsemeleri halinde insan sağlığında görülecek olumlu etkilerin altını çiziyor.
Çalışma kapsamında incelenen dokuz ülke (ABD, Almanya, Birleşik Krallık, Brezilya, Çin, Endonezya, Güney Afrika, Hindistan, ve Nijerya) dünya nüfusunun %50’sini, küresel emisyonların %70’ini temsil ediyor.
Paris Anlaşması tarafları, bu yıl düzenlenecek COP26 öncesi, aslında geçen yılın sonuna kadar bildirilmesi gereken ancak (aralarında çalışma kapsamındaki dokuz ülkenin altısının da yer aldığı) çoğu ülke tarafından hâlâ açıklanmayan NDC’lerini güncellemeye ve gözden geçirmeye devam ediyor. Mevcut durumda, NDC’ler, Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmaya yetecek kadar güçlü değil (bu haliyle küresel sıcaklık artışının 3 dereceden daha fazla gerçekleşme tehlikesi bulunuyor). Raporun yazarları, daha sağlıklı beslenme düzeni, daha temiz hava ve artan egzersiz ile birçok hayatın kurtarılabileceği gerçeğinin, beyanları güçlendirmek için bir dayanak teşkil ettiğini vurguluyor.
Raporun başyazarı ve aynı zamanda Lancet Countdown Sağlık ve İklim Değişikliği Yöneticisi, UCL Enerji Enstitüsü’nden Doçent Doktor Ian Hamilton: “Raporumuz, iklim değişikliğiyle mücadelede çok önemli ancak genellikle gözden kaçan bir dayanak noktasına odaklanıyor. Karbon azaltımının nihayetinde uzun vadeli olan ve hasar sınırlaması açısından değerlendirilen doğrudan faydalarının aksine, iddialı iklim politikalarının sağlık ile ilgili dolaylı faydaları kendilerini anında göstermektedir. Mesaj çok açık. Paris Anlaşması’na uymak her yıl milyonlarca insanın erken ölmesini engellemekle kalmaz, iyileşen sağlık koşulları sayesinde milyonlarca insanın yaşam kalitesini artırır. Daha fazla hayat kurtarmak için sağlığı iklim değişikliği politikalarının ön saflarına yerleştirme zamanı geldi.”
Her ülke için, üç farklı NDC senaryosu kapsamında, enerji, tarım ve ulaşım sektörlerinden kaynaklanan emisyonlar ile beslenme düzeniyle ilişkili risk faktörlerine, hava kirliliğine ve fiziksel hareketsizliğe bağlı yıllık ölüm oranları değerlendirildi ve 2040 yılına ilişkin tahminler geliştirildi. Temel senaryo (mevcut durum senaryosu) mevcut NDC politikalarını incelerken, ikinci senaryo (sürdürülebilir yol haritası senaryosu) Paris Anlaşması ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na uygun NDC politikalarını, üçüncü senaryo ise (sağlık yol haritası senaryosu) sürdürülebilir senaryoya sağlık ile ilgili bariz hedeflerin yerleştirilmesinden elde edilecek ilave faydaları mercek altına aldı.
Çalışma kapsamındaki dokuz ülkenin tamamında, Paris Anlaşması’na uygunluk senaryosunda, iyileşen beslenme düzeni sayesinde 5,8 milyon, daha temiz hava sayesinde 1,2 milyon ve artan fiziksel hareket sayesinde 1,2 milyon insanın hayatı kurtarılabilir. NDC’lere sağlıkla ilgili hedeflerin yerleştirildiği daha iddialı senaryo seçildiğinde ise, hava kirliliği, beslenme düzeni ve fiziksel hareketsizliğe bağlı sırasıyla 462 bin, 572 bin ve 943 bin ölümün daha önüne geçilebilir.
Raporun yazarları, azalan hava kirliliği, daha iyi beslenme düzeni ve artan fiziksel hareket ile önüne geçilen olası ölümlerdeki çapraz geçiş hesaba katılamadığından, bu etkenlere bağlı ölüm oranlarının ayrı ayrı modellendiğini ve ortaya çıkan sonuçların toplamının alınmadığını belirtti. Modelleme çalışmasında olası senaryolara bakılırken, gelecekteki demografik ve sosyo-ekonomik eğilimlere ilişkin çeşitli varsayımlara dayanarak tahminde bulunduklarının da altını çizdiler.
NDC’lerin güçlendirilmesi, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasını doğrudan, insanların zararlı kirleticilere daha az maruz kalmasını, beslenme düzenlerinin iyileşmesini ve güvenli fiziksel aktivitenin artmasını da dolaylı olarak sağlayarak insan sağlığını olumlu etkiler.
