2024 yılı kömüre karşı yaşamı ve temiz hava hakkını savunanlar açısından güzel haberler getirdi. Öte yandan geçtiğimiz yıl yaşanan bazı gelişmeler, temel bir insan hakkı olan temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrede yaşama hakkı için mücadele etmeye devam etmemiz gerektiğini söylüyor. Temiz Hava Hakkı Platformu, 2024 yılındaki önemli gelişmeleri derledi.
Buna göre Türkiye’den 2024’ün temiz hava hakkı kazanımları şöyle:
Danıştay 8. Dairesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yayımlanan ve zeytinlik sahalarını madencilik faaliyetlerine açan tartışmalı Maden Yönetmeliği değişikliğini Temmuz ayında iptal etti. Zeytinlikleri öncelikle kömür madenciliğine açan bu yönetmelik değişikliği ülke genelinde ciddi bir tepki ile karşılaşmış; değişikliğin iptali için yurttaşlar, üretici birlikleri, çevre örgütleri, kooperatifler ve siyasi partiler tarafından 100’ün üzerinde dava açılmıştı.
Çanakkale’nin Biga ilçesinde planlanan Karaburun Termik Santralı projesi ve Lapseki ilçesinde planlanan Kirazlıdere 1-2 Termik Santralları projesinin üretim lisansları, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından, verilen sürede hayata geçirilemedikleri için temmuz ayında iptal edildi. Bölge halkı uzun yıllardır bu projelerin iptali için mücadele ediyordu.
2014 yılında köylerinde kurulmak istenen termik santrala karşı mücadele eden ve kazanan Yırcalılar, santral için kesilen 6000 zeytin ağacı yerine, yeni fidanlar dikmişti. Zeytin ağaçlarının meyveleri 10 yıl sonra büyük bir şenlikle ülkenin dört tarafından gelen doğaseverler ve yaşam savunucuları ile birlikte hasat edildi. Yırcalı kadınlar termik santral mücadelesi sonrası kurdukları zeytinyağı ve sabun üretim kooperatifi ile dayanışmalarını sürdürüyorlar.
Denizli’nin Tavas İlçesi Avdan Mahallesi’nde 3 milyon 764 bin 623 metrekare alanda 564 adet parsel için 14 Ocak 2022’de Cumhurbaşkanlığı tarafından “acele kamulaştırma” kararı alınmıştı. Avdanlıların iki yıl süren hukuk mücadelesinin ardından Kasım 2024’te bu karar Danıştay tarafından iptal edildi. Kasım ayında verilen bu tarihi karar, sadece Avdan için değil, tüm Türkiye için önemli. Artık verimli tarım arazileri, yurttaşların rızası olmadan maden sahasına dönüştürülemeyecek.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy mahallesinde bulunan Akbelen Ormanını korumak için yıllardır mücadele eden köylüler orman işgali suçlaması ile haklarında açılan davasından beraat etti. İkizköylüler ve yaşam savunucuları, Akbelen Ormanında kömür madeni işletmesine izin veren Orman Genel Müdürlüğü kararına karşı hukuk mücadelesi sürdürürken, ağaç kesimlerini önlemek için de Temmuz 2021’den itibaren ormanın girişinde çadırlarda nöbet tutmuşlardı.
Dünyadan 2024’ün temiz hava hakkı kazanımları şöyle:
G7 olarak da bilinen ve dünyanın en büyük yedi ekonomisine sahip devletler ve Avrupa Birliği (AB) 2035 yılına kadar kömürden elektrik üretimini sonlandırmak konusunda anlaşmaya vardı. 29-30 Nisan tarihlerinde İtalya’nın Torino kentinde bir araya gelen G7 enerji bakanları, ekonomilerini karbondan arındırma taahhütleri doğrultusunda kömürden elektrik üreten termik santralları 2035 yılına kadar kapatma konusunda teknik anlaşmaya vardılar.
Dünya Sağlık Örgütü liderliğinde toplanan 77. Dünya Sağlık Asamblesi’nde katılımcı 194 ülkenin oy birliği ile İklim Değişikliği ve Sağlık Hakkında Karar alındı. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) bu kararı, tüm ülkelerin iklim değişikliğini sağlık planlamalarına ve sağlık hizmetlerine entegre etmeleri; sağlık sektörünü iklim değişikliğinin etkilerine yanıt verecek şekilde donatmaları çağrısında bulunuyor. Karar ayrıca, iklim değişikliğinin hava kalitesini olumsuz yönde etkilediğinin, bu etkilerin sağlık ve toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini derinleştirdiğinin altını çiziyor. Öte yandan kararı değerlendiren sivil toplum kuruluşları, hem iklim değişikliği hem de hava kalitesi açısından belirleyici rolde olan fosil yakıt kullanımının sona erdirilmesine dair kararda hiçbir çağrının olmamasını eleştirdi.
