Ruanda, 2030 yılına kadar emisyonlarını %16 oranında düşürme taahhüdü vererek BM’ye güçlendirilmiş iklim planını sunan ilk Afrika ülkesi oldu. Ülke, teknik ve finansal desteklerle emisyon azaltımını %38’e çıkarabileceğini açıkladı.
Haber: Chloé Farana
Çeviri: Çisil Sevinç
Ruanda, 2030 yılına kadar emisyonlarını %16 oranında düşürme taahhüdü vererek BM’ye güçlendirilmiş iklim planını sunan ilk Afrika ülkesi oldu.
Ruanda, zengin ülkelerden teknik, finansal ve teknolojik destek alarak gelecek 10 yılda emisyonlarını %38 oranında azaltabileceğini belirtti.
12.5 milyon nüfuslu ülke, dünya genelinin koronavirüs salgınıyla çalkalandığı esnada yaptığı bildiri ile, iklim eylemine ne denli bağlı olduğunu ortaya koydu.
İlk iklim planını 2015 yılında sunan Ruanda, emisyonları azaltmak adına pek çok karar almış ancak ölçülebilir bir hedef getirememişti. Sektörel kapsamı geliştirilen hedef artık hidroflorokarbonları (HFCs) da içeriyor.
Ruanda’nın ekonomisi hızla büyüyor. Dünya Bankası, 2019 yılında %10’luk büyüme gösteren ekonomisiyle ülkeyi COVID-19 salgını öncesi “ekonomik yükselişin içerisinde” ilan etmişti.
İşlerin aynı şekilde devam ettiği senaryoda, artan fosil yakıt kullanımı, enerji talebi ve trafik sonucu Ruanda’nın emisyonlarının 2015 ile 2030 yılları arasında 5.3 milyon ton CO2 eşdeğerinden 12.1 milyon ton CO2 eşdeğerine yükseleceği tahmin ediliyor.
Ruanda, teknik ve finansal destek aldığı takdirde toplam emisyonlarını 2030 yılına kadar 4.6 milyon ton CO2 azaltabileceğini hesapladı.
Önlemler arasında hidro ve güneş enerjisi inşa edilmesi, endüstriyel süreçlerde enerji verimliliğinin artırılması, taşıt emisyonları standartlarının getirilmesi, elektrikli taşıtların tanıtılması ve çiftliklerde biyogaz kullanımının teşvik edilmesi yer alıyor.
İklim değişikliği, ülkenin ekonomik kalkınma sürecini de büyük oranda tehdit ediyor.
Kırsal bölgelerinde yağmur suyuyla beslenen tarıma bağımlı Ruanda, çay ve kahve ihracatı yapıyor ve elektrik üretiminin yarısını hidro enerjiden karşılıyor. Ancak yağış miktarı son yıllarda son derece değişkenlik göstermeye başladı ve hükümete göre bu değişkenliğin %5-10 oranında artması bekleniyor.
Bu sorunun çözülebilmesi ve iklim etkileriyle başa çıkılabilmesi için, planın; su, tarım, arazi ve ormancılık, insan yerleşimi, sağlık, ulaşım ve madencilik olmak üzere yedi sektörde uyum önlemleri içermesi gerekiyor.
Çevre Bakanı Jeanne d’Arc Mujawamariya, “Ülkemiz çoktan iklim değişikliğinin maliyetini hesaplamaya başladı. Yalnızca bu sene, sel ve toprak kaymaları yüzünden 140 vatandaşımızı trajik bir şekilde kaybettik ve 3000’den fazla ev tahrip oldu. Yeni ve güçlendirilmiş iklim eylemi planıyla birlikte, halihazırda düşük olan emisyonlarımızı sınırlandırmak ve toplumumuzu ve ekonomimizi ısınan dünyaya dirençli hale getirmek için bir yol haritası oluşturduk” şeklinde konuştu.
Ruanda’nın hazırladığı iklim planını tamamen hayata geçirebilmesi için yaklaşık 11 milyar dolara ihtiyacı var. Bu miktarın 5.7 milyar doları karbon azaltma önlemlerine, 5.3 milyar doları uyum sağlama çalışmalarına harcanacak.
Tahmini maliyetin %60’ını oluşturan harcamalar, uluslararası destek koşuluyla hayata geçirilebilecek.
İklim müzakerecisi ve Ruanda Çevre Yönetimi Yetkilisi (Rwanda’s Environment Management Authority) genel direktörü Faustin Munyazikwiye, küresel durgunluğun gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliği ile mücadele ederken ekonomik kalkınmayı devam ettirmesini oldukça zorlayıcı hale getireceğini söyledi ve ekledi: “Bütün ülkeler arasındaki işbirliğinin artırılması gerekecek.”
BM İklim Değişikliği İcra Sekreteri Patricia Espinosa, Ruanda’yı yeni planı için tebrik ederek, “COVID-19 iklim krizini ertelemediği için diğer ülkelerin de daha güncel ve iddialı iklim planlarını sunmasını bekliyorum” dedi.
Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün iklim ve ekonomi başkan yardımcısı Helen Mountford, Ruanda’nın yeni planının beş yıl önceki plana göre “çok daha güçlü” olduğunu ve ülkelerin COVID-19 krizinden sonra ekonomilerini yeniden harekete geçirme sürecinde kalkınma ve istihdam yaratmayı artırabileceğini söyledi.
Mountford sözlerine, “Ruanda güçlendirilmiş iklim taahhüdünü 2020 yılında sunan hem ilk hem de en az gelişmiş Afrika ülkesi. Dünyada görmeye ihtiyacımız olan liderliği Ruanda sergiledi” şeklinde devam etti.
Ruanda, Haziran ayında planlanan ancak daha sonra belirsiz bir tarihe ertelenen ve hükümetlerin iklim krizi için daha büyük adımlar atmalarının beklendiği Commonwealth (Milletler Topluluğu) hükümet başkanları toplantısının ev sahipliğini üstlenecek.
Nairobi merkezli düşünce kuruluşu Power Shift Africa direktörü Mohamed Adow, Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda liderlerine kendi güncellenmiş iklim planlarının eşit derece radikal olmasına dikkat etmeleri gerektiği çağrısında bulundu.
Ülkeler Paris Anlaşması uyarınca, 2030 emisyon azaltma planlarını güncelleyecek ya da yeni bir plan sunacaklar ve yıl sonuna kadar uzun vadeli karbonsuzlaşma stratejilerini yayımlayacaklar.
Ülkeler, yeni iklim taahhütlerinin öncekilerden daha ileri seviyede olması ve daha yüksek hedefler sunması konusunda anlaştılar.
Ancak koronavirüs salgını, birçok ülkenin iklim hedeflerini gözden geçirme çalışmalarını yavaşlattı ve bazı gelişmekte olan ülkeler, yıl sonundan önce yeni plan sunma konusunda sıkıntılar yaşayacaklarını açıkladı.
Dünyada en fazla kirliliğe yol açan ülkelerden hiçbiri küresel ısınmaya dair hedeflerini yükseltmedi.
Glasgow’da gerçekleşecek BM iklim zirvesi 2021 yılına ertelendi. Bu gecikme, ülkelere iklim planlarını hazırlarken daha fazla zaman tanınmasına sebep oldu.
Haberin aslında buradan ulaşabilirsiniz.