Christian Aid tarafından yayımlanan bir araştırma, iklim değişikliğinin Arap Yarımadası üzerinde yaratacağı yıkıcı ekonomik etkiye dikkat çekiyor.
Körfez’de 2012’den bu yana düzenlenen ilk COP olan COP28’de, delegeler fosil yakıtlardan küresel ölçekte aşamalı çıkış tarihini tartışırken, yeni rapor artan sıcaklıkların dünyanın halihazırda en sıcak bölgelerinden biri üzerindeki ekonomik etkilerini ortaya koyuyor.
“Merkür Yükseliyor: İklim Değişikliğinin Arap Yarımadası Üzerindeki Ekonomik Etkisi” başlıklı analiz, Viyana’daki Uluslararası Uygulamalı Sistem Analizi Enstitüsü’nde ekonomist olan Marina Andrijeviç tarafından yönetildi.
Araştırmacıların hakemli metodolojisine dayanan tahminler, küresel sıcaklık artışının yüzyılın sonuna kadar 3 dereceye ulaşması durumunda Körfez ülkelerinin GSYH’sinin 2100’e kadar ortalama %69 azalacağını ortaya koyuyor. COP28’in ev sahibi Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve fosil yakıtlardan aşamalı çıkış tartışmalarını engellemeye çalışan Suudi Arabistan için oran %72’ye çıkacak.
Paris Anlaşması’nda belirtildiği gibi küresel sıcaklık artışı 1,5 derecede sınırlandırılırsa, bu ülkelerin GSYİH’sindeki büyüme düşüşü 2050’de ortalama %8,2, 2100’de ise %36 olacak.
2050 ve 2100 yıllarında bu ülkelerin ekonomilerinin hâlâ bugünkünden daha güçlü olması bekleniyor. Çalışma, iklim değişikliğinin gerçekleşmediği bir senaryoyla karşılaştırıldığında, iklim değişikliğinin GSYİH’lerine verdiği zararın miktarını vurguluyor.
Araştırmanın başyazarı Marina Andrijevic, sıcaklıkların artmaya devam etmesi ihtimalinin Arap Yarımadası’nda ciddi ekonomik zararlara yol açacağını söylerken, “Bu küresel ısınmanın büyük bir kısmının dünyanın bu bölgesinde yakılan petrol ve gazdan kaynaklanması trajik bir ironi” diye ekledi.
Bulgular, bölgedeki iklim bilimcileri ve kampanyacıların, bu hafta COP28’de fosil yakıtlardan aşamalı çıkış tarihinin kararlaştırılması yönündeki çağrılarını güçlendirdi.
Andrijevic, tüm fosil yakıtlardan aşamalı çıkış anlaşmasına varmanın, COP28’in emisyonları azaltma ve iklim değişikliğini tersine çevirme konusunda başarabileceği en önemli şey olduğunu hatırlattı: “Emisyonların artması durumunda büyük ekonomik olumsuzluklarla karşılaşacak olan sadece Arap dünyası değil. Diğer savunmasız ülkeler de bundan etkilenecek ve en büyük maliyeti en yoksul ülkelerin bazıları ödeyecek.”
Rapor aynı zamanda bölgedeki ülkelerin, bu ülkelerde üretilen büyük miktarlardaki fosil yakıtları hesaba katmadan önce bile, gezegendeki en yüksek kişi başına emisyonlara sahip ülkeler arasında yer aldığını gösteriyor. COP28’e ev sahipliği yapan BAE’nin ortalama yurttaşı yılda 25,8 ton CO2’den sorumlu. Bu, kişi başına CO2 emisyonu 0,04 ton olan Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki ortalama bir insandan 645 kat daha fazla.
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…
Karadeniz'de iki Rus petrol tankerinin ağır hasar almasıyla petrol sızıntısı yaşandığı açıklandı. Greenpeace ise iki…
Yeni ABD Başkanı Donald Trump'ın geçiş ekibi, elektrikli araçlara ve şarj istasyonlarına yönelik desteğin kesilmesini…