Dünya mevcut ekonomik politikalarına devam ederse ortaya çıkabilecek zararı gösteren yeni bir çalışma, beş alanda “olağanüstü dönüşüm” gerçekleştirilerek Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşılabileceğini ortaya koyuyor.
Ekonomistler ve bilim insanlarından oluşan uluslararası bir ekip olan Earth4All ve Foundation for European Progressive Studies (FEPS), politikacıların 2050 yılına kadar Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın (SKA) uygulanmasını sağlayabileceğini gösteren bir araştırma yayımladı. “SDGs for All: Strategic Scenarios” (Herkes İçin Sürdürülebilir Kalkınma: Stratejik Senaryolar) adlı rapor, politikacılara SKA uygulamasını hızlandırmak ve gezegen acil durumuna yanıt vermek için tasarlanmış pratik çözümler sunuyor. Rapora göre politika yapıcılar, 2030 ve sonrasında SKA’ların uygulanmasını hızlandırabilir ve herkes için refahı sağlayabilir. Ancak bu, mevcut eğilimlerden kopan beş “olağanüstü dönüş”ü hayata geçirerek mümkün olabilir.
Rapor, önde gelen bilim insanlarının, ekonomistlerin ve modelleyicilerin analizlerini bir araya getirerek SKA’ları uygulamanın kanıtlanmış yollarını sunarken, önümüzdeki büyük küresel toplantılarda politika yapma konusunu ciddi şekilde iyileştirmenin yollarını da gösteriyor. Bu toplantılar arasında BM SDG Zirvesi, BM İklim Değişikliği Konferansı COP28 ve BM Gelecek Zirvesi bulunuyor.
“Herkes için SKA’lar” raporu, ilk kez 2022’de yayımlanan “Herkes İçin Dünya: İnsanlığın Hayatta Kalma Rehberi” adlı kitapta işlenen gelecek senaryoları ve geri dönüş yöntemleri temel alınarak yazıldı. Senaryolardan ikisi:
– “Çok Az, Çok Geç”: Her zaman alındığı gibi karar alınmaya devam edilmesiyle birlikte yoksulluğun derinleştiği, toplumsal gerginliklerin arttığı ve iklim problemlerine çözüm bulunmadığı bir senaryo. Bunun bir sonucu olarak, 2100 yılına kadar küresel sıcaklıklar en az 2.5 derece artar, dünyanın dengesi tehlike altına girer. İnsani gelişmişlik küresel olarak azalmaya devam eder ve yoksulluk sorununun çözümü de en az 2100 yılını bulur.
– “Devasa Sıçrama”: Yıllık GSMH’nın yaklaşık %2 ila %4’ünü gerektiren, alternatif bir yol. Bu senaryo yoksulluk, eşitsizlik, güçlenme, gıda ve enerji alanlarında yapılacak beş büyük geri dönüş ile gerçekleştiriliyor. Bunun sonucunda ise 2050 yılına kadar sıcaklık artışı 2 derecenin altına sabitleniyor, materyal tüketicilik azalıyor, toplumsal gerginlikler, eşitsizlikler ve aşırı yoksulluk büyük ölçüde çözüme kavuşuyor ve insani gelişmişliğimiz epey artıyor. Dünyadaki politikacılar bu “devasa sıçrama”yı uygulamaya koyarsa, gezegenimiz ve halklarımız için büyük gelişmeler mümkün olacak.
Roma Kulübü Eşbaşkanı ve Earth4All başyazarlarından Sanrine Dixson-Decleve, devasa sıçrama senaryosunun, güncel acil durumdan bir çıkış ve 2050’ye kadar SKA’ların pek çoğunu gerçekleştirme imkanı sağladığını söylerken, “Ancak bunun gerçekleşmesi için, günümüzün kazancı ön plana alan para ekonomisinden, insanlara ve gezegene önem gösteren bir gelişim ekonomisine geçmemiz yönünde radikal değişiklikler gerekecek” dedi.
Rapor, iki senaryoda da sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin nasıl ilerleyeceğini modelliyor:
– Yoksulluk: Çok Az, Çok Geç senaryosunda, 2050 yılında nüfusun %20’si aşırı yoksulluk içinde yaşarken, Devasa Sıçrama senaryosunda bu oran %7.
– Eşitsizlik: Eşit gelire, Devasa Sıçrama senaryosunda ulaşılabilir, ancak Çok Az Çok Geç senaryosunda iş sahiplerinin gelirin %75’ine el koymasıyla daha da kötüye gidiyor.
