Karar, iklim krizinin “küresel barışı, güvenliği ve istikrarı” tehdit edebilecek potansiyelde olduğunu öne sürdü.
Rusya, iklim krizini uluslararası barış ve güvenliğe tehdit olarak nitelendiren, türünün ilk örneği olan bir BM güvenlik konseyi kararını veto etti. Bu, küresel ısınmayı BM gibi güçlü bir oluşumda daha merkezi hale getirmek için yıllarca süren bir çabayı boşa çıkaran bir oylama oldu.
İrlanda ve Nijerya’nın öncülük ettiği teklif, “iklim değişikliğinin güvenlik etkilerine ilişkin bilgilerin, konseyin çatışmaları yönetme stratejilerine, barışı koruma operasyonlarına ve siyasi misyonlarına dahil edilmesi” çağrısında bulundu.
Teklif ayrıca BM Genel Sekreterinden, iklimle ilgili güvenlik risklerini, çatışmaları önleme çabalarının “merkezi bir bileşeni” haline getirmesini ve bu risklerin belirli noktalarda nasıl ele alınacağına dair rapor vermesini istedi.
Konsey, 2007’den bu yana iklim değişikliğinin güvenlikle ilgili etkilerini ara sıra tartışıyor. Çeşitli Afrika ülkeleri ve Irak gibi belirli yerlerde ısınmanın istikrarsızlaştırıcı etkilerinden bahseden çıktılar edinildi. Ancak bu karar, iklimle ilgili güvenlik tehlikesini başlı başına bir konu olarak ele alan ilk karar olacaktı.
Önerilen kararda, güçlenen fırtınalar, yükselen denizler, daha sık sel ve kuraklıklar ve ısınmanın diğer etkilerinin sosyal gerilimleri ve çatışmaları alevlendirebileceği ve potansiyel olarak “küresel barış, güvenlik ve istikrar için önemli bir risk oluşturabileceği” belirtildi. BM’nin 193 üye ülkesinden 113’ü, konseyin 15 üyesinden 12’si de dahil olmak üzere bu kararı destekledi.
Ancak Hindistan ve veto sahibi Rusya hayır oyu verirken Çin çekimser kaldı.
Elçileri, sorunun İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi gibi daha geniş BM gruplarında kalması gerektiğini söyledi. Muhalifler, güvenlik konseyinin görüş alanına iklim değişikliğini eklemenin, geçen ay İskoçya’nın Glasgow kentinde yapılan iklim görüşmelerinde işaret edilen küresel bölünmeleri derinleştirmekten başka işe yaramayacağını söyledi. Görüşmeler, ısınmayı sınırlamak noktasında kilit bir hedef olarak yeniden taahhüt eden ve çığır açan bir anlaşmayla sona erdi, ancak BM’nin konferans için üç büyük hedefinin gerisinde kaldı.
Rusya büyükelçisi Vassily Nebenzia, önerilen kararın “bilimsel ve ekonomik bir konuyu siyasi bir soruna” dönüştüreceğinden, konseyin dikkatini çeşitli yerlerde “hakiki/öz” olarak adlandırdığı çatışma kaynaklarından uzaklaştıracağını söyledi. Böylelikle konseye, gezegendeki herhangi bir ülkeye fiilen müdahale etme bahanesi vereceğinden şikayet etti.
“Bu yaklaşım saatli bir bomba olur” dedi.
Hindistan ve Çin, mevcut çatışmaları iklimle ilişkilendirme fikrini sorguladılar. Yaptırım uygulayabilecek ve barışı koruma birlikleri gönderebilecek yetkide olan güvenlik konseyi daha fazla ağırlık vermeye başlarsa Glasgow taahhütleri için sorun olacağını ileri sürdüler.
Çin büyükelçisi Zhang Jun, “Güvenlik konseyinin yapması gereken siyasi bir güç gösteri değil” dedi.
Teklifin destekçileri, bunun varoluşsal öneme sahip bir meseleyi ele almak için mütevazı ve makul bir adım olduğunu söyledi.
İrlanda Büyükelçisi Geraldine Byrne Nason, “İçinde yaşadığımız dünyanın gerçekliğini ve iklim değişikliğinin güvensizliği ve istikrarsızlığı artırdığının tanınması için bir fırsatımız vardı. Bunun yerine, eylem fırsatını kaçırdık ve içinde yaşadığımız dünyanın gerçeklerinden uzaklaşıyoruz” dedi.
Taraftarlar, konseyin iklim risklerini gözetme sözü verdi.
Nijerya’nın büyükelçisi Abdou Abarry ise “Veto hakkı bir metnin onaylanmasını engelleyebilir ancak gerçekliğimizi gizleyemez” diye konuştu.
COP29 başmüzakerecisi Yalchin Rafiyev’in "üç yıllık teknik süreçte ilk kez tartışma için uygulanabilir bir temel"…
BM iklim müzakerelerine ilk defa heyet gönderen Taliban, Afganistan’ın iklim finansmanından yararlanmasını talep ediyor. Geçimi…
Climate Action Tracker tarafından yapılan analiz, mevcut politikaların devam etmesi durumunda ortalama sıcaklık artışının 2100…
Önde gelen bağımsız ekonomistlerden oluşan bir grubun yaptığı yeni bir çalışma, yoksul ülkelerin, 2030 yılına…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, Türkiye’nin ilk olarak COP28'te duyurulan nükleer enerji kapasitesini 2050'ye…
COP29 zirvesinde iklim finansmanı müzakereleri hız kazanırken, yeni bir çalışma, IMF’nin iklimle ilgili felaketlerden zarar…