Dünyadaki mega şehirlerin iklim değişikliğiyle mücadele etmek amacı ile bir araya geldikleri bir ağ olan C40 tarafından yapılan ve tüketim bazlı sera gazı emisyonlarınına odaklanılan yeni bir araştırmaya göre, şehirlerin sera gazı emisyonları hesaplanan rakamlardan %60’a varan oranda fazla olabilir.
C40 tarafından yeni yapılan bir araştırma, ağ üyesi şehirlerin sera gazı emisyonlarına tüketim bazlı bir açıdan yeniden odaklanıyor ve oldukça çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor. Bir şehrin karbon ayak izinin sadece o şehirdeki hanelerin enerji tüketimi ve ulaşım kaynaklı emisyonlardan değil aynı zamanda o şehirdeki insanların tüm ihtiyaçlarının karşılandığı mallar ve hizmetlerin tüm değer zincirinden de kaynaklandığını belirten C40 yetkilileri, ağın üyesi olan 79 şehre odaklanan araştırma sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. Buna göre Londra, Paris, New York gibi pek çok şehir, kent ölçeği sınırlarında oluşan emisyonların neredeyse 3 katı kadar tüketim bazlı sera gazı emisyonuna sebep olmakta.
“Gelişmiş ülkelerdeki talep kaynaklı üretim, sera gazı emisyonları dahil tüm dışsallıkları ile gelişmekte olan ülkelerdeki şehirler üzerinde yük oluyor.”
Şekil 1. C40 tarafından yürütülen ve 79 şehre odaklanan araştırma bulgularına göre sektör bazlı ve tüketim bazlı sera gazı emisyon envanterleri arasındaki ilişki (Kaynak: C40, Çeviri: Arif Cem Gündoğan)
Araştırma sonuçlarına çevresel, sosyal ve ekonomik adalet perspektifinden bakıldığında bulgular daha da çarpıcı. Hindistan, Pakistan veya Bangladeş gibi ülkelerdeki üretim yoğun şehirlerin sera gazı emisyonlarının ardındaki ana itici güç olarak gelişmiş ülkelerden gelen mal talebi gösteriliyor. Bu noktaya dikkat çeken C40 Yönetici Direktörü Mark Watts, bu talepten doğan üretimin- emisyonlar dahil- tüm dışsallıkları gelişmekte olan ülkelerin üzerine yük olduğu vurgusunu yapıyor.
Araştırmada, şehirlerde tüketime konu olan pek çok aktivitenin ve bağlantılı sera gazı emisyonlarının seyrinin, şehir ölçeğindeki yönetim aktörlerinin (örneğin belediyeler) doğrudan yetkilerini ve sınırlarını aştığı kabul ediliyor ancak araştırma sonuçlarının şehir ölçeğinde yürütülecek iklim değişikliği odaklı eylemlere farklı bir bakış açısı getireceği kesin.
C40 Nedir?
C40, dünyadaki mega şehirlerin iklim değişikliği ile mücadele etmesi amacı ile bir araya geldikleri bir ağ olarak özetlenebilir. C40 üyesi şehirler, iklim değişikliği ile mücadele amacıyla uyguladıkları bilimsel, ölçülebilir ve anlamlı tedbirleri birbirleri ile paylaşıyor, bilgi alışverişi yapıyor, ortak girişimlerde bulunuyorlar. C40 şehirleri arasında Türkiye’den yalnızca İstanbul bulunuyor. Bilindiği üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi bir süredir iklim değişikliği eylem planını olgunlaştırmakta.
COP29, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede belirli bir adım olmasına rağmen bazı kritik konularda ilerleme kaydedilemedi…
Önemli risk uzmanlarının kalem aldığı yeni bir rapor, iklim krizine yönelik değerlendirmelerin ciddi etkileri göz…
İzmir Gediz Deltası’nda yapılmak istenen Bölgesel Isıtma ve Termal Sağlık Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama Projesi’ne…
2025 Küresel Riskler Raporu'na göre, devlet temelli silahlı çatışma, 2025 yılı için en önemli ve…
COP29 görüşmelerinde ilerleme özellikle karbon azaltım ve giderme projeleri ile kredilendirme ticaretini esas alan 6.4…
İklim değişikliğiyle mücadelede yeşil ekonomiye doğru bir dönüşüm her geçen gün daha kaçınılmazken, küresel sanayinin…