İklim değişikliği üzerine çalışan 17 sivil toplum ve düşünce kuruluşu 30 Kasım’da Dubai’de başlayacak COP28 öncesinde Türkiye’nin emisyon hedefini güncellemesi çağrısında bulundu. Bugün İstanbul’da gerçekleştirilen basın açıklamasında Türkiye’nin bu sene güçlü bir iklim hedefi koyması durumunda sağlayacağı ekonomik faydalar dokuz madde ile açıklandı.
Gerçekleştirilen basın açıklamasında hükümete yapılan çağrı ile, kaybedilen her dakikanın iklim krizine karşı daha kırılgan hale gelmemize sebep olduğuna dikkat çekilirken, emisyon azaltım hedefinin güncellenmesi ve hedefe ulaşmak için somut adım atılması halinde Türkiye ekonomisine sağlayacağı faydalar şöyle sıraladı:
Düzenlenen basın toplantısı çerçevesinde “İklim Hedefi ve Yeşil Dönüşümün Ekonomik Faydaları” paneli gerçekleşti. Panelin aynı zamanda moderatörlüğünü de üstlenen Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz, iklim değişikliği ile mücadelede atılması gereken adımların külfet olarak görülmesinin bırakılması gerektiğinin altını çizdi ve ekledi: “İklim için harekete geçmenin ekonomik büyüme, enflasyonla mücadele, yoksulluğun giderilmesi, enerjide bağımsızlık, katma değerli üretim gibi faydalarına odaklanalım. Bu faydalar bilimsel çalışmalarla ortaya konuldu, politika yapıcılara düşen bu bulguları plan, program ve hedeflere yansıtmak.’’
Panelin ilk konuşmacası olan ODTÜ İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ebru Voyvoda, gelişmiş ülkelerde iklim politikalarının yalnızca iklim odaklı değil, aynı zamanda küresel ekonomik krizlerin karşılaştığı çok boyutlu krizlere de odaklanarak tasarlandığını belirtirken, “Türkiye ekonomisinin içinden geçtiği konjonktürde çok boyutlu kısa/uzun dönemli ve yapısal sorunlarına kalıcı çözüm üretebilmesinin tek yolu bu küresel dinamikleri iyi değerlendirmek ve kapsamlı bir ‘yeşil dönüşüm’ stratejisi oluşturmak” dedi.
Türkiye’nin iklim değişikliğinde yarattığı zararın azımsandığını aktararak konuşmasına başlayan İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin, Türkiye’nin 2021’de açığa çıkardığı karbon emisyonunun 175 ülke arasında 13. sırada olduğunu, tarihsel olarak bakıldığında ise 26. sırada olduğunu ifade etti. Şahin aynı zamanda Türkiye’nin 2030 iklim hedefinde herhangi bir azaltımın bulunmadığının altını çizdi.
HEAL-Sağlık ve Çevre Birliği Kıdemli Enerji ve İklim Politikaları Danışmanı Funda Gacal ise, “Tahminlerimize göre sadece elektrik üretim politikalarını 2053 net sıfır hedefine yönelik şekillendirmek, sağlık sorunlarından kaynaklanacak ve üretim santralları tarafından ödenmeyen 194 milyar euro maliyeti önleyecek” derken, 6 trilyon Türk lirasına eş değer bu sayının Türkiye’nin mevcut brüt dış borunun %44’üne denk geldiğini paylaştı.
Gacal’ın ardından konuşmasını yapan SEFiA Direktörü Bengisu Özenç, Türkiye’nin 2035 net sıfır hedefine uyumlu bir politika gözetmesi halinde olumlu sağlık etkileri ve düşen enerji ithalat faturaları ile net ekonomik faydalar sağlayacağını söyledi. Özenç, beklenen faydaların zaman içerisinde hızla artacağını da belirterek, “Geç kaldığımız her gün hem bahsettiğimiz bu faydaları yakalamaktan uzaklaşıyor, hem de kendimizi yüksek karbonlu bir patikaya mecbur bırakarak dönüşüm maliyetlerinin artmasına neden oluyoruz. Türkiye daha iddialı bir azaltım planı açıklayarak 2053 net-sıfır hedefi konusundaki samimiyetini kanıtlamalı” dedi.
Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Erinç Yeldan’ın basın açıklamasında paylaşılan mesajında, yılda yaklaşık 750 milyar dolarlık bir hacme ulaşmış olan yeşil finans piyasalarının hızla büyüdüğü aktarılırken şu cümlelere yer verildi: “Türkiye, doğal kaynakları ve coğrafi konumu sayesinde yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı yeni sanayi devriminin aktif bir yürütücüsü olma fırsatını kaçırmamalıdır. Türkiye’nin söz konusu finansman olanaklarından yararlanabilmesi için etkin, inandırıcı ve iyi tasarlanmış bir karbonsuzlaşma planını duyurması gerekli.”
Etkinlikte mesajı paylaşılan bir diğer isim ise WWF-Türkiye İklim ve Enerji Programı Müdürü Tanyeli Sabuncu oldu. Sabuncu mesajında, “Fosil yakıtlara bağımlı emisyon yoğun bir ekonomi iklim etkisinin yanında toplumsal mağduriyetlere de yol açıyor. Kömür madenlerinin tarım alanlarını yok etmesi sonucu söz konusu bölgelerde yaşayanların geçim olanakları kısıtlanıp mülksüzleşmelerinin yanı sıra gıda üretimi darbe alıyor. Öte yandan termik santrallerin yol açtığı hava kirliliği erken ölümlere ve kronik hastalıklara neden oluyor” derken, tüm bu görmezden gelinen maliyetleri ortadan kaldıracak adil bir temiz enerji geçişi planlamasının iddialı bir iklim hedefiyle mümkün olduğunu vurguladı.
Çağrıda bulunan kuruluşlar ise şu şekilde:
Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye), Ege Orman Vakfı, Greenpeace Akdeniz, HEAL Sağlık ve Çevre Birliği, İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği (İDPAD), İNGEV, İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA), TEMA Vakfı, Yeşil Düşünce Derneği, YUVA, Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe), Fosil Yakıtların Ötesi (Beyond Fossil Fuels), İklim için Türkiye, İklim Öncüleri, Youth for Climate Türkiye, Yuvam Dünya Derneği.
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…
Karadeniz'de iki Rus petrol tankerinin ağır hasar almasıyla petrol sızıntısı yaşandığı açıklandı. Greenpeace ise iki…
Yeni ABD Başkanı Donald Trump'ın geçiş ekibi, elektrikli araçlara ve şarj istasyonlarına yönelik desteğin kesilmesini…
İklim değişikliği açısından dönüm noktası olarak nitelendirilen ve Uluslararası Adalet Divanı'ndan görülen davanın duruşmaları sona…
Enerji Yatırımcıları Derneği Başkanı Cem Özkök, GES ve RES projelerinin yapı denetim kapsamından çıkarılmasının, yatırımcıların…