Kentlerdeki ulaşımı geliştirmek amacıyla STK’lar, özel sektör ve yerel yönetimler, Türkiye Sürdürülebilir Kent İçi Ulaşım Ağı’nda bir araya geliyor. WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler’in koordinasyonunu üstlendiği ağ Türkiye’de bir ilk.
Türkiye’nin pek çok şehrinde yaşanan kent içi ulaşım sorunlarını çözmek için STK’lar, özel sektör ve yerel yönetimler güçlerini birleştiriyor. Bu amaçla kurulan ve koordinasyonunu WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler’in yürüttüğü Türkiye Sürdürülebilir Kent İçi Ulaşım Ağı (Sustainable Urban Transportation Network – SUTN) için start verildi.
Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen Sivil Toplum Aracı ve Medya-Sivil Toplum Ağlar ve Platformlar Destekleme Programı kapsamındaki Türkiye Sürdürülebilir Kent İçi Ulaşım Ağı’nın ortakları arasında Aktif Yaşam Derneği, UITP (Union Internationale des Transports Publics), UCLG – MEWA (Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Ortadoğu ve Batı Asya Bölge Teşkilatı) ve YADA (Yaşama Dair Vakıf) yer alıyor.
Toplu taşıma, bisiklet, yürüme gibi sürdürülebilir ulaşım türlerinden ulaşımın sosyal, ekonomik, çevresel etkilerine, elektrikli araçlardan dezavantajlı gruplara (engelli, çocuk vb) farklı konularda çalışan STK’lar, yerel yönetimler, özel sektör, ayrıca merkezi yönetim, akademi, medya ve finans gibi çeşitli alanlardan 100’ün üzerinde paydaşı buluşturacak Türkiye Sürdürülebilir Kent İçi Ulaşım Ağı, Türkiye’de ulaşıma odaklanan ilk ağ.
Daha yaşanabilir kentler yaratmak için çalışan ve sürdürülebilir ulaşımla ilgili pek çok projeye imza atan WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler’in direktörü Dr. Güneş Cansız, Türkiye’de özellikle büyükşehirlerde çeşitli kent içi ulaşım çözümler olduğunu, ancak bu çözümlerin birbirinden kopuk planlandığını söyledi. Ulaşım türleri arasındaki noktaların uygun toplu taşıma ya da motorsuz ulaşım olan bisiklet, yürüme veya elektrikli scooter gibi çözümlerle desteklenirse bütünleşik bir kent içi ulaşımdan bahsedilebileceğine dikkat çeken Cansız COVID-19’la bunun deneyimlendiğini vurguladı.
Cansız şunları kaydetti: “COVID-19 döneminde dünya genelinde kent içi hareketlilik talebinde yaklaşık %50-90 oranında düşüş yaşandı. Türkiye’deki birçok büyükşehirde de kent içi toplu taşıma talebinde ortalama %85-90 oranında düşüş meydana geldi. Diğer bir çarpıcı veri ise, toplu taşıma ile aynı oranda olmasa da özel taşıt kullanımında meydana gelen %74’lük düşüş. Bu süreçte ‘evde kal’ çağrılarının yapıldığı, sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı birçok ülkede motorsuz ulaşım seçeneği olan bisikletli ulaşıma talep arttı. Nisan ayında Çin, Almanya, İrlanda, Birleşik Krallık ve ABD de dahil olmak üzere pek çok yerde kent içi bisiklet ağının kullanımında artış görüldü.”
COVID-19 salgınının kent içi ulaşım özelinde daha güvenli, daha çevreci, toplu taşıma gibi diğer ulaşım türleriyle daha bütünleşik ve etkileşimli bir sistem oluşturma adına bir fırsat olarak kullanılabileceğini belirten WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Direktörü Cansız, “Bu dönem bisikletli ulaşım, toplu taşıma, yolculuk ve taşıt paylaşım uygulamaları gibi farklı ulaşım türleri için bir deney ve gözlem zamanı. Türkiye özelinde, kent içi ulaşımda, bulaşın önlenmesi adına alınan kısıtlayıcı ve hijyen önlemlerine ek olarak pop-up bisiklet yolları, geçici toplu taşıma şeritleri gibi farklı uygulamalarla sürdürülebilir, güvenli ve çevre dostu sistemler yeniden kurgulamaya başlanmalı. Orta ve uzun vadede kentsel ulaşım planlaması bakış açısı ile baktığımızda bu salgın, krizin getirdiği fırsatlardan birisi olarak tanımladığımız kalıcı bisiklet yollarının uygulanmasına giden bir yol olarak düşünülmeli” diye konuştu.
