;
Ekonomi

STK’lar: İklim Finansmanı Taslağı “Utanç Verici”

iklim finansmanı

COP29 başkanlığı iklim finansmanı anlaşması taslağının dengeli bir paket sunduğunu iddia ederken, iklim STK’ları metnin utanç kaynağı olduğunu söyledi.

COP29 başkanlığı tarafından yayımlanan iklim finansmanı anlaşması taslak metni STK’lardan ve gelişmekte olan ülkelerden büyük tepki görürken, COP29 başkanlığı yeni metnin “kapsamlı ve kapsayıcı bir istişare sürecinin” sonucu olduğu konusunda ısrar etti.

Taslak metnin COP29 için dengeli ve akıcı bir paket oluşturduğu söylenirken, Taraflar, kalan birkaç seçenek üzerinde fikir birliğine giden yolu açmak için bu metni dikkatle incelemeye çağrıldı.

Bağımsız Yüksek Düzeyde İklim Finansmanı Uzman Grubu eş başkanları Amar Bhattacharya, Vera Songwe ve Nicholas Stern tarafından yapılan ortak açıklamada, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere 250 milyar doların “çok düşük olduğu ve Paris Anlaşması’nın uygulanmasıyla tutarlı olmadığı” kabul ediliyor. ”.

Bağımsız bir grup önde gelen ekonomistten oluşan İklim Finansmanı Bağımsız Üst Düzey Uzman Grubu eş başkanları Amar Bhattacharya, Vera Songwe ve Nicholas Stern tarafından yapılan ortak açıklamada, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere aktarılacak 250 milyar doların “çok düşük olduğu ve Paris Anlaşması’nın uygulanması ile tutarlı olmadığı” belirtildi.

Zirvenin ilk haftasında yayımladıkları analize atıfta bulunan ekonomistler, “Çalışmamız, Yeni Sayısallaştırılmış Kolektif Hedef’in (NCQG) kapsadığı bileşenlere dayanarak gelişmiş ülkelerin 2030 yılına kadar yılda en az 300 milyar doları ve 2035 yılına kadar yılda ise en az 390 milyar dolar sağlama taahhüdünde bulunması gerektiğini gösteriyor” dedi.

En son NCQG metnine yanıt olarak, Oil Change International küresel kamu maliyesi sorumlusu Laurie van der Burg ise metnin tam bir utanç kaynağı olduğunu aktardı: “Bu, hükümetlerin itfaiye aracının anahtarını kundakçılara vermesiyle eşdeğer. 1,3 trilyon dolarlık yatırım hedefine güvenilmemeli ve 250 milyar dolarlık hedef yanında gelişmekte olan ülkeler için yeni borçları da getirebilir. Bu, çevreyi kirletenler için bir kaçış anlamına geliyor; hatta zengin ülkelerin gelişmekte olan ülkelere faturayı ödeme konusunda özel sektöre güvenerek sorumluluklarından kaçmalarına olanak tanıyor ve iklim krizine karşı en savunmasız ülkeler için bir borç tuzağı yaratıyor.”