Çevre, insan kardiyovasküler sistemi üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir. Yapılan son bir araştırma da bu varsayımı destekliyor ve sıcaklık kaynaklı kalp krizi riskinin arttığı belirtiliyor.
Uzun süredir sıcaklıktaki şiddetli ani artışların kalp krizi riskini artırdığı varsayılıyor. Yapılan son bir çalışma, sıcaklıklardaki artışların kalp krizi riskini artırdığını ortaya koyuyor. Helmholtz Zentrum München Epidemiyoloji Enstitüsü araştırmacılarından Dr. Kai Chen özellikle çok yüksek ve çok düşük sıcaklıklar söz konusu olduğunda, bu durumun açıkça ortaya çıktığını söylerken, çalışmada sıcak ve soğukla ilgili kalp krizi riskinin yıllar içinde ne ölçüde değiştiğini görmek istediklerini ifade ediyor.
Münih’teki Ludwig Maximilian Üniversitesi, Augsburg Üniversitesi Hastanesi ve Nördlingen Hastanesi’nden araştırmacılar, Myocardial Infarction Register Augsburg’un verilerini inceledi. Çalışmada, 1987-2014 yılları arasında 27 binden fazla kalp krizi geçirmiş hastanın kayıtları araştırıldı. Çalışılan hastaların yaş ortalaması 63 iken, hastaların % 73’ü erkekti ve yaklaşık 13 bini kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetmişti.
Vakalar, kalp krizlerinin yaşandığı günlerdeki meteorolojik verilerle karşılaştırıldı ve haftanın hangi günü olduğu ve sosyoekonomik durum gibi bir dizi ek faktöre göre düzenleme yapıldı. Dr. Chen, çalışma ile son 28 yılda ısı kaynaklı kalp krizi riskinde bir artış tespit ettiklerini söylüyor.
Araştırmacılar bunu göstermek için 1987’den 2000’e kadar olan verileri 2001’den 2014’e kadar olan verilerle karşılaştırdılar. Dr. Chen, “ Analiz, son birkaç yılda, günlük ortalama sıcaklık artışıyla birlikte ortaya çıkan ısı kaynaklı kalp krizi riskinin, önceki araştırma dönemine kıyasla arttığını gösterdi” diye açıklıyor. Diyabet veya hiperlipidemi hastası olanlar son dönemlerde özellikle risk altındaydı. Araştırmacılar bunun kısmen küresel ısınmanın bir sonucu olduğundan şüpheleniyor, ancak aynı zamanda nüfusu ısıya daha duyarlı hale getiren diyabet ve hiperlipidemi gibi faktörlerdeki risk artışının bir sonucu olduğunu da düşünüyor.
Çalışmanın Başaraştırmacısı Dr. Alexandra Schneider, “Çalışmamız, kalp krizi için potansiyel bir tetikleyici olarak, özellikle iklim değişikliği açısından yüksek sıcaklıklara daha fazla önem verilmesi gerektiğini öne sürüyor” diyor ve ekliyor: “Avrupa’daki 2018 sıcak hava dalgası gibi aşırı hava olayları gelecekte kardiyovasküler hastalıklarda artışa neden olabilir. Aynı zamanda, Almanya’da soğuk kaynaklı kalp krizlerinde bir düşüş olması da muhtemel. Analizimiz gelecekte daha düşük risk olduğunu gösteriyor, ancak bu düşük risk anlamlı değildi ve çok soğuk günler kalp krizi için potansiyel bir tetikleyiciyi temsil etmeye devam edecek.”
Dr. Schneider, sıcakla ilişkili kalp krizlerindeki artışın, soğukla ilişkili kalp krizindeki bir düşüşle ne denli dengeleneceğinin henüz belli olmadığını belirtiyor. Çalışma grubu şu anda hem Paris Anlaşması’nın 1,5 derece ve 2 derece hedeflerini karşıladığı senaryolarda hem de bu hedeflerin kaçırıldığı senaryolarda, riskteki bu değişikliğin modellenmesini hedefleyen ekstrapolasyonlar (dışdeğerbiçim) yapıyor.
Araştırmacılar ek olarak çok merkezli çalışmalar yaparak bulgularını desteklemeyi planlıyorlar.
Araştırma ile ilgili daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Azerbaycan COP29 Başkanlığı, girişimin 2025 sonrası iklim finansmanı hedefiyle ilgili müzakerelerle iç içe geçme riski…
UNEP, küresel ısınmayı olumsuz yönde etkileyen metan emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerin arttığını, ancak bu yöndeki…
Çatışmalardan etkilenen bir grup ülke, halklarının karşı karşıya olduğu doğal afet ve güvenlik krizleriyle mücadele…
COP29'a ev sahipliği yapan Azerbaycan ve komşuları hâlâ büyük ölçüde fosil yakıtlara bağımlı ancak yenilenebilir…
COP29'a ev sahipliği yapan Azerbaycan, 2229 kişiyle zirvede en büyük delegasyona sahip ülke olarak kaydedildi.…
Fosil yakıt lobicileri COP29’da iklim açısından en hassas ülkelerin delegasyonlarını gölgede bıraktı; zirveye iklim açısından…