Birçok ülke Paris Anlaşması kapsamında iklim eylemi taahhütlerini güçlendirmek için son tarihi kaçırdı. AB, İngiltere ve Arjantin, BM 2020 son tarihinde güçlendirilmiş iklim eylemi sunan ülkeler oldu.
Çoğu ülke, Paris Anlaşması’nın “kilit mekanizması”nın ilk testi niteliğinde olan güçlendirilmiş 2030 eylemlerini sunmaları gereken 2020 son tarihini kaçırdı.
Avrupa Birliği’nin 27 üye ülkesi ve Birleşik Krallık, eylemler ile küresel ısınmayı 2 derecenin altında sınırlandırma hedefi olan anlaşmanın arasındaki boşluğu kapatmak için beş yıllık bir döngü doğrultusunda güncellenmiş ulusal katkılarını 31 Aralık 2020’ye kadar sunan 70 ülke arasındaydı.
Arjantin, Kolombiya, Şili, Kosta Rika ve Peru dahil olmak üzere Latin Amerika ülkeleri, yıl sonu tarihine ulaştılar ve yaklaşık bir düzine küçük ada devleti ve en az gelişmiş ülke ile birlikte taahhütlerini güçlendirdiler.
Dünya Kaynakları Enstitüsü’ne göre, bu ülkeler hep birlikte küresel seragazı emisyonlarının %28’inden sorumlu. Ancak dünyanın en büyük kirleticilerinden hiçbiri, koronavirüs salgınıyla tanımlanan bir yılda BM’ye daha iddialı karbon azaltım planları sunmadı.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Aralık ayı başlarında 2030 hedeflerini kademeli olarak açıklamasına ve Paris sürecine olan bağlılığını vurgulamasına rağmen, Çin son dakika sunumları arasında yer almadı.
NewClimate Enstitüsü’nün kurucusu Niklas Höhne, yeni yıl başlangıcını, altı ay önce beklenenden “çok daha iyi” görünen ancak “2021’e yapılacak çok şey” bırakan “karma bir resim” olarak nitelendirdi.
Höhne, “Birçok ülke bu yıl iklim planını geliştirmede başarısız olurken, artan sayıda ülke yüzyılın ortaları itibariyle net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı benimsiyor” dedi ve “2021’de daha fazla eylem görebileceğimiz konusunda iyimserim” diye ekledi.
Höhne, Climate Home’a verdiği röportajda, Çin’in Eylül ayında 2060 itibariyle karbon nötr olma taahhüdünün “son 10 yıllık iklim politikasının en büyük duyurusu” olduğunu söyledi.
Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün uluslararası iklim direktörü David Waskow, “Çin, planladığından daha fazlasını yapma fırsatına sahip,” dedi ve ülkenin Mart ayında beklenen bir sonraki beş yıllık planının, daha iddialı Ulusal Katkı Beyanı (NDC) sağlayabileceğini söyledi.
Hindistan, Kanada, Endonezya, İran ve Suudi Arabistan, 2020 son tarihine kadar güncellenmiş bir iklim planı sunmayan başlıca yayıcılar arasındaydı. ABD başkanı seçilen Joe Biden, 21 Ocak’ta göreve geleceği ilk günde ABD’yi Paris Anlaşması’na tekrar dahil edene kadar, ABD’nin bir iklim planı sunması beklenmiyor.
Rusya, Meksika ve Avustralya ise sadece mevcut karbon azaltım taahhütlerini yeniden belirlerken Avustralya, Kasım ayında Glasgow’da yapılacak COP26 iklim görüşmeleri öncesinde uzun vadeli bir karbondan arındırma stratejisi yayımlama sözü verdi.
Avustralya, “geçmişteki başarısına güvenmeden” mevcut 2030 hedefini “karşılama ve geçme” yolunda ilerlediğini söyledi ve Paris taahhüdünü yerine getirmek için eski Kyoto dönemi kredilerini kullanmayacağını belirtti.
Brezilya, Aralık ayı başında, bir önceki hedefinde yer alan yasadışı ormansızlaşmanın durdurulması ve ormanların eski haline getirilmesi ile ilgili tüm atıfları kaldırmasına rağmen, 2060 itibariyle karbon nötrlüğü sağlama taahhüdünde bulundu.
Japonya ve Yeni Zelanda, Glasgow zirvesinden önce güçlendirilmiş planları sunmaya söz verirken, önceki hedeflerini yeniden teyit etti. Güney Kore, 2030 hedefini mutlak emisyon kesintilerine çevirdi ve “2025’ten önce mümkün olan en erken zamanda” hedefini artırma sözü verdi.
Paris Anlaşması’nın beşinci yıldönümünde BM, Birleşik Krallık ve Fransa’nın ortaklaşa düzenlediği iklim eylemi zirvesi, hem Birleşik Krallık hem de AB’nin 1990 ile 2030 arasında sırasıyla en az %68 ve %55’lik daha derin emisyon azaltımlarını kabul etmesini sağladı.
Höhne, ABD, Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi daha zengin ülkeleri önümüzdeki aylarda hedeflerini artırmaya çağırarak, bunun “başkalarının da bu ülkeleri takip etmesine olanak sağlayabileceğini” söyledi.
Waskow, “Esas kritik soru ise, ülkelerin COP26 eylemlerini güçlendirmek için ne yapabileceği. COP26’ya kadar neredeyse bir yıl var ve bu ülkelerin o zamana kadar daha iyi hedeflerle geri döneceğine dair yüksek beklentiler olmalı. Şimdiye kadar çok az şey gösterdiler” dedi.