Nisan ayı başlarında emisyonlarda ölçülen düşük seviyeler, hayatın yavaşça normale dönmeye başlamasıyla geçen seneki seviyelere geri yükselmeye başladı. İnsanların koronavirüs endişesiyle toplu taşımadan kaçınması trafiği beraberinde getiriyor.
Haber: Shannon Osaka
Çeviri: Çisil Sevinç
Görünüşe göre, küresel bir salgın bile insanların atmosfere karbondioksit göndermesini engelleyemiyor. COVID-19 pandemisinin sonlanmasına uzun bir yol varken, dünya çapındaki ülkelerin yeniden açılmaya başlamasıyla birlikte küresel karbon emisyonlarında ciddi artışlar meydana gelebilir.
Peki bunun altında yatan temel sebep ne? İnsanlar koronavirüsten korunmak için arabalarına sığınıyor.
Nature Climate Change adlı dergide yakın zamanda yayımlanan bir araştırmaya göre, dünya genelindeki karantinaların kaldırılmaya başlanmasıyla birlikte fosil yakıt kirliliğinde hızlı artışlar gözlemlendi.
Nisan ayının başlarında milyonlarca insan evlerinde karantina uygularken, günlük küresel karbondioksit emisyonları 2019 yılına kıyasla %17 daha düşüktü. Şimdi ulaşılan seviye ise, karantinalar hiç var olmamış gibi yüksek.
Araştırmayı yürüten isimler arasında yer alan Küresel Karbon Projesi başkanı Rob Jackson, “Günlük küresel emisyonlar 2019 yılıyla kıyaslandığında yalnızca %5 daha az, bu oranın yükselmesi de ihtimaller dahilinde” dedi.
Jackson bunun sebebinin trafik olduğunu belirtiyor. Karantina boyunca emisyonlarda yaşanan düşüşlerin büyük çoğunluğu, insanların iş yerlerine gitmeyip uçak seyahatleri yapmaması sebebiyle ulaşımın azalması sonucu gerçekleşmişti.
Ancak dünya yavaşça normale dönmeye başladıkça, trafik artışı beraberinde geliyor. ABD’de yapılan binek araç seyahatleri Nisan başlarında neredeyse %50 oranında düşmüşken, artık Şubat seviyelerinin %90’ına ulaşıldı.
Koronavirüs korkusu, insanları toplu taşıma yerine özel araçlarını kullanmaya itiyor.
Hastalık Kontrolü ve Önlenmesi Merkezi geçen ay yaptığı açıklamada, insanların işe giderken otobüs veya metro kullanmak yerine özel araçlarını tercih etmesinin daha güvenli olduğunu belirtmişti.
Ancak bu açıklamanın ardından 2 hafta sonra, yönergelerine sessizce bisiklet ve yürüyüş seçeneklerini de eklediler.
8 Haziran’da 800 bin kişi New York metrosunu kullandı ve bu Mart ayından beri ölçülen en yüksek miktar olsa da, normal değerlerin yalnızca %15’ini oluşturuyor.
Araştırmacılar, 2020 genelindeki emisyonların yine de geçen seneye kıyasla yeniden açılma hızlarına bağlı olarak %4 ila %7 oranında düşük olacağını tahmin ediyor. Ancak bu oranlar iklim değişikliğinin yavaşlatılması için yeterli değil.
Küresel ısınmanın tehlikeli seviyelerin altında tutulması için emisyonların her yıl %7.5 oranında düşürülmesi gerekiyor.
Jackson, karantinalar sonucu sokakların daha fazla yaya dostu olması ya da iş yerlerinin telefon üzerinden çalışması gibi olumlu gelişmeler olabileceğini umut ediyor. Ancak, bilim insanlarının emisyonlardaki düşüşlerin uzun sürmeyeceğinin her zaman farkında olduğunu da ekliyor.
Jackson sözlerini, “İnsanlar hayatlarına devam etmek istiyor. İnsanları yalnızca evlerine tıkarak emisyonları azaltamayız” şeklinde sonlandırdı.
Haberin aslına buradan ulaşabilirsiniz.