Tüm Ülkeler, En Çok, İyileşen Beslenme Düzeninden Faydalanıyorlar
Söz konusu üç etkenin sağlık üzerindeki etkileri ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, Paris Anlaşması’na uygunluk senaryosu altında tüm ülkeler en çok, iyileşen beslenme düzeninden faydalanıyorlar. Bu senaryoda, yarı vejetaryen diyetin giderek daha da yaygınlaşması ve sebze meyveye erişimin artması modellendi. Bu değişim sonucu kırmızı et ve işlenmiş gıda tüketiminde azalma görülse de, hayvansal gıda tüketimi bir nebze de olsa devam ediyor.
İyileşen beslenme düzeninden, her yıl 100 bin kişide 188 ölümün engellendiği Almanya orantısal olarak en çok faydalanıyor, onu 100 bin kişide 171 ölümün engellendiği ABD ve 167 ölümün önüne geçildiği Çin izliyor.
Rapora göre, meyve, sebze, baklagil ve kabuklu yemişten oluşan bir beslenme düzeninin eksikliği, aşırı kırmızı et tüketimine bağlı risklere kıyasla daha büyük bir sağlık sorunu teşkil ediyor. Öyle ki, söz konusu beslenme tarzı benimsendiğinde ölümlerin %30’unun önüne geçilebilirken, aşırı kırmızı et tüketimi ölümlerin %22’sine sebep oluyor.
Gelecekteki Politika Hedefleri
The Lancet Planetary Health Yazı İşleri Müdürü Dr Alastair Brown, “Glasgow’da düzenlenecek COP26 öncesi ülkelerden hedeflerini yükseltmeleri beklenirken, önümüzdeki aylarda iklim değişikliği ile mücadelenin hızlandırılması ve küresel sağlığın iyileştirilmesi için önemli bir fırsat bizi bekliyor. Herkesin harekete geçmesi gereken son bir tarih gerekiyorsa, artık o tarih belli; Kasım 2021” dedi.
Rapor, analizin yapıldığı dönemden bugüne bazı ülkelerin gösterdikleri çabayı artırdığının altını çiziyor. Birleşik Krallık ve AB, NDC’lerini güçlendirdi. Çin 2060’a kadar karbon nötr bir ülke haline gelmeyi hedeflediğini duyurdu. Joe Biden ve Kamala Harris yönetimi ise 2050’ye kadar emisyonları sıfırlama çabası içinde olacaklarını taahhüt etti.
Yeni duyurulan bu taahhütlere rağmen, dünya henüz Paris Anlaşması hedeflerini tutturma yoluna girebilmiş değil ve küresel sıcaklığın yüzyılın sonuna kadar 2,5 derece artması bekleniyor.
The Lancet Planetary Health özel sayısında yayınlanan makalesinde, Dünya Sağlık Örgütü Eski Genel Müdürü Margaret Chan: “Rapor bulguları, dünya liderlerinin yeni NDC’lerindeki iklim taahhütlerini yerine getirmeleri, aynı zamanda COVID-19 kurtarma planlarına çevre ve sağlık hedefleri yerleştirmeleri için önemli bir teşvik sağlıyor. Sonuçta, daha sağlıklı bir dünya nüfusu, gelecekte yaşanabilecek sağlık krizlerine karşı daha dirençli olacaktır” diye konuştu.
Chan sözlerine şöyle devam etti: “Sağlığın bu ölçekte iyileşmesiyle elde edilecek milyarlarca dolarlık tasarrufun, azaltım tedbirlerine ilişkin maliyetleri karşılamak için kullanılabileceğini de unutmamak gerekir.”
Azerbaycan COP29 Başkanlığı, girişimin 2025 sonrası iklim finansmanı hedefiyle ilgili müzakerelerle iç içe geçme riski…
UNEP, küresel ısınmayı olumsuz yönde etkileyen metan emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerin arttığını, ancak bu yöndeki…
Çatışmalardan etkilenen bir grup ülke, halklarının karşı karşıya olduğu doğal afet ve güvenlik krizleriyle mücadele…
COP29'a ev sahipliği yapan Azerbaycan ve komşuları hâlâ büyük ölçüde fosil yakıtlara bağımlı ancak yenilenebilir…
COP29'a ev sahipliği yapan Azerbaycan, 2229 kişiyle zirvede en büyük delegasyona sahip ülke olarak kaydedildi.…
Fosil yakıt lobicileri COP29’da iklim açısından en hassas ülkelerin delegasyonlarını gölgede bıraktı; zirveye iklim açısından…