Bingöl’ün Genç ilçesi ile Diyarbakır’ın Lice ilçesi sınırları içerisinde bulunan Sarım Çayı üzerinde Silvan Elektrik Üretim Ltd. Şti. tarafından yapılması planlanan BİRSU HES ve Beton Santralı projesi ile ilgili keşif yapıldı. Sarım Havzası, Dicle Nehri’ni besleyen ana kollardan biri ve zengin bir canlı ekosistemine sahip. Projenin hayata geçmesi durumunda hem bu canlı yaşamının hem de arıcılık, meyvecilik yapan yöre halkının zarar göreceği biliniyor.
Yapılması planlanan HES projesi hakkında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 2014 yılında Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu raporu verilmişti. Daha sonra bölgedeki köylüler, HES projesi yürütmesinin durdurulması için Erzurum 2’nci İdare Mahkemesi’ne yürütmenin durdurulması için dava açmıştı. İdare Mahkemesi ise geçtiğimiz haziran ayında oy birliği ile karar alarak bölgede keşif yapılmasını istemişti.
Karardan sonra aralarında mahkeme heyeti ve mühendislerin olduğu heyet havza üzerinde incelemeler yaptı. Heyete, birçok köylü, çevre aktivisti, STK ve avukat da eşlik etti. Diyarbakır Barosu ve Ekoloji Derneği de alanda hazır bulundu. Heyet, Yolaçtı, Yazkonak köyleri ile Ris bölgesinde bir dizi inceleme yaptı. Avukatlardan Barış Yıldırım ve Emin Turhallı burada birer savunma yaptı. Heyet, gözlemlerini yaptıktan sonra bölgeden ayrıldı. Heyetin raporunu önümüzdeki ay mahkemeye sunması bekleniyor.
Keşif hakkında konuşan köylülerin avukatı Barış Yıldırım, yapılmak istenen HES projesinin hukuka aykırı olduğunu söyledi. Sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Yıldırım, “Bingöl ile Diyarbakır sınırları dahilinde Sarım Çayı üzerinde planlanan Birsu HES Projesi çay üzerinde iki regülatör, üç bend, beş iletim tüneli, yükleme havuzu, cebri boru, santral binası içeriyor. Sarım Çayı üzerinde planlanan Birsu HES Projesi’ne karşı açtığımız davada bölgede keşif icra edildi…#Birsu Hes Projesi hukuka aykırıdır” ifadelerini kullandı.
Uzun yıllardır bölge kentlerinin gündeminde olan bu tehdidin son bulması için birçok defa basın açıklaması, nöbet ve imza kampanyası yapıldı. 2021 yılında Mezopotamya Ekoloji Hareketi çay üzerindeki tehditlerin sona erdirilmesi için online imza kampanyası başlatmış ve yüzlerce imza toplamıştı. Uzun süre devam eden kampanyada şu ifadeler yer verildi;
“Sarım çayında bulunan balık çeşitliliği ve suda görülen nesli tükenen su samurlarına kadar ekosistem çeşitliliği açısından durumu özetler niteliktedir. Vadide bulunan köylerin çoğu geçimlerini bal üretiminden, hayvancılığa, yaylacılığa ve tarımdan sağlamaktadır. Bunlarla birlikte havzada bulunan çoğu köylerde tarihsel süreçte eski yerleşim yerlerinin izlerine, kilise gibi yapıtlara rastlanılmıştır. Ve bugün Sarım Havzasında, Silvan Barajı kapsamında HES projesi planlanmaktadır. 2014 yılında Sarım Çayı üzerinde ilk adımı atılan HES’lerle ilgili Silvan Elektrik Üretim Ltd. Şti. tarafından yapılması planlanan BİRSU-I HES (58,588 MWm/56,830 MWe) ve BİRSU-II HES (32,041 MWm/31,080 MWe) ve Beton Santralı projesi ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu’ kararı verilmiştir.
İki adet olarak ilan edilen HES’ler daha sonra tek bir proje haline getirilirken, Valiliğin duyurusunda yapılmış gibi vurgulanan “halkın katılımı toplantısı” 17 Aralık 2020 tarihinde Lice yatılı bölge okulunda yapılmış ancak bu toplantıya hiçbir yurttaş, salgın koşullarından da yararlanılarak ne çağırılmış ne de katılmıştır.
Ve bunların sonucunda, yapılan ÇED raporunda endemik bitkilerden, Sarım Çayı ekosisteminde bulunan su samurlarına kadar ve havzada bulunan çoğu eski tarihi yerleşmelerden bahsedilmemiştir. Bununla birlikte köylülerin ÇED toplantısına çağrılmayışı açıkça ortadadır. Yapılacak proje sonucunda 118 kadar köy, tarihiyle, ekosistemiyle sular altında kalacakken, binlerce insanın göçertilmesine sebep olacaktır. Bizler Sarım Havzasında kalan köylüler, HES projesinin iptal edilmesini talep ederken, köylerimizin sular altında bırakılması pahasına doğamızın tüketilmesine karşı çıkıyoruz.”
Azerbaycan COP29 Başkanlığı, girişimin 2025 sonrası iklim finansmanı hedefiyle ilgili müzakerelerle iç içe geçme riski…
UNEP, küresel ısınmayı olumsuz yönde etkileyen metan emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerin arttığını, ancak bu yöndeki…
Çatışmalardan etkilenen bir grup ülke, halklarının karşı karşıya olduğu doğal afet ve güvenlik krizleriyle mücadele…
COP29'a ev sahipliği yapan Azerbaycan ve komşuları hâlâ büyük ölçüde fosil yakıtlara bağımlı ancak yenilenebilir…
COP29'a ev sahipliği yapan Azerbaycan, 2229 kişiyle zirvede en büyük delegasyona sahip ülke olarak kaydedildi.…
Fosil yakıt lobicileri COP29’da iklim açısından en hassas ülkelerin delegasyonlarını gölgede bıraktı; zirveye iklim açısından…