– Emisyonlar: Devasa Sıçrama senaryosunda net sıfır hedefine ulaşılabiliyor. Ancak Çok Az Çok Geç senaryosunda yılık kişi başı 2 ton CO2 emisyonuna neden olunuyor. Bu, bir yılda 17 milyar ton küresel karbon emisyonu demek.
– Kamu harcamaları: Devasa Sıçrama senaryosuna göre 2050 yılında küresel olarak kamu hizmetlerine yıllık ekstra 8.8 trilyon dolar harcanıyor olacak, ki bu kişi başına yıllık yaklaşık 6 bin dolar anlamına geliyor. Buna karşılık, 2050’de “Çok Az Çok Geç” senaryosunda ise kişi başına yıllık harcama 4.800 dolar civarı.
Raporun önemli bir uyarısı ise 2050’ye gelindiğinde her iki senaryoda da küresel ısınma seviyesinin çok yüksek olması. Bu, dünyanın her köşesinde yıkıcı sonuçlara yol açabilir. Ancak Devasa Sıçrama senaryosuna göre küresel ısınma 2 derecenin altında bir seviyede dengelenirse, insanlık yeniden gelişme şansı bulabilir. Her iki senaryoda da 1.5 derecenin üzerine çıkılacak olması gerçeği, iklim değişikliği ile başa çıkmak için güncel gezegen acil durum planlarının eksikliğinden kaynaklanıyor, ciddi endişelere ve strese yol açıyor.
Modelleme ayrıca cinsiyet eşitliğinin son derece kötü durumda olduğunu gösterdi; bu hızla devam edilirse, toplam cinsiyet farkını azaltmak için 257 yıl gerekebilir.
Roma Kulübü eşbaşkanlarından, Earth for All’ın ortak yazarlarından ve Earth4All girişiminin eş liderlerinden olan Sandrine Dixson-Declève şunları söyledi: “Ekonomik ve finansal sistemlerimiz bozuk durumda ve tehlikeli düzeyde eşitsizlikle yaşıyoruz. SKA’ların uygulanmadığı bir durumda ‘Çok Geç Çok Az’ senaryosu, gelecek nesilleri tehlikeli ve istikrarsız bir gezegene mahkum ediyor. İklim sistemi muhtemelen birden çok kritik eşiği aşacak ve toplumsal gerilimler artacak. Bu sonuç ne olursa olsun önlenmeli. Buna karşın, Devasa Sıçrama senaryomuz bu riski önemli ölçüde azaltabilir, dayanıklılığımıza katkıda bulunur ve acil durumdan olası bir çıkışa olanak tanır.”
2050’ye kadar kayda değer bir SKA ilerlemesi için gereken değişimin hızı ve ölçeğini elde etmek için, rapor birkaç acil politika tanımlıyor. Çalışmaya göre önerilerin bir an önce ve aynı anda uygulanması gerekiyor:
– Yeni yatırımlar hayati önem teşkil ediyor: Bu yatırımlar, aşırı zengin birey ve şirketlerin daha yüksek vergilendirilmesi ile büyük ölçüde artan kamu harcamalarıyla olmalı.
– Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Özel Çekme Hakkı (SDR) tahsis sürecinin temelden reforme edilmesi gerekli:Bu, özellikle ihtiyaç duyan ülkeleri desteklemek için. elzem. Ayrıca, genel borç fazlasıyla başa çıkmak, düşük gelirli ülkelere daha fazla mali alan ve rahatlama sağlamak için de önemli.
– Hükümetler, işçi haklarının istikrarlı biçimde azalmasını hızla tersine çevirmeli ve evrensel temel gelir gibi yeni güvenlik ağları uygulamalı.
– Hükümetler, gelir, güvenlik, eğitim ve sağlık alanlarındaki eşitsizliği tersine çevirmek için kadınlar ve kızlarabüyük ölçekli yatırım yapmalı.
– Küresel gıda sistemleri, gıda üretim verimliliğini ve sürdürülebilirliğini artırmak için, düşük karbonlu ve yenilenebilir tarım uygulamalarının desteklenmesiyle başlayarak radikal bir dönüşüme ihtiyaç duyuyor. Gıda tedarik zincirleri, yerel gıda üretimine kaymalı ve çiftçi hakları öncelikli olarak korunmalı..
– Küresel enerji sistemleri, verimsiz fosil enerji sistemlerinden temiz ve optimize edilmiş bir enerjiye geçiş yapmalı. Bu geçiş, yüksek gelirli ülkelerde tüketimi azaltırken, herkese elektrik erişimi sağlayabilir ve küresel enerji sistemini daha verimli hale getirebilir.