Dünyadaki enerji krizi ve buna yönelik çözümlerle Türkiye’de yenilenebilir enerjinin gelişimi, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından Sabancı Center’da düzenlenen “Dünya Enerji Krizi: Çözümler & Yenilenebilir Enerjinin Rolü” başlıklı bir konferansta ele alındı.
Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın, online olarak yaptığı açılış konuşmasıyla başlayan konferansta Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol da Kynote Konuşmacı olarak yer aldı. Konferans kapsamında, IICEC tarafından hazırlanan “Türkiye Yenı̇lenebı̇lı̇r Enerji Görünümü 2022 Raporu“nun lansman sunumu da IICEC Direktörü Bora Şekip Güray tarafından yapıldı. Konferansın ardında düzenlenen panelde ise iş insanları; dünyada yaşanan enerji krizini ve yenilenebilir enerji alanındaki son gelişmeleri sektör ve şirketler açısından değerlendirdi.
Dr. Fatih Birol, dünyanın içinde bulunduğu enerji krizine bakmak için öncelikle 24 Şubat günü, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal ettiği güne bakmak gerektiğini hatırlattı. Dr. Birol sözlerine şöyle devam etti: “1970’li yıllarda petrol krizleri oldu ama bugün çok daha farklı bir enerji kriziyle karşı karşıyayız. Rusya, 24 Şubat itibarıyla dünyanın bir numaralı enerji ihracatçısı idi. Bu ülkenin Ukrayna’yı işgali ve sonrasında buna karşı atılan adımlar 1. Global Enerji Krizine neden oldu. Şu anda petrol, doğalgaz elektrik fiyatları hemen hemen dünyanın her yerinde almış başını gidiyor. Dünyanın birçok ülkesinin hatta tamamına yakınında enflasyon oranları 40 yıldır görmediğimiz seviyelere ulaşmış durumda. Dünyadaki birçok ülke ki, buna AB de dahil resesyona girme tehlikesiyle karşı karşıya. Arkadaşlarımız, ‘2022 yılı kötü bir yıl oldu, Allah’tan geride bırakıyoruz’ diyor. Gerçekten doğru, ama bence popülist bir yaklaşım çünkü 2023 çok daha zor bir yıl olacak. 2022’yi arama durumumuz bile olabilir. İki tane soru var. Birincisi; ‘ülkeleri kriz nasıl etkiliyor ve nasıl etkileyecek?’ Bunun için üç bölgeye bakmak gerekiyor; gelişmekte olan ülkeler, Avrupa ve Rusya.”
Gelişmekte olan ülkelerin ve bu ülkelerin ekonomilerinin önümüzdeki yıllarda mevcut global enerji krizinin bir numaralı kurbanı olacağını belirten Dr. Birol, “İkincisi Avrupa. Bu kriz bittiği zaman Avrupa’nın özellikle de kıtanın motor gücü olan büyük ülkelerin oturup enerji ile ilgili bir özeleştiri yapmaları gerekecek; ‘Biz niye 10 yıllar boyunca enerjimizin büyük bir kısmını tek bir ülkeye bağladık’ diye. Biz, Avrupa’da beş yılda bir enerji incelemesi yapıyor, rapor hazırlıyoruz. Son yaptığımız tavsiyelerden biri; enerji ithalatınızı çeşitlendirin ve tek bir ülkeye bağlanmayın idi. Şimdi Avrupa bunun cezasını çekiyor” dedi.
Dr. Birol şunları aktardı: “Şu an itibarıyla Avrupa bu kışı geçirecek gibi gözüküyor ama bence esas sorun 2023-2024 kışı olacak. Üçüncüsü de Rusya. Rusya, dünya enerji sisteminin köşe taşlarından biriydi. Rusya ekonomisinde enerji ihracatından elde edilen gelirler son derece önemli. 24 Şubat itibarıyla Rusya’nın toplam petrol ihracatının %55’i, yine toplam doğalgaz ihracatının %65’i Avrupa’ya gidiyordu. Avrupa, parasını zamanında ödeyen, son derece iyi bir müşteriydi. Rusya en büyük müşterisini günden güne kaybetti. Rusya’nın Avrupa’yı ikame edecek yeni pazarlar bulması çok zor. Orada ciddi bir sorunla karşı karşıya kalacak ve önemli gelir kaybına neden olacak. Enerji konusunda 24 Şubat’ta çok önemli bir rol oynayan Rusya’nın dünya ölçeğinde rolünün değişeceğini ve daha değişik bir rol olacağını söylemek mümkün. Dolayısıyla global enerji krizi her üç bölge için de iyi şeyler getirmiyor diyebiliriz.”
Dr. Birol konuşmasına şu şekilde devam etti: “İkinci soru da ‘Bu kriz, temiz enerjiye geçişi hızlandıracak mı yoksa yavaşlayacak mı?’ Tespitlerimiz; mevcut global enerji krizinin temiz ve güvenli enerji teknolojilerine geçişi hızlandıracağı şeklinde. Bunun için de birkaç gerekçeye bakabiliriz. İlki; birçok ülke acil programlar finansal ve yasal programlar çıkartıp, temiz ve güvenli enerji teknolojilerini kendi ülkelerinde hızlandırdılar. Yenilenebilir enerjide bugün dünyada muazzam bir gelişme var. Önümüzdeki beş yıl içerisinde dünyadaki yenilenebilir enerji kapasitesi 2400 Gigavat artacak. Bu dünyanın son 20 yılda yaptığı artışa bedel bir orandır. Özellikle bütün dünyada güneş ve rüzgar olmak üzere hızlı bir artış görüyoruz. Yine enerji verimliliğinde de çok önemli bir artış var. Bu yıl, enerji verimliliğindeki artış, ortalama yıllardaki artışın iki misli kadar oldu. Bunun da nedeni yine hükümetlerin hem teşvik getirmeleri hem de bu alanda attıkları adımlar. Üçüncüsü; elektrikli arabalar. 2019 yılında dünyada satılan her 100 arabanın 4’ü elektrikliyken, bugün dünyada satılan her 100 arabanın yaklaşık 15’i elektrikli. Tahminlerimize göre, 2030 yılında dünyanın en büyük üç pazarı Amerika, Çin ve Avrupa’da satılacak her iki arabanın biri elektrikli olacak.”
