ABD’de Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimleri öncesinde özellikle eski başkan Donald Trump’ın iklim konusunda alacağı kararlar merakla bekleniyor. Trump, 2017-2021 yılları arasında başkan olarak görev yaparken, ABD’yi iklim değişikliğiyle mücadele amacı güden uluslararası bir pakt olan Paris Anlaşması’ndan çekmişti. Anlaşmanın gereksiz olduğunu ve ülkeyi Çin’e karşı rekabette zayıf bıraktığını savunmuştu.
Trump’ın kampanyasına bakıldığında ise, Kasım ayında seçilmesi durumunda ABD Başkanı Joe Biden’ın 2021’de hızla yeniden katılım sağladığı Paris Anlaşması’ndan çekilme adımını yeniden atacağı görülüyor.
Donald Trump’ın başkanlık kampanyası, ABD’nin yakıt ve enerji üretimini en üst düzeye çıkarmaya yönelik bir enerji politikası platformu oluşturdu ve bu platform, Biden yönetiminin iklim değişikliğiyle mücadeledeki temel çabalarını devre dışı bırakmayı içeriyor.
Öte yandan bir anlamıyla ironik bir şekilde, Biden’ın görev süresi sırasında ABD, dünyanın en büyük petrol ve gaz üreticisi haline geldi ve Biden’a bağlı kurumlar, Trump dönemine göre projeleri daha hızlı onaylıyor. Yine de, Biden, temiz enerjiye geçişi hızlandırmayı amaçlayan bir takım yasalar çıkarıp, yeni düzenlemeler getirdi.
Trump’ın, Kasım’daki seçimde Demokrat Parti Adatı Kamala Harris’i yenmesi durumunda hedef almayı planladığı Biden yönetimine ait bazı iklim girişimleri şunlardan oluşuyor:
Nisan ayında, Biden yönetimindeki Çevre Koruma Ajansı, enerji santrallarından kaynaklanan karbon, hava ve su kirliliğini engellemeyi hedefleyen kuralları kesin hale getirdi. Bu sektör, ABD’nin karbon emisyonlarının yaklaşık %25’inden sorumlu. Söz konusu yeni kurallar, kömürle çalışan enerji santrallarının ve önümüzdeki on yıl içinde kurulacak yeni doğalgazla çalışan santralların karbon emisyonları henüz atmosfere ulaşmadan yakalamalarını zorunlu kılacak.
Trump’ın eski İçişleri Bakanı David Bernhardt, 29 Ağustos’ta gazetecilerle yaptığı görüşmede, Trump’ın bu kuralları kaldıracağını ve kömür bölgelerini yeniden işler hale getireceğini, böylece tüm Amerikalıların uygun fiyatlı enerjiye erişimini sağlayacağını açıkladı.
Biden yönetimi, geçen Mart ayında ABD’deki otomobil emisyonlarına yönelik yeni düzenlemeleri duyurdu. Bu düzenlemeler, egzoz gazı kirliliğini azaltmayı ve otomobil üreticilerini elektrikli ve hibrit araçların üretimini genişletmeye teşvik etmeyi amaçlıyordu. Nihai kurallar, orijinal önerinin daha hafifletilmiş bir versiyonu olup, otomobil üreticilerine standartları karşılama konusunda daha fazla esneklik sağladı. Ancak Trump kampanyası bu düzenlemelere öfkeyle yaklaştı ve bunları fiyatları artırmakla ve tüketici seçimini kısıtlamakla itham etti.
Trump’ın elektrikli araçların geniş çapta benimsenmesine karşı çıkmasına rağmen, kampanyası Tesla’nın kurucusu Elon Musk’ın desteğini kazandı. Musk’ın şirketi, Trump araç emisyon sınırlarını daha da sıkılaştırsa veya elektrikli araç sübvansiyonlarını geri çekse bile rakiplerine karşı bir avantaj elde edebilecek durumda.
Trump, seçilmesi durumunda Biden’ın imzaladığı iklim yasası olan Enflasyon Azaltım Yasası’nın (IRA) elektrikli araç sübvansiyonlarını kaldırabileceğini defalarca belirtti.
2022 tarihli IRA, rüzgâr ve güneş enerjisi ile yüksek teknoloji bataryaları gibi temiz enerji için milyarlarca dolarlık ek sübvansiyonlar içeriyor. Ancak Trump’ın bu hükümleri de hedef alıp almayacağı belirsiz. Yasada yapılacak herhangi bir değişiklik ise Kongre’nin onayını gerektiriyor.
Trump’un kampanya danışmanı Corey Lewandowski, 29 Ağustos’ta gazetecilerle yaptığı görüşmede Trump’ın IRA’nın bazı bölümlerinin iptali konusunu gündeme getirip getirmeyeceği sorulduğunda cevap vermekten kaçındı.
COP29 başmüzakerecisi Yalchin Rafiyev’in "üç yıllık teknik süreçte ilk kez tartışma için uygulanabilir bir temel"…
BM iklim müzakerelerine ilk defa heyet gönderen Taliban, Afganistan’ın iklim finansmanından yararlanmasını talep ediyor. Geçimi…
Climate Action Tracker tarafından yapılan analiz, mevcut politikaların devam etmesi durumunda ortalama sıcaklık artışının 2100…
Önde gelen bağımsız ekonomistlerden oluşan bir grubun yaptığı yeni bir çalışma, yoksul ülkelerin, 2030 yılına…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, Türkiye’nin ilk olarak COP28'te duyurulan nükleer enerji kapasitesini 2050'ye…
COP29 zirvesinde iklim finansmanı müzakereleri hız kazanırken, yeni bir çalışma, IMF’nin iklimle ilgili felaketlerden zarar…