Ülkede 140 yıldır kömürden elektrik üretiliyordu. 2015 yılında İngiltere, iklim hedeflerine ulaşmak için takip eden 10 yıl içinde kömür santrallarını kapatmayı planladığını açıklamıştı. Bu eylem, İngiltere’nin tüm kömürlü termik santrallarını kapatan ilk G7 ülkesi olması açısından da tarihi olarak değerlendiriliyor. Ülkedeki en son santral olan Ratcliffe Termik Santralı’nın kapatılmasına paralel olarak yürütülen yeniden istihdam çalışmaları, sürecin işçiler ve sendikalar tarafından da adil bir geçiş olarak değerlendirilmesini sağladı.
AB’nin Dış Ortam Hava Kalitesi ve Avrupa için Temiz Hava Direktifi yapılan önemli değişikliklerle güncellenmiş olarak yeniden yayımlandı. Direktifte düzenlenen PM2.5, azot dioksit ve ozon gibi kirleticiler için izin verilen limit değerler düşürüldü. Yeni limit değerler 2030 yılında yürürlüğe girecek. Direktifte yapılan değişiklikler özellikle Dünya Sağlık Örgütü ve mevcut en iyi bilimsel bulgularla uyum sağlayarak hava kalitesini iyileştirmeyi ve halk sağlığını daha fazla korumayı amaçlıyor.
Türkiye’den 2025’te mücadeleye devam dedirten gelişmeler şu şekilde:
Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından eylül ayında altıncısı yayımlanan Kara Rapor’a göre havadaki ince partikül madde (PM2,5) kirliliği nedeni ile 2022 yılında en az 68.440 kişi hava hayatını kaybetti. Bu aynı yıldaki toplam ölümlerin yaklaşık %14’üne denk geliyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan alınan resmi verilere göre, yeterli hava kalitesi verisi olan 72 ilin 71’inde DSÖ kılavuz değerlerine göre hava kirli. Bu da nüfusun en az %92’sinin kirli havaya maruz kaldığı anlamına geliyor.
Türkiye, bu yıl 29’uncusu yapılan İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda 2053 Uzun Vadeli İklim Stratejisini açıkladı. Strateji belgesi, Türkiye’nin 2053 yılına kadar “kalkınma önceliklerinden taviz vermeden” “net sıfır” hale gelme hedefine nasıl ulaşacağını detaylandırıyor. Plan kapsamında 2053’te enerji arzının %69’unun yenilenebilir enerjiden karşılanacağı açıklandı. Ancak planda kömürden çıkışa dair de bir plan yer almıyor. Ayrıca iklim örgütleri dört katına çıkması beklenen arzın, önemli bir kısmı için nükleer enerji kullanımının planlanmasını da eleştiriyorlar. Stratejiye göre ülke 2038’e kadar seragazı emisyonlarını artırmayı sürdürecek, daha sonra azaltım planlarını hayata geçirecek. Uzmanlar 20238’den 20253’e 15 yılda ekonominin tamamen “net sıfır” olabilmesini de gerçekçi bir plan olarak görmüyorlar.
Bursa’nın Kestel ilçesinde, Kestel Çevre Platformu’nun öncülüğünde yapılan bir yürüyüşle halkın temiz hava talebi dile getirildi. Sanayi tesisleri ile konut alanlarının iç içe geçtiği bir ilçe olan Kestel’deki basın açıklamasında sanayi tesislerinin yeterince denetlenmediği ve hava kirliliğine karşı önlem alınmadığı dile getirildi. Yürüyüş boyunca alkışlarla “Zehir solumak istemiyoruz”, “Havama, suyuma, toprağıma dokunma”, “Havayı kirleten fabrika istemiyoruz”, “Kanser olmak istemiyoruz”, “Temiz Kestel istiyoruz”, “Susma haykır, temiz hava haktır” sloganları atıldı.
İki yıldır devam eden Afşin Elbistan A Termik Santralı’na Ek İki Ünite Projesi çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) sürecinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yeni yıla dört gün kala kararını açıkladı: Projenin ÇED’ine olumlu kararı verdi. 688 MW gücünde yeni bir termik santral büyüklüğündeki santral genişletme projesi, Türkiye’nin en büyük üç santralından ikisinin bulunduğu, Kahramanmaraş’ın Afşin ve Elbistan ilçeleri arasındaki bölgeye yapılacak. Bölgedeki santrallar özellikle 10 yıllardır yarattıkları hava kirliliği ve buna bağlı halk sağlığı sorunları ile anılıyor. Mevcut iki santralın işletmeye alınmalarından bugüne kadar en az 17.576 erken ölüme neden oldukları hesaplanıyor. Yeni santral projesi de filtreleri ve baca gazı arıtma tesisleri yasaya uygun çalışsa bile en az 2268 kişinin ölümüne yol açacak.
Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu’nun öncülüğünde yeni santral projesinin durdurulması için hukuki mücadele ve savunuculuk çalışmaları devam ediyor.
Dünyadan 2025’te mücadeleye devam dedirten gelişmeler şu şekilde:
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), COP29’da “aylık küresel ortalama sıcaklıkların olağanüstü yüksek seyrettiği uzun bir serinin ardından 2024 yılı, kayıtlara geçen en sıcak yıl olma yolunda ilerliyor” açıklaması yaptı. WMO’ya göre, Ocak-Eylül 2024 tarihleri arasında küresel ortalama sıcaklık sanayi öncesi seviyenin 1,54 °C üzerinde gerçekleşti. Ancak, 10 yıllar boyunca ölçülen uzun vadeli ısınma henüz 1,5°C’nin altında kalıyor. Geçtiğimiz 10 yıl kayıtlara geçen en sıcak yıllar oldu ve okyanus ısısı artıyor. Antarktika’da deniz buzu kayıtlara geçen en düşük ikinci seviyede ve buzul kaybı hızlanıyor. Aşırı hava ve iklim olayları büyük ekonomik ve insani kayıplara yol açıyor. WMO’nun 2024’ün tamamına dair değerlendirmesi önümüzdeki günlerde bekleniyor.
Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü (International Institute for Sustainable Development, IISD) raporuna göre, dünyanın en çok fosil yakıt (kömür, petrol ve fosil gazı) üreten 20 ülkesi, bu yakıtların üretimini azaltmayı planlamıyor. IISD raporu, 20 ülkenin (Cezayir, Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Almanya, Hindistan, Endonezya, İran, Irak, Kuveyt, Norveç, Polonya, Katar, Rusya, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD) Paris İklim Anlaşması çerçevesinde sunmaları gereken Ulusal Katkı Beyanları’nı inceledi. FF20 ülkelerinin üçte birinin (yedi ülkenin) uluslararası toplumla paylaştıkları iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik beyanlarında fosil yakıt üretiminden hiç bahsetmediği tespit edildi. Altısı üretimi sürdürme ya da artırma niyetini belirtti. Sadece biri, kömür üreticileri Almanya ve Polonya’yı temsil eden AB, üretimi azaltmaya yönelik bir yoldan bahsetti. Dünyanın en büyük 20 fosil yakıt üreticisi kömür üretiminin %93’ünü, petrol üretiminin %80’ini ve gaz üretiminin %77’sini gerçekleştiriyor.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında her yıl düzenlenen Taraflar Konferansı’nın 29’uncusu Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de gerçekleşti. Öncesinde “Finans COP’u” olarak nitelendirilmiş olan konferansta az gelişmiş ve iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkelerin iklim değişikliği ile mücadele için ihtiyaç duydukları finansmanın yıllık 1,3 trilyon dolar olduğu ifade edildi. Buna rağmen gelişmiş ülkeler ve pek çok uluslararası finans kuruluşunun sağlayacakları yıllık toplam finansman 300 milyar dolarla sınırlı kaldı.
Küresel sıcaklık artışını 1,5°C’nin altında tutabilmek için başta kömür olmak üzere fosil yakıtların acilen terk edilmesi gerekliliği pek çok bilimsel raporla ortaya konmuş olmasına rağmen COP29’da fosil yakıtlardan uzaklaşma ve kömürden çıkışa dair de hiçbir ilerleme kaydedilmedi ve somut bir karar kayda geçmedi. COP 29’ta sınırlı da olsa çevre ve iklim adaleti alanında aktif sivil toplum örgütlerinin protestoları gerçekleşirken, konferansa katılan çok sayıda fosil yakıt şirketi lobicisinin olduğu gözlerden kaçmadı.
Marmara ve Ege Denizi'ne yayılan müsilaj kâbusu geri döndü. Prof. Dr. Mustafa Sarı'nın açıklamalarının ardından…
Bilim insanları, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin 2021’deki çalışmasından bu yana küresel ısınmanın etkilerinin beklenenden daha…
Biden, Trump'ın başkanlık görevini devralmasından hemen önce, ABD’nin kıyı sularında fosil yakıt çıkarmaya yönelik sondaj…
Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu’ndan Mehmet Dalkanat Afşin ve Elbistan'ın bir kömür santralını daha…
S&P Global Mobility’nin yeni bir çalışmasının sonuçlarına göre, elektrikli araç pazarı 2025’te, diğer segmentlerdeki durgun büyümeye…
Yeni bir raporda, iklim krizinin şiddetli seller ve felç edici kuraklıklarla milyarlarca insanı etkilemesiyle gezegenin…