Resmi olmayan sonuçlara göre Trump ABD Başkanlık seçimlerini kazandı. Daha önce ülkesini Paris Anlaşması’ndan çeken Trump, iklim değişikliği politikalarını ise “tüm zamanların en büyük dolandırıcılığı” olarak niteliyor.
ABD’nin birçok eyaletinde oy verme işlemlerinin tamamlanmasıyla birlikte sonuçlar da gelmeye başladı. Resmi olmayan sonuçlara göre, Cumhuriyetçi aday Donald Trump delege sayısında rakibi Kamala Harris’in önünde. Amerikan Fox kanalı, ABD başkanlık seçimlerini Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ın kazandığını duyurdu. Trump’ın resmen göreve başlaması ile ülkesinin ve dünyanın iklim değişikliği politikaları ağır bir darbe alabilir.
Trump, 2017-2021 yılları arasında başkan olarak görev yaparken, ABD’yi iklim değişikliğiyle mücadele amacı güden uluslararası bir pakt olan Paris Anlaşması’ndan çekmişti. Anlaşmanın gereksiz olduğunu ve ülkeyi Çin’e karşı rekabette zayıf bıraktığını savunmuştu.
ABD, Trump’ın Haziran 2017’de ülkesinin anlaşmadan ayrılacağını açıklamasının ardından Kasım 2020’de Paris Anlaşması’ndan resmen çekilen dünyadaki ilk ülke olmuştu. Anlaşmadan ayrılmaya ilişkin karmaşık kurallar nedeniyle, karar ile resmi ayrılık arasında önemli bir gecikme yaşanmıştı. Joe Biden, Ocak 2021’e denk gelen başkanlığının ilk gününde Paris Anlaşması’na yeniden katılmıştı.
Trump’ın Kararları Diğer Ülkeleri de Etkileyebilir
İklim, 2024 ABD başkanlık seçimleri için yapılan kampanyalarda ikincil bir konu olsa da, iklim değişikliğini sıklıkla inkar eden Trump, fosil yakıtlara yeni bir yatırım dalgası başlatma ve elektrikli arabalara ve yenilenebilir enerjiye verilen desteği kesme sözü verdi.
Donald Trump’ın başkanlık kampanyası, ABD’nin yakıt ve enerji üretimini en üst düzeye çıkarmaya yönelik bir enerji politikası platformu oluşturdu ve bu platform, Biden yönetiminin iklim değişikliğiyle mücadeledeki temel çabalarını devre dışı bırakmayı içeriyor. Bunun yanı sıra Trump’ın ülkesini ikinci kez Paris Anlaşması’ndan da çekmesi büyük bir ihtimal. Diğer ülkeler de buradan hareketle anlaşmadan ayrılmaya karar verebilir ki bu da küresel çapta yıkıcı sıcaklık artışlarına ve daha fazla aşırı hava olaylarına neden olabilir.
Seçim döneminde en büyük destekçilerinden biri olan Elon Musk ile X üzerinden gerçekleştirdikleri sohbet gündem yaratmıştı. Trump, sohbet esnasında küresel ısınma yerine nükleer ısınmadan konuşulması gerektiğini ve suların yükselmesinin daha fazla sahil mülkü yaratacağını savunmuştu. Musk ve Trump fosil yakıtlar bitene kadar kullanılacak derken, ünlü iklim aktivistleri sohbeti “bugüne kadar yapılan en saçma iklim konuşması” olarak nitelendirmişti.
“ABD’deki Enerji Dönüşümünü Durduramaz”
Neredeyse 200 ülkenin emisyon azaltımı hedeflerine ulaşmak için küresel fonlamayı büyük ölçüde artırmaya çalışacağı COP29’da, Donald Trump’ın yeniden başkan olmasının, daha fazla iklim finansmanı sağlayacak bir anlaşma yapılmasını zorlaştırabileceğine de dikkat çekiliyor.
Nelson Mandela tarafından kurulan dünya liderleri grubu Elders’ın başkanı, eski İrlanda Cumhurbaşkanı ve BM İnsan hakları Yüksek Komiseri Mary Robinson ise “ABD seçimi, iklim zorunlulukları ve doğa krizi nedeniyle sadece ülkenin kendi vatandaşları değil, tüm dünya için büyük öneme sahip” yorumunda bulunurken iklim değişikliğinin en kötü etkilerinden kaçınmak ve Milton gibi yıkıcı kasırgaların norm olduğu bir geleceği önlemek için tek bir derecenin onda birinin bile önemli olduğunun altını çizmişti.
Helene ve Milton kasırgaları yıkıp geçerken, Trump bu iklim kriziyle mücadele için yapılan çevre planları ve politikalarıyla “tüm zamanların en büyük dolandırıcılığı” diyerek dalga geçmişti.
Ancak Robinson, Trump’ın güç kazanan ivmeyi durduramayacağına inandığını ifade etti: “ABD’deki enerji dönüşümünü durduramaz ve yeşil sübvansiyonlardaki milyarlarca doları geri getiremez. Ayrıca, yorulmak bilmeyen ve federal olmayan iklim hareketini de durduramaz.”