DSÖ’nün hava kirliliğinden kaynaklanan milyonlarca can kaybını önlemek için hava kirliliği kılavuz değerlerini güncellediğine dikkat çeken ÇİSİP, Türkiye’nin hiçbir şehrinde DSÖ’nün güncel kılavuz değerlerinin karşılanmadığını hatırlatırken bu değerlere uyulmasını talep etti.
Çevre, İklim ve Sağlık için İş Birliği Projesi (ÇİSİP) çatısı altında bir araya gelen STK’lar ve kurumlar, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) hava kirliliğine neden olan maddelerin kılavuz değerlerini revize ettiğine dikkat çekerek, Türkiye’nin de bu değerleri sınır değer olarak benimsemesi çağrısında bulundu.
Hava kirliliği, küresel olarak sağlığa yönelik en büyük çevresel tehditlerden, bulaşıcı olmayan ve kronik hastalıklar için beş ana risk faktöründen de biri. Yapılan kapsamlı araştırmalar sonucunda, hava kirliliğinin sağlık üzerinde sanılandan da büyük bir etkisi olduğunu saptayan DSÖ, bu nedenle hava kirliliği değerlerinde değişikliğe gitti.
İnsan sağlığına en çok zarar veren hava kirleticilerinden, kanserojen ince partikül madde PM2.5 için sınır değer yıllık 10 μg/m3’ten 5 μg/m3’e, günlük 25 μg/m3’ten 15 μg/m3’e indirildi (μg/m3: metreküpte mikrogram). Bir diğer önemli kirletici olan, kalp damar ve akciğer rahatsızlıklarına yol açan PM10 için ise yıllık değer 20 μg/m3’ten 15 μg/m3’e, günlük değer de 50 μg/m3’ten 45 μg/m3’e çekildi. Ağırlıklı olarak ulaşımda kullanılan fosil yakıtlardan kaynaklanan azot dioksit (NO2) için ise değer yıllık 40 μg/m3’dan 10 μg/m3’a düşürüldü.
En son 2005 yılında bu değerlerde değişiklik yapan DSÖ’nün, yeni kılavuz değerlere uyulması durumunda, dünya genelinde hava kirliliğine bağlı ölümlerin önüne geçilebileceğini belirten Halk Sağlığı Uzmanları Derneği’nden (HASUDER) Dr. Melike Yavuz, “DSÖ’nün önerdiği yeni hava kalitesi sınır seviyelerine ulaşıldığı takdirde, elde edilebilecek sağlık kazanımlarını değerlendirmek için senaryo analizleri yapıldı. Buna göre eğer ülkeler PM2.5 için DSÖ’nün önerdiği yıllık seviyeye ulaşırsa, dünyadaki PM2.5 maruziyetine atfedilen ölümlerin yaklaşık %80’i önlenebilir. Bu heyecan verici ve gerçekleşmesi mümkün” diye konuştu.
ÇİSİP ağındaki uzmanlar, Türkiye’de hava kirliliğinin DSÖ’nün insan sağlığının korunması için tavsiye ettiği sınır değerlerin üstünde olduğuna, yani hava kirliliğinin Türkiye’de alarm verdiğine dikkat çekti. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı’nda görevli Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan, “Temiz hava solumak hem bir insan hakkı hem de sağlık için en temel gereklilik. DSÖ’nün kapsamlı bilimsel kanıtlara dayanarak belirlediği yeni sınır değerler, tüm dünyada halk sağlığının korunması için gerekli olan hava kalitesi düzeyleri. Ne yazık ki özellikle düşük ve orta gelirli ülkeler başta olmak üzere 2019’da küresel nüfusun %90’ından fazlası PM2.5 için belirlenen sınır değerlerin aşıldığı bölgelerde yaşıyordu. Yeni açıklanan DSÖ hava kalitesi sınır değerlerine göre, ülkemizde hiçbir yerde hava kalitesi sağlıklı düzeylerde değil. Bu nedenle bir an önce yeni sınır değerleri dikkate alarak hava kirliliği ile mücadele etmemiz gerekiyor” dedi.
BM iklim şefi Stiell, gelecek hafta toplanacak G20 liderlerine iklim finansmanı çabalarına destek verme çağrısında…
İlham Aliyev’in geçtiğimiz 1 senede yaptığı konuşmaları analiz eden bir çalışmaya göre, COP29’un ev sahibinin…
G7, son 20 yılda iklim finansmanı borçlarını ödememesi nedeniyle COP29’da “Günün Fosili” ödülünü aldı. BM…
Bu yılki BM iklim zirvesine ev sahipliği yapan Azerbaycan, fosil yakıt patronlarına ve lobicilere başkanlığın…
Azerbaycan COP29 Başkanlığı, girişimin 2025 sonrası iklim finansmanı hedefiyle ilgili müzakerelerle iç içe geçme riski…
UNEP, küresel ısınmayı olumsuz yönde etkileyen metan emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerin arttığını, ancak bu yöndeki…