TÜSİAD’ın tarım ve gıda sektörüne yönelik hazırladığı yeni analize göre iklim değişikliğinin yaratacağı fiyat artışlarının ürün bazında %84’ü bulacağı tahmin ediliyor.
TÜSİAD’ın (Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği), “Sürdürülebilir Büyüme Bağlamında Tarım ve Gıda Sektörünün Analizi” başlıklı çalışması dün Tekfen Tower’da tanıtıldı. Raporda tarım ve gıda sektöründe yaşanan yapısal sorunlara ekonomik, kurumsal, hukuki, çevresel ve kültürel çözüm niteliğinde öneriler sunuluyor. Araştırma bu önerilerin, değer zinciri boyunca üreticiden tüketiciye kadar tüm paydaşlara yönelik, entegre, bütüncül, kapsayıcı ve kalıcı politikalar oluşturma bakış açısıyla hazırlandığını ifade ediyor.
Rapor, iklim değişikliğini Türkiye tarımını doğrudan etkileyen ve giderek büyüyen bir risk kaynağı olarak tanımlıyor. Tarımsal üretim faaliyetlerini etkileyerek, verim kayıplarına yol açması beklenen iklim krizinin önemli bir tarımsal ürün ihracatçısı olan Türkiye’nin küresel seviyede rekabetçi olduğu ürünleri de doğrudan etkileyeceği belirtilen çalışmada “Önemli bir kısmı çok yıllık bitkilerden oluşan ihracat ürünlerinin genellikle belli bölgelerde yoğunlaşması iklimle bağlantılı riskleri artırmaktadır. Türkiye, kuru meyve ve fındık gibi ürünlerde dünyanın en önde gelen üreticilerinden biri olduğu için iklim değişikliğinin bu ürünlere etkisi dünya piyasalarını etkileyecektir” denilirken bu çerçevede, tarımsal ürün arzının sürdürülebilir kılınması için iklim değişikliğinin gözlenen ve öngörülen etkilerine yönelik orta ve uzun vadeli (2030 ve 2050) tarım politikalarının belirlenmesi gerektiği ifade ediliyor.
İklim Haber'i Telegram'da Takip Edin!İklim Haber'i Linkedin'de Takip Edin!
Çalışmada “Küresel ortalama sıcaklıktaki her bir santigrat derece artışın, küresel ortalama arazi verimlerini buğdayda %6, mısırda %7,4, pirinçte %3,2 ve soya fasulyesinde %3,1 azaltacağı öngörülmektedir” denilirken 2050 yılına yaklaşıldıkça hemen hemen bütün bölgelerde verim kayıplarının artacağı uyarısında bulunuluyor. Rapora göre, “en yüksek etki İstanbul, Bursa, Konya, Kayseri, Batı Karadeniz bölgelerinde görülmektedir. Diğer taraftan, İzmir, Trabzon ve Güneydoğu Anadolu bölgesi iklim değişikliğinden göreceli olarak daha az etkilenmektedirler. 2030-2039 yılları arasında ortalama verim kayıpları %6-7 civarında iken 2040-2049 arasında verim kayıplarının ortalaması %8-9 seviyesine ulaşmaktadır.”
1991-2012 referans dönemine göre 2021-2050 dönemindeki fındık, kayısı ve üzüm verimliliği değişimini öngören modelleme sonuçlarını da paylaşan çalışmaya göre kayısıda %40, fındıkta %10 ve üzümde %20’lik bir üretim kaybı yaşanabilir.
İklim değişikliği nedeniyle ortaya çıkan küresel hasar 1992-2014 yılları arasında dört kat artarak 100 milyar dolara ulaşırken, iklim modellerinin sonuçlarına dayanılarak yapılan ekonomik modeller, iklim değişikliğinin yaratacağı fiyat artışlarının ürün bazında %84’ü bulacağını tahmin ediyor.
Raporda ayrıca şu tespitlere yer veriliyor:
– Türkiye’de yılda değeri yaklaşık 80 milyar lirayı bulan 50 milyon ton yaş meyve ve sebze üretiliyor, ancak söz konusu gıdalar tarladan sofraya ulaşıncaya kadar önemli kayıplara uğruyor.
– Tarım-gıda tedarik zincirinde ürünlerin yaklaşık üçte biri zincir boyunca kayboluyor. Kayıpların %40’ı halka ulaşamadan lojistik süreçlerinde (depolama, nakliye ve paketleme) oluyor.
Çalışmada yer verilen politika önerilerinde ise en pahalı politika alternatifinin iklim değişikliğine uyum sağlanmaması olduğu belirtiliyor. Rapordaki diğer öneriler şu şekilde sıralanabilir:
– İklim Değişikliğine “Uyum Fonu’nun” Acilen Oluşturulması
– Tarımda İklim Değişikliği Araştırma ve Uygulama Enstitüsü
– Düşük Gelirli Çiftçi ve İhracat Merkezli İklim Değişikliğine Uyum Desteklemeleri
– Organik Tarımda Hedef: %10 ve Üstü Pazar Payı
– Tarımda %100 Basınçlı Sulamaya Geçiş
– İklim Bazlı Dinamik Tarımsal Sigorta
– Risk-Yönetim Merkezli Uluslararası Ticaret Politikaları
– Çiftçi, Çocuk ve Genç Eğitimi ve Dinamik Bilgilendirme
Analizin tanıtım toplantısında konuşma yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, “Sektörün yıllardır yaşadığı yapısal sorunların yanı sıra, iklim değişikliği, artan nüfus, azalan doğal kaynaklar, göç gibi, tüm dünyanın da sorunu olan konular, gündemi daha da zorlu kılıyor. Neticede, tarım sektörümüzün potansiyelini gerçekleştirmesi için önümüzde tüm paydaşlar olarak azimle ele almamız gereken hacimli bir öncelikler listesi var” dedi.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan ise, “Tarım ve gıda sektörlerinde sürdürülebilir büyümenin sağlanması için; tarıma destek ve teşvikleri geliştirmek ve etkili dağıtımını sağlamak, yerli girdi kullanımını özendirmek, meyve ve sebze tedarik zincirindeki %30-40’lara varan kayıp ve atıkların önüne geçmek, kayıtlı ticareti desteklemek, iklim değişikliği ile mücadele etmek ve su kaynaklarını etkin kullanmak, dijital, akılcı ve iyi tarım uygulamalarını yaygınlaştırmak ve modern seracılığı teşvik etmek de odaklanmamız gereken diğer önemli başlıklar olarak karşımıza çıkıyor” diye konuştu.
Rapora buradan ulaşabilirsiniz.