Herkes Elini Taşın Altına Koymalı
Projenin koordinatörü Dr. Meltem Bayraktar ise Türkiye Sürdürülebilir Kent içi Ulaşım Ağı’nın hedeflerini şöyle açıkladı: “Projenin nihai hedefi ulaşımda kamuya destek olacak çözüm önerileri için sivil toplumu bir araya getirmek. Toplumu çözümün bir parçası haline getirmek için herkes elini taşın altına koymalı. Kurduğumuz bu ağ ile Türkiye’de kent içi ulaşım alanında sektördeki büyük ya da küçük hiç fark etmeden farklı paydaşları bir araya getireceğiz. Bunu yapmak için de öncelikle kapsamlı bir paydaş haritasını ortaya koyup onların bir arada çalışması için bir ortam oluşturacağız. Bunu da hem ulaşım alanında teorik eğitimlerle hem de politika geliştirme süreçlerine katılım, iletişim ve kampanya gibi ihtiyaca yönelik kurumsal eğitimlerle gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Şehirlerde ulaşım planlaması genelde karar vericiler tarafından tek yönlü olarak gerçekleştiriliyor. Halbuki biz hem bu ağın bizzat kendisinin hem de ağa üye kuruluşların karar verme süreçlerinde aktif olarak yer almasını hedefliyoruz.”
Mikro Hibe Verilecek
Türkiye Sürdürülebilir Kent İçi Ulaşım Ağı projesi dört yıl sürecek. İlk yıl Türkiye’nin yedi bölgesi karış karış gezilecek ve STK’larla birlikte ulaşım sorunlarına çözüm aranacak.
Dr. Bayraktar proje kapsamında bir hibe çağrısı yapılacağını söyledi: “Bu hibe ile STK’ların sadece teoride kapasite geliştirmelerini değil, öğrendiklerini hayata geçirebilmelerini de amaçlıyoruz. 2021 sonbaharında farklı sektörlerden en az üç kuruluşun bir araya gelip yereldeki bir ihtiyaca yönelik yenilikçi bir fikir geliştirmesini ve aldıkları hibeyle de bunu hayata geçirmelerini bekliyoruz.”
Projenin üçüncü yılında ise hazırlanacak Kent İçi Ulaşım Eylem Planı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’na sunulacak.
Ağlar Şehirler İçin Çalışıyor
Son yıllarda dünya genelinde en çok tercih edilen yöntem olan platform/ağ kurma, birbirinden kopuk ve küçük girişimlerin bağımsız çalışmaları yerine güçleri birleştirip beraber hareket etmek üzerine kurulu. Özellikle Avrupa’da buna benzer pek çok uygulama bulunuyor.
ICLEI’ye (Local Governments for Sustainability) bağlı Eco-Mobility Alliance, Almanya, Avustralya, Kolombiya, Meksika gibi dünyanın her yerinden toplamda 45 milyonun yaşadığı 23 şehirden 29 ortağa sahip bir ağ. Bugüne kadar 19 Sürdürülebilir Kent içi Hareketlilik Planı ve 30’dan fazla da ulaşım projesini hayata geçirdi. Bu ağın çalışmaları sonucunda, ağa üye olan 23 şehrin sakinlerinin yüzde 68’i günlük ulaşım ihtiyaçlarını yürüme, bisiklet ve toplu taşıma ile çözüyor.
Bir diğer ağ ise Belçika merkezli POLIS (Cities and Regions for Transport Innovation). 1989 yılında kurulan POLIS’in üyeleri arasında Avrupa’dan yerel yönetimler bulunuyor. POLIS ağı da kentsel hareketlilik konusunda Avrupa Komisyonu’nun resmi danışmanları arasında yer alıyor.