Bir başka göstergenin temiz enerjideki hızlanma olduğuna vurgu yapan Dr. Birol, “Yine aynı şekilde şu anda dünyada nükleere ciddi ve çok hızlı bir geri dönüş var. Yani; global enerji krizinden hükümetlerin verdiği tepki, bizim tahminimize göre temiz ve güvenilir enerji teknolojisine geçişi hızlandıracaktır. Bunun üç nedeni var; birincisi enerji güvenliği, ikincisi sanayi politikaları üçüncüsü de iklim değişikliğiyle ilgili gelişmelerdir. 2022 yılı birçok insan için özellikle de Ukrayna’da yaşayanlar için son derece acı oldu. İleride 2030’da bugüne baktığımız zaman 2022’yi sadece zor ve acı bir yıl olarak hatırlamayacağız, aynı zamanda temiz enerji teknolojilerinin tarihi bir ivme kazandığı bir yıl olarak hatırlayacağız” dedi.
Bir soru üzerine Dr. Fatih Birol, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanında çok büyük bir sıçrama yaptığını belirterek, “Biz IEA olarak, Türkiye’deki yenilenebilir enerjinin önümüzdeki beş yılda üçte iki oranında, yani %65’e yakın büyüyeceğini düşünüyoruz. Bu büyüme anlamında; Avrupa’nın ilk dördüne, dünyanın da ilk 10’u arasına girmek anlamına geliyor. Potansiyelimiz çok fazla. Güneş, rüzgar, jeotermal, hidroelektrik… Türkiye’de umarım bu krizden bu şekilde, yenilenebilir enerjisini daha da artırarak çıkabilir” şeklinde konuştu.
Konferansta IICEC tarafından hazırlanan ve sektörde bir ilk olan Türkiye Yenı̇lenebı̇lı̇r Enerji̇ Görünümü 2022 Raporu’nun lansman sunumu ise IICEC Direktörü Bora Şekip Güray tarafından yapıldı. Hazırladıkları çalışmada, tüm paydaşlara yenilenebilir enerjide daha güçlü yedi somut öneri sunduklarının altını çizen Bora Şekip Güray, “IICEC, ‘Türkiye Yenilenebilir Enerji Görünümü çalışmasına göre, 2050 yılına kadar, Türkiye elektrik üretiminde yenilenebilir enerji oransal katkısı iki kat, toplam enerji sisteminde ise yenilenebilir enerji katkısı dört katın üzerinde artış gösterebiliyor. 2050 yılında Yüksek Senaryo’da elektrik üretiminin %90’a yakını yenilenebilir enerjiden karşılanabiliyor. En hızlı büyüme güneş ve rüzgarda gerçekleşirken bu iki kaynağın elektrik üretimine katkısı oransal olarak dört kat artışla 2050 yılında üçte ikiye ulaşıyor. IICEC analizlerinde, fosil yakıt ağırlığı büyük oranda azalırken, bu gelişim Türkiye enerji ekonomisine ve çevresel performansına kritik kazanımlar sunuyor” dedi.
Güray şunları paylaştı: “Özellikle yenilenebilir enerji odaklı ve verimli bir elektrik sistemi için yapılacak yatımlar, Türkiye’nin fosil yakıt ithalatını ve emisyon envanterini büyük oranda azaltacaktır. Bu da daha güvenli ve temiz enerji geleceğinin en önemli destekçisi olacaktır. Bir birim elektrik yatırım artışı ithal fosil yakıt ve emisyon maliyetlerinde 10 birim tasarruf yaratacaktır. Yenilenebilir enerjide verimli ve güçlü büyümeyi desteklemek üzere; piyasa gelişiminde, yatırım ortamında, finansmanda, şebekelerde, teknolojik gelişimde ve stratejik hedeflerde gelişim kritik olacaktır.”
IICEC, Türkiye Yenilenebilir Enerji Görünümü; Türkiye’nin yenilenebilir enerjide ve ilgili teknolojilerde, enerji güvenliği, temiz enerji dönüşümü, rekabetçi ve teknoloji-odaklı sanayi gelişimi için çok boyutlu fırsatlar sunan, yüksek büyüme potansiyelinin değerlendirilmesi için insan kaynağı gelişimi odağı da dahil tüm paydaşlara yedi somut öneri sunuyor:
Azerbaycan COP29 Başkanlığı, girişimin 2025 sonrası iklim finansmanı hedefiyle ilgili müzakerelerle iç içe geçme riski…
UNEP, küresel ısınmayı olumsuz yönde etkileyen metan emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerin arttığını, ancak bu yöndeki…
Çatışmalardan etkilenen bir grup ülke, halklarının karşı karşıya olduğu doğal afet ve güvenlik krizleriyle mücadele…
COP29'a ev sahipliği yapan Azerbaycan ve komşuları hâlâ büyük ölçüde fosil yakıtlara bağımlı ancak yenilenebilir…
COP29'a ev sahipliği yapan Azerbaycan, 2229 kişiyle zirvede en büyük delegasyona sahip ülke olarak kaydedildi.…
Fosil yakıt lobicileri COP29’da iklim açısından en hassas ülkelerin delegasyonlarını gölgede bıraktı; zirveye iklim açısından…